Uluslararası Kadın Sünnetine (Genital Sakatlama) Karşı Sıfır Tolerans Günü’nde Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco, “kadınların haysiyetine ve fiziksel bütünlüğüne” zarar veren bu uygulamayı eleştirdi.
Papa Francesco geleneksel Pazar duasının ardından yaptığı konuşmada bugünkü Kadın Sünnetine Karşı Sıfır Tolerans Günü’ne de değindi. Vatikan’daki San Pietro Meydanı’nda toplanan kalabalığa seslenen Papa şunları söyledi:
“Bugün kadın sünnetine karşı uluslararası mücadele günü. Her yıl yaklaşık 3 milyon kız, sıklıkla sağlıkları için çok tehlikeli koşullarda bu müdahaleye maruz kalıyor. Maalesef dünyanın birçok bölgesinde yaygın olan bu uygulama kadınların haysiyetini aşağılıyor ve fiziksel bütünlüklerine ciddi şekilde zarar veriyor.”
Papa daha önce de kadın sünneti uygulamasını “kölelik biçimleri, kadın bedeninin metalaştırılması ve sakatlanması” gibi “aşağılama türleri” arasında saymış ve bunlara karşı mücadele çağrısı yapmıştı.
Dünya çapında 200 milyon kişi
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre dünya çapında 200 milyondan fazla kişinin kadın sünneti olarak da anılan genital sakatlamaya maruz kaldığı hesaplanıyor.
BM’ye göre bu uygulama öncelikle Afrika ve Ortadoğu’daki 30 ülkede yaygın. Ancak Asya ve Latin Amerika’daki bazı ülkeler ile Batı Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda’da bazı göçmen kökenli topluluklarda da kadın sünneti uygulamasına rastlanıyor.
Kadın cinsel organının tıbbi olmayan nedenlerle değişime ya da yaralamaya maruz bırakılması operasyonları, kadınların genital sakatlanması ya da kadın sünneti olarak adlandırılıyor.
6 Şubat tarihi, 2003’te bu uygulamaya karşı sıfır tolerans günü ilan edildi. BM kurumları, 2030’a kadar kadın sünnetini ortadan kaldırma amacı belirledi.
Pandemi olumsuz etkiliyor
Bu yıl 6 Şubat Uluslararası Kadın Sünnetine Karşı Sıfır Tolerans Günü öncesi yapılan açıklamalar, Covid-19 pandemisinin bu uygulamayı bitirme çabalarına zarar verdiğini gösteriyor.
BM Nüfus Fonu (UNFPA) ve Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından geçen Cuma günü yapılan ortak açıklamada, “Artan yoksulluk, eşitsizlik ve çatışmalarla boğuşmakta olan ülkelerde şimdi de Covid-19 pandemisi bu uygulamayı sona erdirme çabalarını daha da tehdit ediyor” denildi.
UNFPA ve UNICEF’in açıklamasında bu durumun “dünyanın en savunmasız ve kenara itilmiş kızları açısından kriz içinde kriz yarattığı” vurgulandı.
BM kurumları, “Covid-19 öncesinde, 2015-2030 yılları arasında 68 milyon kız çocuğunun genital sakatlama riski altında olduğu hesaplanıyordu. Pandemi yüzünden okulların kapanması ve kızları bu zararlı uygulamadan korumaya yardımcı programların aksamasıyla, gelecek 10 yıl içinde 2 milyon ek kadın sünneti vakası daha görülebilir” uyarısında bulundu.
Kadın sünnetinin en yaygın olduğu 31 ülkede bu uygulamayı bitirebilmek için 2,4 milyar dolarlık yatırım gerektiği hesaplanıyor. Bu yatırımların ulusal yasaların hazırlanması ve uygulanması, kız çocukları ve kadınların güçlendirilmesi programları gibi alanlara yapılması amaçlanıyor.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de kadın sünnetini “dünyanın her yerindeki kadınlara ve kız çocuklarına derin ve kalıcı şekilde zarar veren iğrenç bir insan hakları ihlali” diye niteledi.
Pandeminin daha fazla kız çocuğunu tehlike altına soktuğunu vurgulayan Guterres, “Cinsiyet eşitsizliğinin bu bariz tezahürü durdurulmalıdır. Acil yatırımlarla ve zamanında eyleme geçerek, kadınların genital sakatlanmasının 2030’a kadar sona erdirilmesi hedefine ulaşabiliriz ve kadınların bütünlüğüne ve özerkliğine saygılı bir dünya inşa edebiliriz” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***