HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN
28 Şubat darbesinin üzerinden 25 yıl geçti. Dile kolay; çeyrek asır… 25 yılın sonunda bir gerçek net olarak ortaya çıktı; 28 Şubat’ın hedefi Fethullah Gülen ve Hizmet Hareketi’ydi. Bunu bizzat 28 Şubat’ın failleri, yıllar sonra itiraf etti. 15 Temmuz’dan sonra yaşanan her gelişme de 28 Şubat’ta ‘asıl’ hedefin Cemaat olduğunu ortaya koydu.
28 Şubat’ta ‘delil bulunamadığı’ gerekçesiyle Hizmet Hareketi mensuplarını devletten ‘atamayanlar’, 15 Temmuz sonrası çıkarılan hukuksuz KHK’larla adeta soykırım yaptı. 150 bin civarında kamu çalışanı haklarında hiç bir delil olmaksızın ihraç edildi. Bir kısmı gözaltına alındı, önemli bir kısmı tutuklandı. Gelinen noktada şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; Cemaat’in 28 Şubat’ı devam ediyor…
4 Şubat 1997’de Ankara’nın Sincan ilçesinde halk, güne tank sesleriyle uyanmıştı. 15 tank ve 20 zırhlı araçtan oluşan konvoy, 28 Haziran 1996’da kurulan Refah-Yol hükümetine yönelik bir göz dağıydı. Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, “Demokrasiye balans ayarı yaptık.” diyecekti. Asker, hükümeti uyarıyordu!
Peki bu noktaya nasıl gelinmişti?
Dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’ın 2 Ekim-7 Ekim 1996 tarihleri arasında sırasıyla Mısır, Libya, Nijerya’yı ziyaret etmesi, kendisini ‘rejimin bekçisi’ olarak görenlerin tepkisin çekmişti. Zaten var olan rahatsızlık daha da arttı.
11 Ocak 1997’de Erbakan’ın tarikat liderleri ve şeyhlere resmi konutunda iftar yemeği vermesi tepkilerin açıktan dile getirilmesine neden olacaktı. Söz konusu yemeğe ilişkin fotoğraflar gazetelerin manşetlerini süslüyordu. ‘İrtica’ manşetleri sıradan hale gelmişti.
Son olarak Sincan’da Refah Parti’li Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ın 30 Ocak 1997’de ‘Kudüs Gecesi’ düzenlenmesi bardağı taşıran son damla oldu. Rejim tartışmaları alevlendi. Kudüs Gecesi’nin ertesinde, üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan kararname imzaya açıldı.
Yargı devreye girdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı, 2 Şubat’ta ‘Kudüs Gecesi’ için ayrı ayrı soruşturma başlattı.
28 Şubat 1997’de kritik MGK, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in başkanlığında toplandı. 8 saat 45 dakika süren Milli Güvenlik Kurulu toplantısından, tarihe ‘postmodern darbe’ olarak geçecek 20 maddelik o meşhur bildiri çıktı.
Peki 28 Şubat’ın hedefi kimdi? Hangi grup hedef alınmıştı?
PERİNÇEK: CEMAAT’E ‘FETÖ’ ADINI KOYAN BİZİZ!
“Cemaat’e ‘fetö’ adını veren biziz.” demişti Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek, katıldığı bir televizyon programında. Devamında ise şunları söylemişti: “28 Şubat’ı devam ettiriyor Türkiye. AKP, 28 Şubat çizgisine geldi. 28 Şubat’ın hedefi fetö’ydü. 28 Şubat’ın bildirisini ben yazdım. 28 Şubat’ın hedefinde Erbakan yoktu.”
“BUGÜN DE FETÖ HAPSE ATILIYOR, DEMEK Kİ 28 ŞUBAT DEVAM EDİYOR”
Katıldığı bir başka televizyon programında ise “28 Şubat’a gelince; 28 Şubat fetö’ye karşıydı. Bugün de fetö hapislere atılıyor. Demek ki 28 Şubat devam ediyor. 28 Şubat’ın esas darbe indirdiği güç Fethullah Gülen’di. Bu MİT’in hazırladığı raporda da görüyoruz bunu. Bunun ispatı MİT raporudur. Tansu Çiller de Fethullah Gülen’le işbirliği yaptığı için hedef alınmıştı.”
Doğu Perinçek’in açıklamaları çok açık. Tevile gerek yok. 28 Şubat’ın hedefinin Fethullah Gülen ve Hizmet Hareketi olduğunu olduğunu söylüyor ve bunu da delillendiriyor.
NUH METE YÜKSEL: 28 ŞUBAT’TA GÜLEN TUTUKLANACAKTI
Dönemin DGM savcısı Nuh Mete Yüksel de 28 Şubat’ta hedefin Fethullah Gülen ve Hizmet Hareketi olduğunu söylemişti. Hazırladığı iddianamede de bunu açıkça yazdı. Nuh Mete Yüksel, 2019 yılı Ocak ayında Ulusal Kanal’da katıldığı programda, Fethullah Gülen’in kaçmasaydı tutuklanacağını ve 28 Şubat’ın hedefinin FETÖ olduğunu söyledi.
Nuh Mete Yüksel’e göre ‘Cemaat’le mücadele daha yeni başlamıştı’: “AKP, fetöyle mücadeleye başladı. Yani bugünkü durumu devam ettirebilirlerse çok güzel olur.”
