T24 Ekonomi Servisi
Türkiye, 2021’e ekonomide görev ve politika değişikliklerinin, tartışmalı faiz kararlarının, buna bağlı dolar/TL’de olağanüstü yükselişlerin ve enflasyondaki yüksek seyrin gölgesinde veda ediyor. 2021’de ekonomi, Türkiye’nin ana gündem maddelerinden biri olarak öne çıkarken, şüphesiz bundaki en büyük payı Türk Lirası’nda görülen değer kaybı aldı. Türk Lirası, dolar karşısında ocak ayından bu yana yüzde 44 değer kaybetti.
Bahse konu değer kayıplarında ise ağırlıklı olarak iç piyasalardaki gelişmelerle siyaset kanadından verilen kararlar ve açıklamalar etkili oldu. Bu bağlamda yıla 7.44 lira seviyelerinden başlayan dolar, tarih 20 Aralık 2021’i gösterdiğinde 18,37 lirayı görerek tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı. Hemen aynı günün akşamında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekranların başına geçerek kur korumalı TL vadeli mevduat uygulamasını duyurulmasıyla serbest düşüşe geçen dolar 10,25 liraya geri çekildi.
Ekonomi 2021’e nasıl başladı?
2021 yılına girildiğinde ekonomi yönetimin koltuğunda Naci Ağbal (eski Merkez Bankası Başkanı) ve Lütfi Elvan (eski Hazine ve Maliye Bakanı) vardı. Ağbal göreve 2020 Kasım’ında gelmiş, geldiği esnada 8 lirayı aşan dolar ve yüksek seyreden enflasyonu kontrol altına almak amacıyla yılın son 2 Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantısı’nda parasal sıkılaşma kararı alarak, toplamda 675 baz puan faiz artırımına gitmişti. Faizler bu artışlarla birlikte kasımda yüzde 10,25 seviyesindeyken, Aralık 2020’de yüzde 17 seviyesine yükseldi. Bunun neticesinde 8 liraları aşmış olan dolar/TL kuru tekrar 7 liraların altına çekilirken, 2021 yılına da 7,44 seviyesinden başladı.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan yüksek faizden şikayetçi olduğunu sık sık yaptığı konuşmalarda dile getiriyor ve “Faiz sebep, enflasyon sonuç” tezini savunuyordu. Kamuoyunda ise sık sık ekonomi yönetimi ve Erdoğan arasında gerilimin tırmandığına dair tartışmalar boy gösterdi.
Erdoğan’ın düşük faiz için Ağbal’a baskı yaptığı konuşulurken, Ağbal yönetimindeki Merkez Bankası 2021 yılının 21 Ocak ve 18 Şubat tarihli iki PPK toplantısında faizleri sabit bırakmış, ancak 18 Mart’taki toplantıda 200 baz puanlık artışla faizi yüzde 19’a çıkarmıştı. Kararın verildiği günden 2 gün sonra yani 20 Mart’ta Ağbal görevden alınarak yerine Şahap Kavcıoğlu atandı. Kavcıoğlu’nun Erdoğan’a ve fikirlerine yakın olduğu, bu sebeple de faiz indirimlerinin başlayacağı beklentisiyle piyasalarda dolar/TL’nin tansiyonu yükselirken, 2021 Mart’ındaki söz konusu atamayla dolar/TL kısa süre içerisinde yeniden 8 liranın üzerini gördü.
Kavcıoğlu dönemi
Kavcıoğlu’nun göreve gelmesinin ardından 8 liranın üzerine yeniden tırmanan dolar/TL, 30 Mart’ta Kavcıoğlu’nun TCMB Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada enflasyonla mücadeleye vurgu yaparak, faizin enflasyonun üzerinde oluşturulacağını açıklamasıyla yeniden geriledi. Açıklamanın ardından dolar/TL 8 liranın altını test ettikten sonra, 8 liranın biraz üzerinde dengeye geldi.
