AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aldığı 5189 sayılı Karar ile temel gıda ürünlerinde KDV, yüzde 8’den yüzde 1’e indirildi.
Bu düzenleme “Cumhurbaşkanı Kararı” olarak 13 Şubat’ta, Resmi Gazete’de yayınlandı. Ancak kırmızı et, bakliyat, soğan, zeytinyağının bu karara dahil edilmediği ortaya çıkınca bu kez 4 satırlık bir düzeltme, “Cumhurbaşkanı Kararı” başlığı açılmadan, dün gece Resmi Gazete’de yayınlanarak “sehven” yapılan hatadan dönüldü.
Partisinin haftalık değerlendirme toplantısında konuşan DEVA Partisi lideri Ali Babacan, etteki KDV skandalına tepki gösterdi. Babacan, ”Cumhurbaşkanı Kararıyla kırmızı etin KDV’si yüzde 18’e çıkarıldı. Tepkiler yükselince ‘düzeltme’ geldi. ‘Sehven’ olmuş. ‘Sehven’in sözlük anlamı: ‘Dalgınlık veya unutkanlık sonucu oluşan yanlışlıkla.’ CB Hükûmet Sisteminin özeti: Koskoca ülkeyi sehven yönetiyorlar” dedi.
Babacan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Türkiye’nin inşaat ve imar rantlarına değil, sanayi ve tarım başta olmak üzere yüksek katma değerli sektörlere dayanan bir büyüme modeline ihtiyacı var.
Tüketime ve kamu harcamalarına değil, yatırım ve ihracata dayanan bir modele ihtiyacı var.
Önümüzdeki ilk seçimlerden sonra enflasyonu, iktidarımızın en geç ikinci yılında tek ve düşük haneli rakamlara yeniden indireceğiz.
Cumhurbaşkanı Kararıyla kırmızı etin KDV’si yüzde 18’e çıkarıldı. Tepkiler yükselince ‘düzeltme’ geldi. ‘Sehven’ olmuş. ‘Sehven’in sözlük anlamı: ‘Dalgınlık veya unutkanlık sonucu oluşan yanlışlıkla.’ CB Hükûmet Sisteminin özeti: Koskoca ülkeyi sehven yönetiyorlar.
Gıda üreticilerinin girdilerinin çoğu yüzde 18 KDV oranına tabi. Girdileri tedarik ederken ödedikleri yüzde 18 KDV’yi, ürünlerini satarken aldıkları yüzde 1 KDV ile karşılamaları mümkün değil.
Önce üreticinin girdilerindeki KDV’yi düşürün, sonra satış fiyatındaki KDV’yi düşürün.
Vatandaşlarımızdan altın topluyorlar. 1.500 noktadan altın toplayacaklarmış. Sebebi ne? ‘Getirin sisteme girsin.
Siz önce güveni kazanın. Siz güveni sağlayamazsanız vatandaşlarımız getirip kaynaklarını gösterdiğiniz noktalara teslim etmez. Ülkede savaş mı var?
Türkiye’nin Avrupa standartlarına yükselmesi hedefi Bahçeli’yi rahatsız etmiş.
Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normlarını bilmediği için ‘Bahsedilen bu normlar nelerden ibarettir?’ diye sormuş.
Google’a yazıp öğreneceği şeyleri grup toplantısında ülkeye soruyor.
İşte görüyorsunuz. Bizim gibi tam demokratların ülkemizi taşımak istediği noktada, Bahçeli’nin zihniyetine yer yok.
Sayın Bahçeli Anayasa Mahkemesi’ni kapatmak isteyedursun; tam demokratların arzusu, Türkiye’nin gerçek bir anayasal demokrasiye kavuşmasıdır.
Avrupa normları; milletimizin sıkıntı çekmeden, gönül rahatlığıyla sofrasını kurmasıdır.
Bahçeli bu ülkeyi aşağı çekmek için paçamıza asıladursun, bu ülkenin kanatlanmasına asla engel olamayacaktır.
Bir yanda o günkü legal bir bankaya yatırdığı para nedeniyle tutulduğu cezaevinde 84 yaşında hastalıktan hayatını kaybeden Nusret Muğla.
Diğer yanda, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olduğunu iddia ettiği BAE’yle kucaklaşan Erdoğan.
Hak mıdır adalet midir?
Merkez Bankası’nda biriktirdiğimiz 130 milyar doları, 2019 yerel seçimleri öncesinde arka kapıdan sattıktan sonra, 4,5 milyar dolar için teröre destekle suçladığı ülkeden borç para istemeye ne denir?
Bunun adı basiretsizliktir, hesapsızlıktır, günübirlikçiliktir.
Türkiye’yi insan haklarına dayalı bir hukuk devleti hâline getirmek gerçek bir beka meselesidir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***