Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında konuştu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “Siyasal çalışmalarımızı aksatmadan yürütürken, diğer yandan da kumpaslarla, baskılarla karşı karşıya kalıyoruz” ifadelerini kullanan Buldan, “Bir toplumu ve ülkeyi çökertmenin ilk yolu umudu çökertmektir. AKP ve MHP iktidarının tüm politikaları halkın umudunu hedef almak” diye konuştu.
Kobani davasına ilişkin de konuşan Buldan, “Siyasi intikam amaçlı kapatma davasını bu yüzden devreye soktuklarını biliyoruz. Demokrasi, adalet, barış umutlarını yok etmek istediklerini biliyoruz. Bu kumpasların tek hedefi sadece HDP değil, ortak gelecek inancını bir bütün olarak hedeflemiş durumdalar ama demokratik siyaset zeminini de hedefleyen iktidarın bu girişimlerine prim vermeyeceğiz. Sandıkta elde edemeyecekleri sonuçlar için yargı kumpaslarına bel bağlayan bir iktidar var. Yerellerde de her gün bir partimizin ilini, ilçesini, yöneticilerimizi, halkımızı hedef alıp saldırmaya devam ediyorlar. Saldırı baskın gözaltı ve tutuklalamalarla geçmeyen günümüz yok” dedi.
‘BİZİ YILDIRAMAYACAKSINIZ’
HDP’ye yönelik ‘saldırılar’ karşısında yılmayacaklarını söyleyen Buldan, şöyle devam etti:
“Partimize karşı saldırılarınızla asla bizi yıldıramayacaksınız, bu saldırılara asla alışmayacağız. Siyasi soykırım operasyonlarınıza asla boyun eğmeyeceğiz, geri adım atmayacağız, başaramayacaksınız! HDP’siz bir Türkiye, HDP’siz bir siyaset, HDP’siz bir parlamento, HDP’siz yerel yönetimler, HDP’siz yaşam hayalleriniz çöp olmaya devam edecek.”
Buldan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Anadil mücadelesi vazgeçilmezdir. Yüzyıllık inkar politikalarının hala devam ettirilmesinden kaynaklı bugün birçok dil kaybolma tehlikesi ile karşı karşıyaya. Dilleri, çoğulculuğu, anadilde eğitimi teminata alma mücadelesine devam edeceğiz. Dünya Anadil Günü Kutlu olsun.
Siyasal çalışmalarımızı aksatmadan yürütürken, diğer yandan da kumpaslarla, baskılarla karşı karşıya kalıyoruz. Mahkeme salonlarından meydanlara kadar mücadelemizi yükseltmeye devam ediyoruz. Durmuyoruz, yaşamın her alanında haksızlığa uğrayan, hak talep eden insanların yanında olmaya devam ediyoruz. Çalışmalarımızın önemli aşaması olan kongreler sürecini de sürdürüyoruz.
HDP, korku duvarlarını yıkan toplumsal bir cesarettir, Türkiye’yi çöküşten kurtaracak en güçlü demokratik alternatiftir. Onurlu bir barışın da, adaletin de teminatı HDP’dir. Her halk buluşmasında, kongrelerde bunu görüyoruz, bu ülke siyasetinde iyi ki HDP var diyoruz. İyi ki HDP’nin eşitlik, özgürlük fikriyatı var. İyi ki ittifaklarımız, mücadelemiz var.
‘AKP VE MHP İKTİDARININ TÜM POLİTİKALARI HALKIN UMUDUNU HEDEF ALMAK’
Bir toplumu ve ülkeyi çökertmenin ilk yolu umudu çökertmektir. AKP ve MHP iktidarının tüm politikaları halkın umudunu hedef almak. Cezaevlerinde ölüme terk etme politikasıyla insanların umut haklarını yok ediyorlar. Cezaevinde tutulan hasta tutsakların ölüm haberleri geliyor. İçeriden sağ çıkma umudu ağır saldırı altında. Tecritle, çözümsüzlük ve çatışma siyaseti ile barış umudunu saldırı altında tuttuklarını da görüyoruz. Hak ve özgürlükleri hedef alarak demokrasi umudunu söndürmek istiyorlar.
