Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin ‘Gelecek Buluşmaları Yıllık Değerlendirme Kampı Açılışı’nda konuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, 6 liderin buluşmasına yönelik eleştirilerine karşı Davutoğlu, “Bahçeli, şimdi de geometriye merak salmış, onların masası yuvarlak, bizimki üçgen demiş. Türkmen diyarıdır burası, gelenektir yuvarlak masa. Halil İbrahim Sofrası’dır bu. Onlarınki Kemal Tahir’in dediği gibi Kurtlar Sofrası’dır. Onlar birbirlerini yiyerek buraya geldiler. Biz, ülkenin her köşesinde de Halil İbrahim Sofrası kurmaya geliyoruz” dedi.
‘ÜLKEDE SADECE ERDOĞAN OLUMLU TABLO ÇİZİYOR’
Davutoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Kiminle konuşsanız çile. Emekliler geçinemiyor. Kadınlarımız her gün cinayete kurban oluyor. Gençlerimiz ümitlerini kaybetmiş. Elektrik faturaları artık bir kira bedeli.
Ülkede olumlu tablo çizen bir Erdoğan ve partisi. Neymiş, küresel bir krizmiş, yurt dışındaki artış dolayısıyla oluyormuş. Bakın verilere, yurt dışındaki artış oranıyla Türkiye’nin bir değil.
‘CAHİLLER DEĞİL ÜLKE, HANE YÖNETEMEZ’
Bugün Türkiye yönetilemiyor çünkü cahiller değil ülke, hane yönetemez. ABD’de doğal gaz yüzde 23 artmış, Türkiye’de 2 katı gelmeyen ev var mı? İktidarı kenarda köşede eleştirenler, açıkça eleştiremiyor artık. Bu iktidar böyle bir korku ortamı yarattı.
‘MAHALLELERİMİZDEN ÇIKALIM’
İşte bu yüzden buradayız. Antalya’da. Biz Gelecek Partililer farklı mahallelerden geldik ama aynı ülkenin vatandaşıyız. Kendi mahallende kalmak, kahraman kesilmek, karşı mahalleye atmak rahat bir hayattır. İktidar bunu istiyor. Toplumu kutuplaştırarak bölmek istiyor. O yüzden mahallelerimizden çıkalım çağrısında bulunduk. Çünkü biz biliyoruz ki, dar ve sığ kalıplara sıkışmış insanlarla özgürlük, ortak bir bilinç oluşmaz. Bizi ayrıştırmaya çalışanlara karşı Gelecek Partililer olarak karşı duruyoruz. Adalet diyoruz, demokrasi diyoruz insan onuruna yaraşır refah diyoruz ve biz devleti inşa eden siyasi ahlak diyoruz. Bu bilinçle çağrılar yaptık partilere.
‘MEMLEKET YANGIN YERİYSE ATEŞLE DEĞİL SUYLA GİDİLİR’
Toplandık, görüştük. Altılı masa oluştu. Selam verdik, selam aldık sünnet diyerek. Kimse kimseye kabalık yapmadı, kimse kimseye kem söz söylemedi. Bir araya gelemez dediler, bir araya geldik. Ve birileri bundan rahatsız oldu. Bir kesim, iktidar sahipleri, gidecekleri için. İkincisi de iktidarın hatalarını, iktidarın istismar ettiği manevi değerlere yükleyenler. Sokakta bir huzur oldu, güven oldu. İlk defa demokrasi tarihinde çok farklı partilerden gelen kişiler bir araya geldi. Her birimizin kitleleri, görüşleri farklı ama bir araya geldik. Çünkü memleket yangın yerine döndüyse suyla gidilir, ateşle gidilmez.
‘ÖNCE BİZ SES ÇIKARACAĞZI’
Biz empati yapmaya karar verdik. Eğer ana damarlar olarak bu ülkede laiklik varsa, o masada oturanlar 28 Şubat laikliğini değil, özgürlükçü laikliği nasıl ortaya koyacağız diye konuştuk. Milliyetçiliği nasıl insan haklarını gözeten şekilde ortaya koyduğumuzu konuştuk. 28 Şubat’a karşı gür sesle haykıranlar bugün yolsuzluğun her türlüsünü bu topluma yaşatıyorsa, önce biz ses çıkaracağız. Kılıçdaroğlu’nun baş örtüsü özgürlüğünden bahsetmesi kıymetlidir.
‘MİLLET BİR ARAYA GELMEMİZDEN MEMNUN’
Bir araya geldiysek bu millet bundan memnundur, iktidar rahatsızdır. Kimse kimsenin peşine takılmıyor dedikleri gibi. Biz bu ülkenin yönetimindeyken kimsenin peşine takılmadıysak, yine yapmayız. Ama kimseyi de dışlamayız. Eğer Isparta’da benim vatandaşım donarak öldüyse beraber hareket edeceğiz. Ekonomi konusunda da görüşeceğiz. Herkesle görüşeceğiz.
‘ÜLKENİN HER KÖŞESİNDE HALİL İBRAHİM SOFRASI KURACAĞIZ’
Önce bizi hafife aldılar, oturma düzeninde anlaşamıyorlar dediler. Ben ne dedim yayında, en köşedeki yerde ben otururum dedim. Önemli olan nerede oturduğu değildir insanın, o insanın oturduğu yere kattığı değerdir. Bahçeli, şimdi de geometriye merak salmış, onların masası yuvarlak, bizimki üçgen demiş. Türkmen diyarıdır burası, gelenektir yuvarlak masa. Halil İbrahim Sofrası’dır bu. Onlarınki Kemal Tahir’in dediği gibi Kurtlar Sofrası’dır. Onlar birbirlerini yiyerek buraya geldiler. Biz, ülkenin her köşesinde de Halil İbrahim Sofrası kurmaya geliyoruz. Alevisi, Sünnisiyle, her görüşten insanla.
