CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve Demokrasi ve Atılım Partisi temsilcilerinin yaptığı görüşmelerin ardından üzerinde uzlaşılan ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’ açıklandı. Metnin detaylarının kamuoyuna okunmasının ardından 6 muhalefet partisi lideri, mutabakat metnine imza attı.
CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve Demokrasi ve Atılım Partisi temsilcilerinin Meclis’te yaptığı görüşmelerin ardından üzerinde uzlaşılan ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’ 6 siyasi partinin genel başkanının katılımıyla kamuoyuna açıklandı. Metni 6 partiden 6 genel başkan yardımcısının okumasının ardından, muhalefet liderleri mutabakat metnine imza attı.
Altı siyasi partinin genel başkanı, önde gelen sivil toplum örgütleri. sendikalar, dernekler, hukuk alanındaki akademisyenler ve çok sayıda gazetecinin katıldığı toplantının sunuculuğunu Tuluhan Tekelioğlu üstlendi. Tuluhan Tekelioğlu’nun açılışı yapmasının ardından sırasıyla Kılıçdaroğlu, Babacan, Uysal, Davutoğlu, Akşener ve Karamollaoğlu’nun isimlerini anons etti.
BÜLENT KORUCU, PROF. DR. ESER KARAKAŞ, DOÇ. DR. MAHMUT AKPINAR, AÇIKLAMAYI TR724 YAYININDA YORUMLADI
6 GENEL BAŞKAN SALONA BİRLİKTE GELDİ
Altı parti lideri, anonsla eş zamanlı salona giriş yaptı ve ön sıradaki yerlerine oturdu. ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’ sunumunu; CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Demokrat Parti Hukuk ve Adaletten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün, İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Bahadır Erdem, Saadet Partisi Seçim İşleri Başkanı Bülent Kaya yaptı. Sunum, altı partinin isim sıralamasına göre yapıldı.
CHP’Lİ MUHARREM ERKEK: SİYASİ ETİK KANUNU HAZIRLAYACAĞIZ
Giriş, yasama, yürütme, yargı ve demokratik sistem olmak üzere beş ana başlıktan oluşan sunum için ilk sözü alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, 16 Nisan 2017 referandumunu anımsattı. Erkek, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi üzerinde durdu. Bu dönemde, demokrasinin asli gereği olan çoğulculuk ve uzlaşma ilkelerinin yok sayıldığını, anayasa değişikliğinin geniş toplum kesimleriyle, siyasi partilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, üniversitelerin anayasa kürsüleriyle ve barolarla müzakere edilmediğini söyleyen Erkek, “Devletin tüm imkanları ‘Evet’ kampanyası için seferber edilmiş, muhalefet partileri ile sivil toplum örgütlerinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakları bile kısıtlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi neden yanlıştır? Bu sistem, yönetimde kişiselliğe ve keyfiliğe yol açmış, cumhurbaşkanına yasama, yürütme ve yargıyı güdümü altına almasını sağlayan çok geniş ve denetimsiz yetkiler tanıyarak otoriter bir yönetim yaratmıştır. Bizler, anayasal devlet anlayışına aykırı, demokratik hukuk devletini temelinden zedeleyen ve egemenliği şahsileştiren bu sisteme karşı çıkıyoruz.” dedi.
DEVA PARTİLİ YENEROĞLU: SEÇİM BARAJINI YÜZDE 3’E DÜŞÜRÜLECEK
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu da Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile TBMM’nin temsil yeteneğinin arttırılacağını, kanun yapma ve yürütmeyi denetleme işlevlerinin etkili kılınacağını, böylece yasama organının daha demokratik ve daha etkili olmasının sağlanacağını söyledi: “Temsil gücünü arttırmak, temsilde adaleti ve çoğulcu demokrasiyi sağlamak amacıyla seçim barajını yüzde 3’e düşüreceğiz. Yurt dışında mukim 6 milyondan fazla vatandaşımızın Mecliste temsilinin sağlanabilmesi için yurt dışı seçim çevresi oluşturacağız. Siyasi partilere ve adaylara yapılan belirli miktarın üzerindeki bağışların ve seçim dönemlerinde yapılan tüm harcamaların kamuoyuna açıklanmasını zorunlu tutacağız. En son yapılan milletvekili genel seçimlerinde en az yüzde 1 oy alan siyasi partiler Hazine yardımından faydalanmaya hak kazanacak.”
