Aralarında yaklaşık 30 yıldır diplomatik ve ticari ilişki bulunmayan Türkiye ve Ermenistan’ın özel temsilcileri, 2009 yılından bu yana ilk kez ilişkilerin normalleştirilmesi için ilk tur görüşmede bir araya geldi.
Türkiye’nin eski Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç ile Ermenistan Parlamentosu Başkan Yardımcısı Ruben Rubinyan görüşmelerin ilk turu için Moskova’da buluştu. Bir saatten fazla süren görüşmelerle ilgili Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “Taraflar, müzakereleri tam normalleşme hedefiyle ön şart olmaksızın sürdürme hususunda mutabık kalmışlardır” denildi.
Görüşmelerin iki ülke arasında on yıllardır süren husumeti sona erdirerek sınırların açılması ve diplomatik ilişki kurulması yolunda ilk adımı oluşturması umuluyor.
İki ülke arasında hangi anlaşmazlıklar bulunuyor?
İki komşu ülke arasında Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan milyonlarca Ermeni’nin 1915 yılındaki tehciri sırasında katledilmesi başta olmak üzere birçok konuda anlaşmazlık bulunuyor.
Ermenistan 1915 olaylarını soykırım olarak tanımlıyor ve 1 buçuk milyon Ermeni’nin bu olaylar sırasında hayatını kaybettiğini belirtiyor. Türkiye ise Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan Ermenilerin Birinci Dünya savaşı sırasındaki çatışmalarda öldüğünü belirtiyor, ayrıca tehcir kararının sistematik şekilde düzenlenmediğini ve soykırım amacı taşımadığını belirterek Ermenistan’ın ileri sürdüğü rakamlara karşı çıkıyor.
İki ülke arasında husumet sebebi bir diğer konu ise 2020 yılında Dağlık Karabağ’da Ermenistan ile Azerbaycan arasında yaşanan savaşta bölgesel nüfuzunu pekiştirmek arayışındaki Ankara’nın Bakü’yü açıkça destekleyerek etnik Ermenileri Azeri topraklarını işgal etmekle suçlaması.
Ermenistan’ın en büyük beklentisi sınırların açılması
2009 yılında iki protokol imzalayarak barış için adım atan taraflar “barış anlaşması” olarak ifade edilen protokolleri onaylamamış ancak normalleşme sürecini başlatamamıştı.
Rus TASS haber ajansının aktardığına göre Ermenistan Dışişleri Bakanı Erivan’ın beklentisinin 1993’ten beri kapalı olan sınırların yeniden açılması ve diplomatik ilişkilerin kurulması olduğunu belirtti. İki sınır komşu arasında doğrudan ticaret yolu bulunmuyor. Dolayı ticaret ise 2013’ten bu yana çok az artış göstererek yalnızca 3,8 milyon dolar civarında seyrediyor.
Avrupa dış ve güvenlik politikalarını analiz eden düşünce kuruluşu Carnegie Europe uzmanlarından Thomas de Waal kasım ayında yaptığı bir değerlendirmede iki ülke arasında sınırların açılmasının ve demiryolunun yenilenmesinin en çok Erivan’a ekonomik yarar sağlayacağını belirtti, ve bu yolun Türkiye, Rusya, Ermenistan, İran ve Azerbaycan tarafından kullanılabileceğinin altını çizdi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu geçen yıl yaptığı açıklamada İstanbul ve Erivan arasında uçuş seferlerinin başlatılacağını kaydetmiş, ancak bütün aşamaların Azerbaycan ile koordine edileceğini vurgulamıştı. Uçuşların şubat ayı gibi başlaması bekleniyor.
Görüşmelerin önüne hangi engeller bulunuyor?
Büyük bir Ermeni disporasının yaşadığı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ilişkilerin normalleşmesine güçlü destek veriyor. Ancak ABD Başkanı Joe Biden’ın geçen yıl 1915 olaylarını soykırım olarak tanımlaması Türkiye’de tepki yaratmıştı. Bu durum uzmanlar tarafından görüşmeleri zora sokacak bir konu olarak değerlendiriliyor.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan perşembe günü yaptığı açıklamada normalleşme çabalarının sonuç verebilmesi için Ermenistan’ın Azerbaycan’la iyi ilişkiler kurması gerektiğine işaret etti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise bugün düzenlediği bir basın toplantısında Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirme için toplantıların Moskova’da yapılmasına sevindiğini ve görüşmelerin başarılı olmasını umduğunu kaydetti.
ABD merkezli siyasi danışmanlık kuruluşu Eurasia Group’un Londra’daki uzmanlarından Emre Peker, Rusya’nın bölgede baskın aktör olduğuna ve Dağlık Karabağ’da ateşkesi sağladığına dikkat çekti. Moskova’nın bu konuda da kilit konumda olduğu görüşünde olan Peker, tarafların hassas konulardan çok, çabuk sonuç verebilecek konulara odaklanacak temkinli bir yaklaşım içinde olacağı beklentisinde.
Bu açıdan Peker görüşmelerin önümüzdeki aylarda ilerleyeceği tahmininde bulunuyor, ancak görüşmelerin karmaşık doğası ve her iki ülkedeki iç siyasi beklentier sonucu uzun vadeli ve kapsamlı bir anlaşmanın zor olduğunu, bu konuda en büyük zorluğun tarihi uzlaşma açısından yaşanabileceğini belirtiyor. Reuters haber ajansına konuşan Peker görüşmelerin kaderinin “Ankara’nın hırslarını doğru ölçmesi gerektiğini ne kadar farkında olduğuna” bağlı olduğu görüşünde.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***