‘BAHÇELİ DEĞİL TÜRK TARİHİ, KENDİ TARİHİNİ BİLE BİLMEZ’
Sonra dedi ki, 28 Şubat’a gün vermek zilletin kendini ifşa etmesidir. Sen bununla ilgili konuşacak son kişisin Bahçeli, Başbakan Yardımcısı’ydın. 28 Şubat’ta baş örtüsü yasağını kim meşru kıldı? Bahçeli, Antalyalı milletvekilinin başını açtırıp öyle meclise soktu. Biz 28 Şubat kararlarıyla mücadele ederken siz o grubun içindeyiz. Türk tarihini bildiğini iddia eder onu da bilmez de, kendi tarihine bilmez. En son ne dedi, enkazı kabul etti. Ama Sarok Ahmet demeyi unuttu bakın.
‘BU MASAYI SİZ TOPLAYABİLİRDİNİZ’
Biz bu ülkede bütün kimliklerin temsilcisiyiz. Bizi devamlı 28 Şubat’tan vurmaya çalışıyorlar. Eğer bu konuda söz söyleme hakkı birilerinde varsa, bu en çok bizde vardır. Sayın Erdoğan, 15 Temmuz’dan sonra biz bir arada değil miydik? Size bütün milleti bir araya getirebilirsiniz çağrısında bulunduğumda, siz Bahçeli’nin ülkeyi bölme çağrısını dinlediniz. O masayı siz toplayabilirdiniz. Pandemi oldu, onu vesile edebilirdiniz. Ekonomik kriz oldu, sel oldu, felaket oldu. Liderleri bir araya getirebilirdiniz. En yakınlarınızı ihanetle suçluyorsunuz, yalnızsınız. Size hakikati yüzünüze söyleyecek kimse yok. Kendinizi Kaf Dağı’nda görüyorsunuz. Millete parmak sallamayı bırakın. Siz milletin sahibi, diğerleri de kölesi değil. İnsanların rızklarıyla oynamayın.
‘SİZİN MASANIZIN ALTINDA İMRALI VAR’
Şimdi Erdoğan, altılı masayla ilgili konuşuyor. HDP masanın altındaymış. Bakın, HDP bu ülkenin siyasi partisidir. Terörün karşısındayız ama parti kapatmaya karşıyız. Teröre bulaşan cezasını çeker, parti kapatılmaz, ilkelere sadığız.
İktidarın masasında kim var? Yasakları uygulayan AK Parti, kitlesini tenzih ederim. Onların yüreklerinin dağlandığını biliyorum. Bahçeli, her krizde payı olan. Baş örtü düşmanı Perinçek. Faizciler. Bir de dış mihraklar. Bu dış mihraklarla ilişkilerde hep tavır değiştiriyorlar. Sedat Peker ne oldu? BAE özür mü diledi bizden? Rabia işaretini bıraktı Erdoğan. Uygurlardan bahsetmiyor. İçerideki tavrı dışarıda gösteremiyorsunuz. Sizin masanızın altında kim var? İmralı var. Mektup bekliyorsunuz oradan. Ölmemiş olsa kardeşini tekrar televizyona çıkarırsınız.
‘BU MASA HERKESE AÇIKTIR’
Sizin o köşeli masanıza karşı biz de Halil İbrahim Sofrası kurduk! Biz Hz. Mevlana torunları olarak herkese gel deriz. Bu sofra Erdoğan ve Bahçeli de dahil olmak üzere herkese açıktır. İktidar böyle rahatsız oldu. Başkaları da rahatsız oldu. İktidarın yaptıkları yüzünden tüm dini ve milli değerlere karşı çıktılar. Bunlar, baş örtü yasağını isteyenler. Bu can bu tendeyken ve Gelecek Parti kadroları buradayken, 28 Şubat’ın tekrar yaşanmasına izin vermeyiz.
‘İKTİDARI DESTEKLEYEN SAMİMİ KİTLE HESAP SORMALI’
Biz milleti birleştirmeye geliyoruz. Buradan iktidara destek veren samimi kitlelere sesleniyorum; asla maneviyat istismarına izin vermeyin. Sizden vatan millet din diye oy olanlar iktidara gelince rantiye sınıfına geçtiyse hesabını sorun. Şehir Üniversitesi kapanırken Doğu Perinçek’e yeni bir üniversite kurma imkanı verildiğini sorun.
‘UTANIN, BİR GÜN YÜZÜMÜZE BAKACAKSINIZ’
Bir sözüm de medyaya. Köşe yazarlığı yaptığım ve orada yazmaya devam edebilmek için üniversiteden istifa ettiğim bir gazete var ki… Utanın! Biz orada Kıbrıs’ı nasıl vereceğimizi konuşmuşuz, öyle diyor. Utanın! Bizim oturduğumuz masada bu memleketin tek karış toprağı satılmaz. Bir gün yüzümüze bakacaksınız.
Buradan kaygıyla çalışan bürokratlara sesleniyorum; devlet kurumlarının yozlaşmasına üzülen, bize gelip anlatan bürokratlara da sesleniyorum. Bahar yakındır.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***