Meclis’te partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri, adalet vurgusuna önemli bir yer ayırdı.
Tunceli’de 5 Ocak 2020’den beri haber alınamayan Gülistan Doku, gazeteci Sedef Kabaş, iş insanı Osman Kavala, HDP’li Selahattin Demirtaş ve askeri öğrencileri hatırlattı.
Kılıçdaroğlu, Rusya-Ukrayna arasında artan gerilime de dikkat çekerek, “Bölgemizde savaş istemiyoruz” dedi, en büyük zararın Türkiye’ye zarar vereceğini vurguladı.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
” Türkiye’nin sorunlarını biliyoruz ama hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yok. ‘Sorunları çözeceğiz‘ diyerek iktidar olanlar sorunların üzerine yerine yeni sorunlar eklediler. Türkiye sorunlarını çözmüş bir ülke olmaktan çıktı sorunlar yumağı içinde çırpınan bir ülke haline döndü. Sorunları çözemiyorsa yapacakları tek iş sandığı milletin önüne getirmek.
“TIPIŞ TIPIŞ GÖNDERECEĞİZ”
Genelde şöyle söyleniyor: ‘Bunlar asla gitmez’ Ne demek asla gitmez! Onları tıpış tıpış milletin iradesiyle göndereceğiz. Gitmezler lafını kullanmak kadar yanlış bir şey yok. Niye gitmesinler. Dünya kime bâki kaldı?
5 Ocak 2020’de Tunceli’de kaybolan Gülistan Doku’nun ailesi burada. Gülistan Doku’nun eğer kaybolma süreci aydınlatılmamışsa o zaman iktidar sahiplerinin çıkıp bunun hesabını vermeleri lazım. Biz faili meçhuller istemiyoruz. 21. yüzyılın Türkiye’sinde faili meçhuller istemiyoruz. Gülistan Doku bulunamıyorsa bir sorunumuz var demektir. İnsan hakları açısından da bir sorunumuz var demektir. Aile bizim temel taşımızdır. Aradan uzun zaman geçmesine karşın hala bulunamıyorsa ailenin devlete, iktidara olan güveni sarsılır. Üstümüze düşen Gülistan Doku’nun nerede olduğunu bulmaktır.
“DEVLETTE ADALETİ SAĞLAMAYA GELİYORUZ”
Demokrasi konusunda çok sorunumuz var Türkiye’de. Demokrasinin olmadığını hepiniz biliyorsunuz. Ufak tefek kırıntılar kalmış… AYM kararları uygulanmaz, anayasanın öngördüğü temel kurallar, ilkeler uygulanmaz, AİHM kararları uygulanmaz, üst mahkemenin kararına alt mahkeme uymaz, uymayanlar terfi ettirilir… Süreç hukuk içinde değil intikam duygusuyla çalışıyor. Eğer birisi, iktidar sahiplerinden birini eleştiriyor ve bu eleştirinin dozu biraz yüksekse yakalanması, gözaltına alınması, tutuklanması ve aylarca hapiste tutulma tablosuyla karşı karşıya kalıyoruz. Sedef Kabaş bunlardan bir tanesidir. Bir gazetecidir. Eleştiri hakkını kullanmıştır. 12 yıl hapisle yargılanıyor. Aslında tutuklanmaması lazım. Ülkede demokrasi olmadığı için içeride tutuluyor. Sadece o mu hayır. Osman Kavala da öyle, Selahattin Demirtaş da öyle, askeri öğrenciler de öyle… Şunu söyleyeyim. Devleti adalet içinde yönetirseniz bütün taşlar yerine oturur. Devlette adaleti sağlamaya geliyoruz. Bu ülkede herkes huzur içinde yaşayabilsin.
Bölgemizde bir savaş istemiyoruz. Savaşın acımasızlığını en iyi bizim tarihimiz anlatır. Bölgedeki bir savaşın Türkiye’ye büyük zararlar vereceğini hepimiz biliyoruz. Tarafları sağduyuya davet etmek, bir savaşı önlemek sadece insan olarak bizim değil bütün dünyanın ortak talebi olmalıdır.
Böyle bir savaş çıkarsa en büyük zararı görecek ülkelerden birisi Türkiye’dir. Rusya bu süreç içinde 2014’e göre daha güçlü bir şekilde sahneye çıkmış durumda.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***