DEMOKRAT PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ŞAHİNALP: CUMHURBAŞKANI BİR DÖNEM SEÇİLEBİLECEK
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp ise şunları anlattı: “Cumhurbaşkanının yalnızca bir dönem seçilmesi kararını getireceğiz. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisiyle ilişiği kesilecek, görev süresi bitince aktif siyasete dönemeyecek. Cumhurbaşkanı ile Meclis’in görev sürelerinin ayrıştırılmaları amacıyla cumhurbaşkanının görev süresini 7 yıl olarak belirleyeceğiz. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de cumhurbaşkanlığını tarafsız bir makam olarak düzenleyeceğiz. Devletin başı sıfatını taşıyan cumhurbaşkanlığı, temsili görev ve yetkilere sahip makam olarak düzenlenecektir. Yürütmeye dair icrai yetkiler TBMM’ye karşı siyasi sorumluluğu olan başbakan ve bakanlardan oluşan bakanlar kurulu tarafından kullanılacaktır. Bakanlar kurulu, başbakanın başkanlığında toplanacaktır. Yetkide ve sorumlulukta paralellik ilkesi gereğinde başbakanlık ve bakanlar kurulu Meclis’e karşı sorumlu olacaklardır. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de hükümete istikrar kazandırmak amacıyla gensoru ile yapıcı güvensizlik oyu birleştirilecektir. Hükümetin düşürülmesi, yeni hükümetin TBMM’de üye tam sayısının salt çoğunluğuyla seçilmesi şartına bağlı olacaktır. Yürütme başlığı altında ele aldığımız bir diğer konu ise olağanüstü hal yönetimidir. Buna göre Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de Cumhurbaşkanının ya da Bakanlar Kurulu’nun tek başına OHAL ilan etme yetkisi olmayacaktır. OHAL ilan etme yetkisi cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’na ait olacaktır. Bu yetki TBMM’nin onayına da tabi tutulacaktır. OHAL’in keyfi yönetime dönüşmesine engel olmak amacıyla OHAL KHK’larına hukuk sistemimizde yer verilmeyecektir.”
GELECEK PARTİLİ ÜSTÜN: HSK’Yİ KALDIRACAĞIZ
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, Yargı sistemini anlatmak üzere kürsüye çıktı. Üstün, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de öncelikle yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlayacağız” ifadelerini kullandı. Üstün, şöyle devam etti: “HSK kaldırılacak, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak iki ayrı yapı oluşturulacak. Hakimlere coğrafi teminat güvencesi sağlanacak.”
İYİ PARTİLİ ERDEM: ÖZGÜR VE DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETMEYE KARARLIYIZ
Üstün’ün ardından konuşmasına başlayan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem’in konuşmasından bazı bölümler şöyle: “Özgür ve demokratik bir Türkiye’yi inşa etmeye kararlıyız. Başta ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere tüm özgürlüklerin güvence alındığı, kadın-erkek eşitliğinin tesis edildiği demokratik bir Türkiye’yi inşa etmeye kararlıyız. TRT ve Anadolu Ajansı, bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandırılacak. Keyfi akreditasyon kararlarına son verilecek. Yarının Türkiye’si için hazırladığımız Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile devletin temel organlarının yanında demokratik hukuk devletinin güçlendirilmesini de esas alıyoruz. Hükümet sistemimizle; uluslararası sözleşmeler ve evrensel değerler çerçevesinde başta, ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere tüm özgürlüklerin garanti altına alındığı; bireylerin ve sivil toplumun güçlendirildiği, çevre haklarının ve sürdürülebilirliğin sağlandığı, kadın-erkek eşitliğinin tesis edildiği, özgür ve demokratik bir Türkiye’yi inşa etme kararlığındayız.