Bahar aylarında döviz kurlarında yüksek oynaklık devam ederken, bu süreçte dolar, 7,42-8,62 lira arasında dalgalandı. Yaz aylarında ise zaman zaman tepe noktalarını gören dolar/TL 8,48-8,68 lira arasında fiyatlandı.
Kavcıoğlu yönetimindeki Merkez Bankası ise nisan-ağustos arasındaki PPK toplantılarında faizi yüzde 19’da sabit bıraktı.
Türk Lirası’nda serbest düşüş
Dolar/TL’yi 18,37 lira seviyelerine kadar taşıyacak sürecin ve kararların eylül ayında başladığı söylenebilir. Dolar, eylülde önce Merkez Bankası’nın söylem değişikliği daha sonrasında da başlayan faiz indirimleriyle 8,30’lu seviyelerden başladığı ayda 9 liraya kadar dayandı.
2021 eylül ayının gelmesiyle açıklanan ağustos ayı enflasyon rakamları Merkez Bankası’nın işaret ettiği “faiz enflasyonun üzerinde oluşturulacaktır” söylemine ters düşmüştü. 3 Eylül’de Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon verileri aylık yüzde 1,12 artış gösterirken, yıllık bazda Merkez Bankası’nın politika faizi olan yüzde 19’un üzerinde, yüzde 19,25 olarak açıklanmıştı. Piyasalar söz konuş gelişmelerin ardından Merkez Bankası’ndan verilecek sinyallere kitlendi. Beklenen sinyaller ise 8 Eylül’de Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası toplantısında TCMB Başkanı Kavcıoğlu tarafından geldi. Kavcıoğlu burada yaptığı açıklamada söylem değişikliğine giderek faizin “çekirdek enflasyon”un üzerinde oluşturulacağını açıkladı. Bu açıklama dolardaki tansiyonu yükseltirken dolar/TL kuru 8,35 lira civarından başladığı günde 8,48 liraya kadar çıktı.
Eylül ayında bir diğer kırılma noktası ise 23 Eylül tarihli PPK toplantısı oldu. Ağustos enflasyonunun mevcut politika faizinin üstüne çıkmasının ardından piyasalarda ağırlıklı görüş Merkez Bankası’nın faizi sabit bırakacağı yönünde şekillenmişti. Ancak 23 Eylül’de TCMB sürpriz bir kararla faizlerde 100 baz puanlık indirim yaparak, yüzde 19’luk politika faizini yüzde 18’e çekti. Kararın ardından ise dolar/TL 8,60’larda seyrettiği günde 8,80 liranın üzerine çıktı. Dolar, eylül ayı sonunda ise 8,95 liraya gelerek 9 liraya dayandı.
Ekim ayında dolar/TL 8,89-9,85 arasında ciddi bir oynaklık yakalarken, bu dönemde Türk Lirası dolar karşısında yüzde 8’den fazla değer kazandı. Merkez Bankası dolardaki oynaklığa karşın düşük faiz politikasından ödün vermezken, 21 Ekim’deki PPK toplantısında piyasaların 100 baz puanlık indirimine karşın, faizlerde 200 baz puanlık indirime giderek politika faizini yüzde 16’ya çekti. Kararın ardından dolar/TL ilk tepki olarak 9,21’den başladığı günde 9,48 lira seviyesine kadar yükseldi.
Ancak söz konusu kararlar Türk Lirası’nda serbest düşüşe sebep olurken, dolar bu süreçte neredeyse her gün yeni rekorlar kırmaya devam etti. 2021’de Merkez Bankası’nın faiz kararının yanı sıra siyasetten gelen açıklamalarda kimi zaman dolardaki ateşi yükseltti.
Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faize karşı takındığı tavır ve “Faiz sebep, enflasyon sonuç” “Vatandaşımızı yüksek faize ezdirmeyeceğiz” “Faize karşı nass suresi ortada, bize bir şey söylemek düşmez” gibi söylemler dolardaki tansiyonu her saniye daha da artırdı.
