Diyarbakır’da 22 Mart 2020 tarihinde Dilek Kaya’yı (35) katleden 8’inci Ana Jet Üst Komutanlığı’nda görevli Astsubay Yusuf Çalışkan’ın (29) “kasten öldürmek” suçundan müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın 4’üncü duruşması Diyarbakır 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanık Çalışkan duruşmaya tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Taraf avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada katledilen Kaya’nın ablası Songül Kaya katılan olarak yer aldı. Öldürülen Kaya’nın yakınları ile birlikte sanık Çalışkan’ın babası olduğu düşünülen bir kişi ise, duruşmayı izleyici bölümünden izledi. Solonda diğer diğer izleyicilerden ayrı bir noktada oturan bu kişinin çevresinde ve salonda çok sayıda polis yer aldı.
Duruşmayı Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi üyeleri ile Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya da takip etti. İzleyiciler kimlik kontrolü ve üst aramasından yapıldıktan sonra ancak içeriye alındı.
TANIK: DİLEK’İ ÖLÜMLE TEHDİT EMİŞTİ
Duruşma Dilek Kaya’nın arkadaşı iş arkadaşı olan S.Ö’nün tanık olarak dinlenmesi ile başladı. Tanık S.Ö., beyanlarında sanığı bir defa gördüğünü, Dilek’in Yusuf’tan şiddet gördüğünü kendisine anlattığını söyledi. Öcal, “Dilek sol bacağındaki şiddet izlerini bir keresinde bana gösterdi. Sanık öldürülmeden iki ay kadar önce Dilek’i ölümle tehdit etmişti” dedi.
Hakimin “Dilek sanıktan hiç şikayetçi olmuş muydu?” sorusunu yönelttiği tanık, “Hayır” yanıtı verip, devamında şunları söyledi: “Yusuf çok kıskanç olduğu için Dilek’i sürekli görüntülü arardı. Göreve gittiği zaman ise Dilek’i eve kilitlerdi. Öldürülmeden birkaç gün öncesinde de Dilek yine sanığın kendisini öldürmekle tehdit ettiğini bana söylemişti.”
ÖLDÜRÜLMEDEN BİR GÜN ÖNCE BARIŞMIŞ
Bu anlatımları üzerine mahkeme başkanı tanığa “Dilek neden hiç ayrılmayı düşünmedi?” diye sordu. Tanık, bu soruya “Sürekli ayrılıp barışıyorlardı. Dilek öldürülmeden bir gün önce sanıkla yeni barışmıştı. Öldürüldüğü akşam saat 20.30 sıralarında onu aradığımda Dilek’in sesi kötü geliyordu ve bana ‘ben seni sonra ararım’ demişti” yanıtı verdi.
Mahkeme başkanının bu anlatımlar üzerine söz verdiği sanık Çalışkan’ın “Kendisi benim nerede kaldığımı biliyor mu?” diye sorduğu tanık, sanığın hava kuvvetleri lojmanlarında oturduğunu belirtti. Sanık bunun üzerine, “Benim evimde ses yalıtımı mı var? Pencere ve balkona demir mi taktırmışım ki Dilek evimde zorla tutuyormuşum” ifadelerini kullandı. Sanık avukatlarının kimi sorular yönelttiği tanık daha sonra salondan dışarı çıkarıldı.
SAVCI ‘MÜEBBET HAPİS’ İSTEDİ
Söz verilen iddia makamı, mahkeme heyetine mütalaasını sundu. Savcı, mütalaa da TCK’nin 81/1 maddesi uyarınca “müebbet hapis” cezası ve kamu görevlisi olması itibariyle TCK 266 Maddesi uyarınca üçte bir oranda artırım talebinde bulunduğu sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti.
ABLA KAYA: CEZALADIRILSIN
Maktulün ablası Songül Kaya, mütalaaya katıldığını ve sanığın cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme başkanı, taraf avukatlara mütalaaya karşı savunma yapmak üzere süre talepleri yoksa kararlarını bu duruşmada açıklayacaklarını söyledi. Avukatları heyetten ek süre talebinde bulunurken, sanık Çalışkan da bir sonraki duruşma mahkemede hazır bulunmak istediğini söyledi.
KARAR 23 ŞUBAT’A KALDI
Mahkeme, tutukluluk halinin devamına karar verdiği sanık Çalışkan’ın bir sonraki duruşmada hazır edilmesi için tutuklu bulunduğu cezaevi idaresine ve salonda gerekli güvenlik önlemlerinin alınması için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına karara vererek, bir sonraki duruşmayı 23 Şubat’a erteledi. (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***