Bu amaçla, temel hak ve özgürlükler; dil, din, mezhep, ırk, cinsiyet, siyasi ve sosyal aidiyet farkı gözetmeksizin tüm insanlar için güvenceye kavuşturulacak ve iç hukukumuz uluslararası standartlarla uyumlu kılınacaktır. Ötekileştirme hissi doğuran tüm uygulamalar ortadan kaldırılacaktır. Bu kapsamda ilk olarak Düşünce ve İfade, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü ile Örgütlenme Özgürlüklerinin kullanımını engelleyen ya da ölçüsüz şekilde sınırlandıran mevzuatı yeniden düzenleyeceğiz. Demokratik toplumun gereklerine uygun olarak bu özgürlüklerin üzerindeki her türlü baskıya son vereceğiz.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de ifade özgürlüğü; Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatları gereğince şiddete teşvik, nefret söylemi ya da kişilik haklarına saldırı durumları dışında sınırlandırılmayacaktır. İnternet mevzuatını, uluslararası standartlara uygun olarak, ifade özgürlüğünü kısıtlamayacak ve kişilik haklarını ihlal etmeyecek şekilde yeniden düzenleyeceğiz. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına ilişkin mevzuatı, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ışığında yeniden düzenleyerek bu hakla ilgili bildirim uygulamasının idare tarafından keyfi şekilde kullanılmasını engelleyeceğiz.
Din ve Vicdan Özgürlüğü’nü güvence altına alan, demokratik laik hukuk devletinin, çoğulcu toplum düzeninin temeli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle bizler, herkesin inancına, kanaatine ve yaşam tarzına saygı duyulduğu, kişilerin din, inanç ve yaşam tarzı fark etmeksizin özgürce yaşadığı, herkesin kendi kimliğiyle ve kendisi olarak eşit şekilde toplumsal, kamusal ve siyasal yaşama katıldığı bir sistemi hep birlikte inşa edeceğiz.
‘KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİNİ SAĞLAMAYI DEVLET POLİTİKASI HALİNE GETİRECEĞİZ’
Temel hak ve özgürlükler kapsamında ele aldığımız son derece önemli bir diğer husus ise kadın haklarıdır. Kadınlar; eğitim, çalışma hayatı ve karar alma mekanizmalarına katılma gibi büyük sorunlarla ve eşitsizliklerle karşı karşıyadır. Toplumun ve yaşamın her alanında, tüm karar alma mekanizmalarında kadın-erkek eşitliğini sağlamayı ve korumayı öncelikli bir devlet politikası haline getireceğiz. Bu konuda yasal ve yapısal tüm gereklilikleri sağlayacağız.
Yarının Türkiye’sinde kadına yönelik şiddetle etkin şekilde mücadele edilecek, şiddetin önlenmesi adına uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat hükümleri etkili şekilde uygulanacaktır. Kadına karşı işlenen suçlarla ilgili Türk Ceza Kanunu’nda gerekli düzenlemeler derhal yapılacaktır. Failler için caydırıcı cezalar öngörülecek, uygulanan indirim sebepleri yeniden düzenlenecektir.
Yine bu kapsamda eğitim müfredatına ilkokul birinci sınıftan itibaren insan hakları ve kadın-erkek eşitliği dersleri konulacaktır. Kız çocuklarının eğitim hakkı güvence altına alınacak ve bu hakka erişimin önündeki tüm engeller kaldırılacaktır. Diğer bir başlığımızsa Basın Özgürlüğüdür. Bu hakkı güvence altına alarak, basına görevini özgür bir şekilde yapacağı güvenli, çoğulcu ve elverişli bir ortam sağlayacağız. Gazetecilere karşı ceza soruşturmasına gerekçe yapılan mevzuatı, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları çerçevesinde yeniden düzenleyeceğiz.
