Üniversitelerin akademik başaralarını derecelendiren Times Higher Education (THE), Boğaziçi Üniversitesi’ni atanmış kayyım rektörleri ve dekanların görevden alınmasıyla gündemine aldı.
THE bünyesinde bilim politikaları ve kariyer araştırmaları konusunda makaleler hazırlayan Jack Grove, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan gelişmeleri kaleme aldı. Grove, Boğaziçi Üniversitesi’nden seçilen üç dekanın görevden alınmasının Türkiye’deki üniversitelerde kurumsal özerklik ve ifade özgürlüğüne yönelik yenilenmiş bir saldırının işareti olabileceği konusunda uyardı. Makalede Özlem Berk Albachten, Metin Ercan ve Yasemin Bayyurt’un YÖK tarafından görevden alınmasının ve Erdoğan’ın üniversiteye rektör atamasının akademik özerkliğin yok edilmesi anlamına geldiği kaydetti. Grove, 15 Temmuz darbesi sonrasında kapatılan okullara, üniversitelere ve görevden alınan akademisyenlere yazısında yer verdi.
15 TEMMUZ VE GÜLEN CEMAATİ VURGUSU
Jack Grove, 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi sonrası Türk hükümetinin birçok üniversiteyi kapattığına ve akademisyenlerin tutuklandığına dikkati çekti ve “Türkiye’de 2016 yılında yaşanan darbe girişiminin ardından Türk üniversitelerinde akademik özgürlüğe yönelik sürekli saldırılar gerçekleşti. Darbe girişiminden bu yana geçen yıllarda, Fethullah Gülen’in öncülüğündeki hareketle bağlantılı oldukları iddiasıyla 6 binden fazla akademisyen görevden alındı ve 3 bine yakın okul ve üniversite kapatıldı.” denildi.
MELİH BULU VE SONRASI…
THE’da yayımlanan makalede, iktidar koltuğunda oturan AK Parti’nin üyesi olan ve doktorasında intihal yapmakla suçlanan Melih Bulu ve sonrasında yaşanan gelişmelere de yer verildi. Boğaziçi Üniversitesi’nde daha önce görev yapmayan ve AK Parti üyesi Melih Bulu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isteğiyle rektör olarak atanmasının ardından gerçekleştirilen protestolarda 600’den fazla öğrencinin tutuklanmasına ve bazılarının 30 yıldan fazla hapis cezasına çarptırılmasına da vurgu yapıldı.
Boğaziçi Üniversitesi’nde atanmış rektör Melih Bulu’nun görevden alınmasının ardından yine bir Erdoğan destekçisi Naci İnci’nin rektör olarak atandığı belirtilen makalede yeni rektörün göreve başlamasının ardından gerçekleştirilen ve hâlâ devam eden protestolar hatırlatıldı.
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan rektör Naci İnci, görevden aldığı Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Özlem Berk Albachten’in yerine vekaleten kendisini atamaya onay verdi.
AKADEMİSYENLER TÜRKİYE’YE DÖNMEKTEN ÇEKİNİYOR
THE’da yayımlanan makaleye demeçler veren eski Boğaziçi üniversitesi mezunu akademisyenler Türkiye’ye dönmekten çekindiklerini söyledi. Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan ve San Francisco Eyalet Üniversitesi öğretim üyelerinden yardımcı doçent Elif Balin, “Bu son olay benim gibi birçok akademisyenin Türkiye’ye dönüp çalışmaktan çekinmesine yol açıyor” diye konuştu. Balin, “Kurumsal bağımsızlığa, akademik özgürlüğe, iş güvenliğine ve barışçıl protesto hakkına yönelik saldırılar, idari ve akademik pozisyonları seçilmemiş ve partizan üyelerle doldurmanın yanı sıra, birçok insanı, özellikle de Türkiye’deki gençlerin eğitim almakta ve geleceğe yönelik umutlarını azaltmaktadır.” dedi.
İsveç’te Lund Üniversitesi akademisyenlerinden Devrim Umut Aslan, “ Öğrenim gördüğüm okulumun saldırıya uğradığını, söküldüğünü ve yavaş yavaş parçalara ayrıldığını görmek son derece üzücü ve iç karartıcı” dedi.
Serbest Görüş:
GAMBETTİ: ”BİLİM, PARTİ SADAKATLİĞİNE YENİLİYOR”
Boğaziçi Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi doçenti olan Zeynep Gambetti, bilimin parti sadakatliğine yenik düştüğünü söylüyor. Gambetti, ”Bilimi savunan ve parti sadakatliğini bilimden uzak tutmaya çalışan 3 dekanın görevden alınması kabul edilemez. Üniversitenin içi ortalamanın altı akademisyenlerle dolduruluyor ve kritik öğretim üyeleri dışlanıyor. Boğaziçi, mükemmeliyet merkezi olma özelliğini kesinlikle kaybedecek ve Türkiye’deki diğer üniversiteler gibi korku ve otosansürün yaygın olduğu bir kurum haline gelecektir” dedi.
Protestolar nedeniyle disiplin cezasıyla karşı karşıya kalan kimya öğrencisi Olcay Atik, “Şu anda işler çok kötü görünüyor. Akademisyenlerimizin kullandığı oylarla göreve gelen üç dekanın görevden alınmasıyla birlikte, çok sayıda öğrencinin çok az kanıtla haksız yere cezalandırılmasını bekliyoruz.” dedi.
TÜRKİYE, AKADEMİK ÖZGÜRLÜĞÜ EN KÖTÜ OLDUĞU ÜLKELER ARASINDA
Türkiye, dünyada akademik özgürlüğün en kötü olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’deki akademik özgürlük özellikle 2016 yılında yaşanan 15 Temmuz darbe girişiminden sonra daha fazla tehdit altında. Türkiye’nin akademik özgürlük endeksi 0.097 puan olurken, listede yer alan 144 ülke arasında 135. sırada yer alıyor. Akademik özgürlük endeksi raporunda, Türkiye’de kurumların bağımsız olmayışına dikkat çekildi. Akademik özgürlük ve kurumsal bağımsızlık arasında sıkı bir ilişki gözlenen raporda, Türkiye’de üniversitelerin ve eğitim kurumların bağımsız olmadığının altı çizildi.
Akademik özgürlüğün dünyada en iyi olduğu ülke ise Uruguay oldu. Güney Amerika ülkesi, 0.971 endeks puanı ile 144 ülke arasında birinci sırada yer aldı. Akademik özgürlüğün en az olduğu ülke ise Kuzey Kore oldu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***