DURSUN ÇİÇEK: İRTİCA, BİZİM İÇİN CEMAAT’Tİ
Aynı şeyi 28 Şubat’ta Genelkurmay Psikolojik Harp Dairesi’nde görev yapan emekli Albay Dursun Çiçek de dile getirmişti. Cemaat’e yönelik hazırladığı ‘Kaos Planı’yla bilinen Çiçek, 28 Şubat’ta asıl hedefin Cemaat olduğunu bizzat itiraf etti.
Çiçek, 23 Mart 2016’da Hürriyet’ten Ahmet Hakan’a verdiği röportajda, “İrtica, bizim için yüzde 80 Cemaat’ti. Onun dışında ufak gruplar vardı. Ama yargıya, orduya, polise sızmak isteyen grup esas Cemaat’ti. İran gibi bir imam devleti kurmak istiyorlardı.”
KAOS PLANI’NIN HEDEFİ DE CEMAAT’Tİ
Dursun Çiçek’in yıllar sonra hazırlayacağı ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın hedefinde de Cemaat vardı. 12 Haziran 2009’ta Taraf Gazetesi’nin ‘AKP ve Gülen’i bitirme planı’ manşetiyle ortaya çıkan ve gerçekliği 4 ayrı kurum tarafından tescil edilen ‘Kaos Planı’nda cemaatin, başta ordu içindekiler olmak üzere bütün mensupları açıktan hedef alınıyordu. Planın ‘İcra’ bölümünde, “Laik düzeni yıkıp İslam devleti kurma hayalindeki AK Parti hükümeti ve Gülen grubu başta, dinî oluşumların faaliyetlerine son vermek için çalışılacaktır.” deniliyordu.
2004’TEKİ MGK’DA CEMAATİ BİTİRME KARARI ALINIYOR
Taraf Gazetesi 28 Kasım 2013’te yine çok konuşulacak bir belgeyi manşetine taşıdı. Buna göre ‘Cemaat’i bitirme kararı’ 2004’teki MGK’da alınmıştı. Belgeye göre Cemaat’in öğrenci evleri ve yurtlara engel olunacak, Camia’ya destek veren iş adamları takibe alınacaktı. AKP hükümeti temsilcileri belgeyi kabul etti. Ancak alınan kararların uygulanmadığını söylediler.
Anlaşılan o ki Cemaat, ‘hedef’ olmaktan kurtulamamış…
TSK’DAN ATMAK İÇİN DELİL BULAMIYORDUK
Dursun Çiçek, yukarıda aktarılan Ahmet Hakan’la röportajında başka önemli şeyler de söylemişti.
“Ben 7 yıl Genelkurmay Psikolojik Harekât’ta görev yaptım.” diyen Çiçek, orduda Cemaat’çi subaylar olduğunu ileri sürüyordu. Ahmat Hakan’ın, “Kimdir bu Cemaat’çi subaylar?” sorusuna ise şöyle cevap verecekti: “Şu anda temel sıkıntı bu. Haklarında delil bulunamıyor.”
CEMAAT’İN DARBE YAPMA KABİLİYETİ YOK, BÖYLE BİR İHTİMAL ‘SIFIR’
“Delil bulunamıyor.” açıklaması çok önemli… 15 Temmuz sonrası ‘delil’ bulmaya gerek kalmadı! 15 Temmuz sonrası çıkarılan hukuksuz KHK’larla 21 bine yakın TSK mensubu ordudan ihraç edildi. 28 Şubat’çıların yapamadığı AKP, hukuku ayaklar altına alarak yaptı ve yapmaya devam ediyor.
Ahmet Hakan, “Genelkurmay’daki bu yüzde 10’luk yapı, darbe yapabilir mi?” diyor aynı röportajda. Dursun Çiçek’in cevabı şöyle: “Ben buna güler geçerim. Böyle bir tehdit algılamıyorum.”
Söz konusu açıklamanın 15 Temmuz’dan 3,5 ay kadar önce olduğunu özellikle hatırlatmakta fayda var. Dursun Çiçek, Cemaat’çi subayların darbe yapma ihtimalini ‘sıfır’ olarak yorumluyordu.
Ne olmuştu da Cemaat, 3,5 ayda ‘darbe yapacak’ güce ulaşmıştı?
PLAN ‘TIKIR TIKIR’ İŞLİYOR!
Bu noktada, 15 Temmuz’un araştırılması önergesinin AKP ve MHP oylarıyla reddedildiğini hatırlatalım. AKP ve küçük ortağının 15 Temmuz’u ‘aydınlatmak’ gibi bir niyeti yok ve hiç olmadı. Ordusu darbeye(!) kalkışan hangi ülkede genelkurmay başkanı (Hulusi Akar), terfi ettirilerek Milli Savunma bakanlığına getirilir? Darbeden haberi olmayan(!) MİT müsteşarı (Hakan Fidan) nasıl hala o koltukta oturabiliyor? Generallerin ‘soruşturma’ bile geçirmediği 15 Temmuz sonrası, 18 yaşındaki askeri öğrencilere nasıl ‘müebbet’ hapis cezası veriliyor?
İktidarın hedefindeki Fethullah Gülen ise 15 Temmuz’dan hemen sonra yaptığı açıklamada ‘uluslararası bağımsız bir araştırma komisyonu kurulmasını ve söz konusu komisyonun vereceği kararı peşinen kabul edeceğini’ açıklamıştı.
28 Şubat sürecinin Kara Kuvvetleri Komutanı olan Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, 28 Şubat’ın bin yıl süreceğini söylemişti.
AKP’nin 28 Şubat’ı çoktan bitmiş görünüyor ancak Cemaat’in önünde daha uzun bir yol var…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***