‘TRT, ANADOLU AJANSI VE RTÜK YENİDEN YAPILANDIRILACAK’
TRT’yi ve Anadolu Ajansı’nı, bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandıracağız. Keyfi akreditasyon kararlarına son verip, basın kartlarının verilmesinde meslek kuruluşlarına belirleyici bir rol vereceğiz. Medya sahipliği ve finansmanını şeffaf hale getirecek, medyada tekelleşmeyi ve kartelleşmeyi önlemek amacıyla yasal ve yapısal tedbirler alacağız.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun görevini bağımsız ve tarafsız olarak yerine getirebilmesi için yasal ve yapısal değişiklikler yapacağız. Kurulun üyeleri, üye yapısında çoğulculuğu sağlamak üzere alanında uzman kişiler ve meslek kuruluşları temsilcileri arasından Meclis tarafından nitelikli çoğunlukla seçilecektir. Basın İlan Kurumu’nun yapısı ve üye seçimi basın özgürlüğüne uygun şekilde yeniden düzenlenecektir.
Öte yandan demokratik toplumun asli bir unsuru olan Sivil Toplum kuruluşlarına yönelik ayrımcılığa ve baskıya da son vererek, bu kuruluşların faaliyetlerini keyfi bir biçimde engelleyen düzenlemeleri kaldıracağız. Bu kuruluşların özgürce çalışabileceği güvenli, çoğulcu ve elverişli bir ortam oluşturacağız. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile birlikte Sosyal Haklar da güvenceye kavuşacaktır. Refahın adil bölüşümünü sağlayarak, sosyal hakları ve devlet yardımlarını insan onuruna yaraşır bir şekilde ve hak temelli bir yükümlülük olarak güçlendireceğiz. Engelli vatandaşlarımızın çalışma hayatı dahil toplumsal hayatın tüm alanlarına tam katılımlarının önündeki engelleri kaldıracağız.
Son olarak ise Çevre haklarına ilişkin anayasal ve yasal düzenlemeleri uluslararası hukukla uyumlu hale getireceğiz. Doğal yaşam kaynakları ve çevrenin korunması konusundaki devletin yükümlülüklerini Anayasa’da açık şekilde düzenleyeceğiz.Devleti, toplum sağlığının korunması ve refahının sağlanması amacıyla içme suyu kaynaklarını, tarım alanlarını, ormanları ve hayvanları korumakla; iklim krizine karşı mücadele etmekle ve düzenli kentleşmeyi sağlamakla yükümlü kılacağız. Yargı sisteminde çevre konusunda uzmanlaşmış yargıçların görev yapacağı Çevre Mahkemeleri kuracağız.”
SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI KAYA: KAYYUM UYGULAMALARINA SON VERECEĞİZ
Kürsüye son olarak Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya çıktı. Kamu Yönetimi ve Siyasi Etik konusunu anlatan Kaya, şöyle konuştu: “Seçimle gelenin seçimle gitmesini güvence altına alacağız. Yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son vereceğiz. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de Kamu Yönetimi ve Siyasi Etik Başlıklarını sizlere arz etmek üzere huzurlarınızdayım. Öncelikli olarak kamu yönetimine eşitlik, tarafsızlık, liyakat, hukuka uygunluk ve şeffaflık ilkelerini hakim kılacağız. Tüm kamu kurumlarının, fonksiyon ve etkinliklerini gözden geçirerek ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden yapılandıracağız. Bu bağlamda paralel bütün kurum ve kurulların faaliyetlerine son vereceğiz. Kamu yönetiminde kadın yöneticilerin sayısını arttıracağız.
‘MÜLAKAT UYGULAMALARINA SON VERECEĞİZ’
İkinci hedefimiz kamu görevine alınmada her kademede liyakat ve eşitlik ilkelerini hâkim kılmaktır. Mülakat uygulamalarına son vererek yazılı sınav sonuçlarını esas alacağız. Sözlü mülakat yapılması zorunlu olan haller ise ancak kanunla düzenlenmek kaydı ile istisna olacaktır. Bu durumda da adaylara yöneltilecek sorular kura usulüyle belirlenecek, sözlü sınav ve mülakatlar kayda alınacaktır.