Dolarda ‘psikolojik sınır’; 10 TL
Kasım ayı Türk Lirası için tarihi bir ana tanıklık etti. Tarihler 12 Kasım 2021’i gösterdiğinde ABD’den gelen yüksek enflasyon verisi ve iç piyasadaki faiz artışlarının gölgesinde akşam saatlerinde yükselişe geçen ve 10 liraya yakın seyreden dolar/TL 10 lirayı gördü ve piyasalarda ‘psikolojik sınır’ denilen seviyeyi aşmış oldu. Psikolojik sınırın aşılmasıyla Türk Lirası’ndaki serbest düşüşte hızlanmalar yaşanırken kasım ayına 9,60’dan başlayan dolar/TL 13,74’e kadar yükseldi.
18 Kasım tarihli PPK toplantısında ise faizler piyasa beklentisi doğrultusunda 100 baz puan daha aşağı çekilerek, yüzde 15’e düşürüldü.
Ekonomide yeni model
Dolardaki benzeri görülmemiş oynaklık sonrasında toplumun hemen her kesiminden, iş dünyasından, siyasetten gelen tepkiler üzerine, hükümet kanadından yeni ekonomik model açıklaması geldi. Söz konusu model kapsamında yüksek kur ve düşük TL Türk ihracatçısına uluslararası alanda rekabet gücü sağlayacak , bu rekabet gücü ihracatı artıracak ve artan ihracat sayesinde ülkeye giren yüksek döviz miktarıyla kurların dengeye girmesi hedeflenecekti. Kamuoyunda söz konusu modeli ‘Çin Modeli’ olarak niteleyen pek çok ekonomiste karşı, hükümet bunun ‘Türk Modeli’ olduğunun altını çizdi.
Dolar/TL’de tarihi zirve; 18,37
2021 yılında dolar kuru tepe noktasını aralık ayında yaptı. Türk Lirası’nda önlenemez değer kayıplarıyla aya 13,50’li seviyelerden başlayan dolar/TL’de hükümetin açıkça yüksek kur politikası uyguladığını açıklaması ve TCMB’den gelen faiz kararlarının da etkisiyle çok kısa süreler içerisinde 1-2 lira civarında yükselişler görüldü, günlük değer kazançları yüzde 10’u aştı.
Bu yükselişin üstüne 16 Aralık’ta Merkez Bankası PPK toplantısında faizi 100 baz puanlık daha indirimle, yüzde 14 seviyesine çekti. Dolar/TL üst üstüne rekor kırdığı günlerin ardından 20 Aralık’ta 18,37 lira seviyesini gördü. Euro da aynı gün 20,80 liraya ulaştı.
Aynı gün akşamında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan Kabine Toplantısı’nın ardından ’kur korumalı TL vadeli mevduat’ uygulamasının devreye alındığını duyurdu.
Söz konusu uygulamayla parasını dövizden TL mevduata geçirenlere, doların artması ihtimalinde aradaki fark ödenirken, dolar kurunun aynı ya da daha düşük olması halinde Merkez Bankası’nın uyguladığı politika faizinin en fazla 3 puan üzerinde (yüzde 17) faiz uygulanacağı duyuruldu.
Bu açıklamanın etkisiyle dolarda çok sert düşüş görülürken, kayıplar yüzde 13’ü buldu. Erdoğan’ın açıklaması öncesinde 18,37’den tepe noktasını gören dolar, 10,25 lira seviyesine kadar geri çekildi.
Dolar/TL’nin 2021 seyri
Türk Lirası, 2021 yılına 7,44 seviyesinden başlayan dolar karşısında yaşadığı değer kayıplarıyla 2021’de yüzde 44 değer kaybetti. TL’nin ocak ayındaki değer kaybı yüzde 1,63 seviyesinde gerçekleşti.
2021’in ilk çeyreğinde Türk Lirası yüzde 10’u aşan değer kaybına uğradı.
İkinci çeyrekte ise Türk Lirası dolar karşısında yüzde 5,61 oranında değer yitirirken, üçüncü çeyrekte bu kayıp yüzde 2,5 şeklinde gerçekleşti.
Ekim-Aralık ayını kapsayan son çeyrekte ise Türk Lirası dolar karşısında yüzde 34 oranında değer kaybetti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***