Hukuksuzluğa yayarak, adalet umudunu karartmak istiyorlar. 780 gündür kayıp olan Gülistan Doku’nun ailesi aramızda. Gülistan Doku 780 gündür nerede? Parlamentoyu göreve davet ediyorum. Bu ailenin çığlığına kayıtsız kalmayın, ortak olmayın. Arkadaşlarımız yarın araştırma önergesi vererek araştırılmasını isteyecek. Bu araştırma önergesini destekleyin, Gülistan Doku bulunsun.
Kayıpların üzerini karartmaya çalışan, adalet arayışlarının önüne duvar ören iktidar, hakikatlerin açığa çıkmaması için bir şey daha yapıyor. Medyayı baskılayarak, sosyal medyayı engelleme planı yaparak toplumu nefessiz bırakmayı planlıyorlar. Tüm ülkeyi hedef almış durumdalar. Çökertme politikalarına karşı direnen herkesi hedef almış durumdalar. İktidarın bu politikasının önündeki en büyük engel HDP ve demokrasi güçleridir, barış siyasetidir, yarattığı değişim inancıdır, kadınların mücadelesidir.
‘SOLUNUM CİHAZINA BAĞLI BİR EKONOMİ YARATTILAR’
Solunum cihazına bağlı bir ekonomi yarattılar. AKP Genel Başkanı çıkmış, ‘ülkenin kazancından birlikte faydalandığımıza göre, külfeti de beraber omuzlayacağız’ diyor. Cefayı çeken; emekçi, yoksul halktır ama sefasını yaşayan saray iktidarıdır. Sefalarının faturasını halka ödetme sinsiliği peşindeler. Hayır, ülkenin kazancından da kaynaklarından da yararlanan kesinlikle halkımız değil, emekçiler, yoksullar, gençler, kadınlar değildir; sadece siz, sarayınız ve yandaşlarınız, beşli çeteniz, Suriye savaşında desteklediğiniz maaşa bağladığınız çeteleriniz faydalanmaktadır! Bu ülkenin başındaki en büyük külfet sizsiniz, sizin zulüm iktidarınızdır. Halk sizi bir külfet olarak taşımak zorunda değildir, taşımayacaktır da!
Kredi kartı borcunu ödeyemediği için takibe düşenlerin sayısı 4 milyonu aşmış durumda. Bu insanlar ülkenin kazancından yararlandığı için mi borç takibindeler? Son 2 haftada açılan yeni icra dosyası sayısı 401 bindir. Toplam dosya sayısı 22 milyonun üzerindedir. Bu rakam her haneye bir icra dosyası demektir. Milyonlarca insan kazançtan yararlandığı için mi hacizlik oldu? AKP Genel Başkanı’nın itirafıyla açıklanan rakam ise; elektriğini ödeyemeyen hane sayısıdır, bu da 4 milyonun üzerindedir. 5 haneden biri karanlıktadır! Son 1 yılda doğalgazını ödeyemeyen hane sayısı 3 milyonun üzerindir.
‘BEŞLİ ÇETENİZE PARA POMPALAMAYI DURDURUN’
Halktan fedakarlık isteyeceğiniz, beşli çetenize para pompalamayı durdurun. Sarayınızın israfını kesin. Eş dosta dağıttığınız kamu ihalelerini durdurun. Müteahhitlere geçilmeyen yollar için yaptığınız ödemeleri durdurun. Savaşa kaynak harcamayı sonlandırın. Bunları yaparsanız halk biraz da olsa rahat nefes alır.
Her gün bir KDV’de indirim yaptık diyorlar; suda elektrikte indirim yaptık diyorlar fiyatlar artmaya devam ediyor. Seçimlerde en büyük indirimi halkımız yapacak, sizi iktidardan indirecek! Sizi o koltuklarınızdan indirecek ve alaşağı edecektir. Yalanınıza da haramınıza da son verecektir. Sömürdüğünüz umutlar gidişinizle gerçeğe dönüşecek! Sarayın sesi değil, halkın sesidir en güçlü olan. Bir avuç mutlu azınlık değil, ezilen yoksul milyonların iradesidir en güçlü olan.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***