Üçüncü hedefimiz yolsuzlukla etkin bir şekilde mücadele etmektir. Yolsuzlukla ilgili mevzuatı, Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun tavsiye kararlarıyla tam uyumlu hale getireceğiz. Kamu İhale Kanunu’nu yenileyerek ihale mevzuatını tek kanunda düzenleyeceğiz. Kamu alımlarında ve ihalelerde rekabeti ortadan kaldıran, ihaleyi istisna keyfiliği kural haline getiren, yolsuzluğun kapısını açık tutan istisna ve muafiyet hükümlerini kaldıracağız.
‘YEREL YÖNETİMLERİN YETKİ VE SORUMLULUĞU ARTACAK’
Dördüncü olarak Yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarını artıracağız. Yerel Yönetimlerde demokratik katılım, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerini hâkim kılacağız. Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki idari denetiminin sınırlarını açıkça belirleyerek yerindelik denetimi anlamına gelen vesayet uygulamalarına son vereceğiz. Bu bağlamda yeni bir merkez-yerel dengesi kuracağız. Yerel yönetimlere, genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan payı arttıracağız
Seçimle gelenin seçimle gitmesini güvence altına alacağız. Yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son vereceğiz. Kamu yönetimi başlığı altında beşinci olarak mutabık kaldığımız nokta ise akademik özgürlük ve üniversitelerle ilgili düzenlemelerdir.
‘YÖK KALDIRILACAK’
Yüksek öğretimde özgür ve çoğulcu bir sistem oluşturarak Üniversitelerin bilimsel özerkliklerinin yanında, idari ve mali özerkliklerini de anayasal güvence altına alacağız. Yükseköğretim Kurulu’nu kaldırarak yerine yetkileri koordinasyon görevi ile sınırlandırılmış, üyelerinin ise demokratik meşruiyet esasına dayanılarak seçildiği üniversiteler arası bir kurul tesis edeceğiz.
Öğretim üyelerinin kendi üniversitelerinin rektörünü seçmesine imkân sağlayacağız. Dekan adaylarının uzmanlık alanlarının, ilgili fakültenin niteliğine uygun olması esasını temin edeceğiz Kamu yönetiminin altıncı ve son başlığı olarak Düzenleyici ve Denetleyici Kurumları ele aldık. Bu kurumların oluşumunda ve çalışmasında liyakat, şeffaflık ve tarafsızlık ilkelerinden taviz vermeyeceğiz.
Düzenleyici ve Denetleyici Kurumların idari ve mali özerkliğe kavuşturulmasını sağlayarak bağımsızlıklarını tesis edecek ve yürütmenin müdahalelerine karşı korunmaları için yasal ve yapısal önlemler alacağız. Kurumlara atanacak üyelerin yetkinliklerini nesnel olarak ortaya koyacak kriterler belirleyeceğiz. Merkez Bankası başta olmak üzere düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlığını zedeleyecek hiçbir uygulamaya ve düzenlemeye yer vermeyeceğiz.
Demokratik hukuk devleti önündeki en büyük engellerden bir tanesi de siyasi makam sahiplerinin yolsuzluklarını önleyecek mevzuatın yetersiz olması ve var olan hükümlerin uygulanamamasıdır. Bu sebeple de şeffaflık sağlanamamakta, rüşvet ve yolsuzluklar engellenememektedir.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de milletvekillerinin, bakanların, siyasi parti genel merkez yöneticilerinin ve belediye başkanlarının görevlerini yerine getirirken uymaları gereken siyasi etik ilkelerinin düzenlenmesi amacıyla Siyasi Etik Kanunu hazırlayacağız.
Bizler, toplumu en geniş yelpazede temsil eden altı siyasi parti olarak; Yarının Türkiye’si için hazırlamış olduğumuz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi, ülkemize, adalet, barış, refah ve huzur getirmesi inancıyla hayata geçirmeyi taahhüt ediyoruz. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin, milletimize hayırlı ve uğurlu olması temennisi ile hepinizi saygı ile selamlıyorum”
MUHALEFET LİDERLERİ MUTABAKAT METNİNE İMZA ATTI
Metni 6 partiden 6 genel başkan yardımcısı okumasının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan kürsüye çıkarak okunan mutabakat metnine imza attı.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***