HASAN CÜCÜK | HASAN CÜCÜK
Fenerbahçe için “Ölmüş ağlayanı yok” yorumu abartı olmaz. Sene başında konan tüm hedefler daha sezonun ilk devresinde devre dışı kalınca, dümeni bozuk gemi oldu. Elde tek Konferans Ligi kaldı. Kadro ve kafa yapısı olarak sezonu bitirmiş bir ekibin Avrupa’da başarıyı yakalaması hayal ötesi. Bunu Slavia Prag maçında gördük. Daha ilk maçta hem de sahasında turun anahtarını rakibe verdi.
BEKLENTİSİZ TEKNİK ADAM
Rotasız geminin yol alması mümkün değil. Fenerbahçe şampiyonluk yarışından çoktan koptu. Türkiye Kupası’nda sahasında 10 kişi kalmış Kayserispor’a elendi. Teknik direktör bulamayan bir takım haline geldi. Mecburen takım geçici olarak İsmail Kartal’a teslim edildi. Kartal’dan kimsenin bir beklentisi olmayınca, takım da öylesine maçlar oynuyor.
Konferans Ligi, UEFA’nın ‘maksat turnuva olsun’ veya Avrupa’da maç oynamayan kalmasın saikiyle düzenlediği bir turnuva. Fenerbahçe’nin, tarihi ve geçmişine göre klasman düştüğünün en bariz göstergesi Konferans Ligi’nde mücadele ediyor olmasıdır. Bir de bu ligde bile tutunamayan Fenerbahçe.
İKİ KİŞİ AYAKTA KALDI
Tel tel dökülen Fenerbahçe’de ayakta kalan iki kişi vardı. Biri Kim Min-Jae diğeri Attila Szalai. Her mevkide dökülen takımı ayakta tutan defansın bu iki ismiydi. Ancak hem Kim hem de Attila diğer arkadaşlarına ayak uydurdu. Slavia Prag karşısında Koreli bile isyan etme noktasına geldi. Defanstan oyun kurarken, pas verecek arkadaş bulmakta zorlanınca tepkisini el kol hareketleriyle ortaya koydu. Rakip forvete duvar ören stoper ikilisi Slavia Prag karşısında amatör görüntü verdi. Kim Min-Jae sakatlık sebebiyle ikinci devreye çıkamayınca yerine giren Tisserand daha da vasat görüntü verdi.
RAKİP İYİ ANALİZ ETMİŞ
Fenerbahçe, Mert Hakan, Sosa, Zajc ve Pelkas gibi usta ayaklara rağmen pas yapmakta zorlandı. Slavia Prag, teknik direktörü rahatsızlığından dolayı gelmemesine rağmen Fenerbahçe’yi iyi analiz etmiş. Daha doğru ifadeyle zaaflarını çok iyi tespit etmiş. Sahanın her tarafından pres uygulayıp, oyun kurmasına müsaade etmedi. Valencia’ya atılan uzun topları ise Slavia defansı rahatlıkla aldı. Yerden atılan ara pasında ilk devrede Valencia ve Pelkas buldukları net pozisyonları son vuruşlarda heba etti.
ART ARDA GELEN İKİ GOL
İlk devrenin sonunda golü bulan Slavia Prag ikinci devreye daha rahat çıktı. Pelkas’la yakalanan beraberliğin sevinci bitmeden kalesinde peş peşe iki gol gördü. İki golün arasında bir dakika olması Fenerbahçe’nin durumunun özeti oldu. Ferdi Kadıoğlu’nun ayağından kazanılan gol heyecana sebep oldu. Hepsi bu kadar. Beraberlik golü gelmeyince, Çekler turun biletini 3-2’lik skorla cebine koyup ülkesine döndü.
KADIKÖY’DE SON 5 MAÇ
Fenerbahçe’nin kötü günleri elbette oldu. Ancak 4 yıl kesintisiz süren bir dönemi olmadı. Ali Koç yönetiminde kulüp sürekli irtifa kaybetti. Düşüş hala devam ediyor. Bu cendereden teknik adam değişikliği ile çıkmak da kolay gözükmüyor. Takımın en sağlam oyuncusu Szalai, Slavia Prag’ın attığı ikinci golün asistini yaptı. Daha ötesi yok.
Fenerbahçe, Kadıköy’de lig, kupa ve Avrupa kupalarından oynadığı 5 maçın sadece birini kazandı. Yendiği tek ekip haftalardır galibiyete hasret olan Altay’dı. Adana Demirspor, Başakşehir, Kayserispor derken Slavia Prag’a da yenildi. Yazının girişinde “Ölmüş ağlayanı yok” demiştim. Sonunu “tabuta son çiviyi Slavia Prag çaktı” cümlesiyle bitireyim.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***