İYİ Parti Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ziyaretine ilişkin, “BAE’nin 15 Temmuz’un arkasında olmadığı mı ortaya çıkmıştır, yoksa BAE bu rolü için özür mü dilemiştir? İktidar 15 Temmuz’un hesabını sormaktan vaz mı geçmiştir, yoksa 15 Temmuz’un müsebbipleriyle ilgili olarak milletimiz bugüne kadar iktidar tarafından yanıltılmış mıdır?” diye sordu.
İYİ Parti Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, TBMM Genel Kurulu’nda bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BAE ziyareti hakkında konuştu. Sezgin şöyle konuştu:
“Son günlerde Körfez ülkelerine ilişkilerimizde hızlı bir onarım yaşanmaktadır. Yıktığımızı onarmaya çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanın Birleşik Arap Emirlikleri ziyareti sırasında 13 metine imza atılmıştı. Sayın Erdoğan BEA’yi Türkiye’nin körfez bölgesindeki başlıca ticaret ortağı olarak tanımlamıştı. Abudabi Veliaht Prensi’nin kasım ayındaki ziyareti ile iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir dönemin başladığını belirtiştir. İlkeler bazında baktığımızda iktidarın Birleşik Arap Emirlikleri’yle ilişkilerinde de Suudi Arabistan’la olan ilişkilerindeki gibi tutarsız bir seyir gözlenmektedir ve bu ülkelerle öngörülebilirlikten uzak bir ilişki çerçevesi tercih edilmiştir.
15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki en önemli aktörlerden olduğu söylenen Birleşik Arap Emirlikleri’yle bugünkü yakınlaşmayı hangi gelişme tetiklemiştir? BAE’nin 15 Temmuz’un arkasında olmadığı mı ortaya çıkmıştır, yoksa Birleşik Arap Emirlikleri bu rolü için özür mü dilemiştir? İktidar 15 Temmuz’un hesabını sormaktan vaz mı geçmiştir, yoksa 15 Temmuz’un müsebbipleriyle ilgili olarak milletimiz bugüne kadar iktidar tarafından yanıltılmış mıdır? İktidar bu dönemlerin hangisinde hata yapmıştır, hangisinde milletimizi yanlış bilgilendirmiştir? Şimdi bugün doğru olanı yapıyorsak Birleşik Arap Emirlikleri ile düşmanlığa varan ilişkilerimiz hatalı mıydı? O hata değilse, şimdi yapılan mı yanlıştır. Tabi soruyu Mısır ve İsrail ile yeniden vuslat hamleleri konusunda sorabiliriz ve liste uzayıp gider.
Biz, bu ülkelerle ilişkilerimizin normalleşmesine elbette ki karşı değiliz, hatta iktidarın sadece dışarıda kendisine yarattığı hasımlarla değil, içeride vatandaşlarıyla da barışması gerektiğini düşünüyoruz. Birtakım hezeyanların etkisinin azaldığı ve dış ilişkilerin onarılmaya başlandığı bu süreçten memnuniyet duyuyoruz. Yeni hatalar yapılmadıkça, millî güvenliğimiz ve ulusal onurumuz risk ve tehdit altına sokulmadıkça bu gelişmeler bizi hiçbir şekilde rahatsız etmez. Bugüne kadar hezeyan, lüzumsuz iddia ve anlamsız ideolojik ısrarları nedeniyle yaratılan husumetten dolayı, ulusal çıkarların aşındırıldığını, millî güvenlik açısından önemli risk ve maliyetler yaratılmıştır. Bu iktidar, ağır maliyetler yaratan ama hesap vermeyen bir iktidardır. Hesap vermeme, bu iktidarın alametifarikasıdır, hataların hesabı verilmemektedir.” (ANKA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***