HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
HDP Eş Genel Başkanlığından cezaevi hayatına uzanan bir yolculuğun sahibi olan Selahattin Demirtaş, MHP’nin yaptıkları ile ilgili bir mesaj paylaştı. MHP’nin akıllıca bir muhalefet yapıp AK Parti’yi bitirdiğini yazdı. Bu mesajla çakışan kendimce önemli gördüğüm bazı ayrıntıları paylaşmak istiyorum.
Balgat’ta yukarıdan bakıldığında üç hilali andıran MHP Genel Merkezinin sessiz sakin bir konuğu var. 9, 12 ve 15 katlı binanın genel başkan yardımcıları için ayrılan bölümlerden birine gidiyor misafir. Orta büyüklükte bir işletmenin sahibi olan iş insanı, okul arkadaşı olan kişiyi ziyaret ediyor.
İki tarafın ilişkileri yıllardan bu yana hiç kopmamış. Zaman zaman azalsa da hep devam etmiş. İki arkadaş telefonla yaptıkları sohbette hep “buluşalım” diye konuşmuşlarsa da tarihlendirmedikleri için buluşma bir türlü gerçekleşmemiş.
İstanbul’daki iş insanının yolu bir konuyla ilgili Ankara’ya düştüğünde, edilen telefon üzerine aynı gün randevulaşılıp buluşuluyor. Misafir MHP kökenli değil, bunu ev sahibi de biliyor. İktidara karşı bir tavır takınmış değil ama Cumhur İttifakına da sıcak bakmayan biri.
Okul yıllarından konuşulurken söz kısa süre içinde siyasete geliyor. Misafir, MHP’nin bu iktidar içinde nasıl yer alıp AK Parti’ye destek verdiğini soruyor.
‘HERKESİN BİLDİĞİ MHP SIRLARI’
Ev sahibi önce geçiştirmek amacıyla bazı cevaplar veriyor, ardından ortamın sıcaklığı daha özel bilgilerin paylaşılmasına kadar gidiyor. Zaten MHP’li yönetici de bilgileri paylaşırken, “Bu artık herkesin bildiği bir sır haline geldiğini” söyleyerek başlıyor konuşmasına.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin kendi kararıyla AK Parti’ye gitmediğini, ülkenin şartları onu gerektirdiği için gitmek durumunda kaldığını söylüyor. “Bu bir tür görevlendirme” diye sözlerine ekliyor. Misafir görevlendirmenin neden olduğunu ve kimin tarafından yapıldığını öğrenmek için bazı sorular soruyor.
Ev sahibi, kimin tarafından görevlendirildiği konusunda fazla ısrarcı olmamasını istiyor. “Sadece şunu bil yeter” diye başladığı cümleyi, “Bu ülkenin geçmişle geleceği arasındaki bağlantıyı kuranlar” demekle yetiniyor. Ama ülkenin yörüngesinden çıkma ihtimali bulunduğunu ve yeniden belirlenen temellere oturmasının bunu gerekli kıldığını söylüyor.
Misafirin aklı karışıyor. Tayyip Erdoğan’ın ülkede tek adam olmasının önünü açan ismin MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, “fiili duruma hukuki formül bulunmalı” derken kullandığı seçici dili hatırlatıyor.
“Sayın Bahçeli, fiili durumdan söz etti. Kendisinin parlamenter sistemden yana olduğu notunu düştü. Dahası, ‘bizim için de en doğru olanı Sayın Cumhurbaşkanının yasal ve anayasal sınırlara çekilmesidir’ dedi. Eğer bunlar olmayacaksa ‘ikinci yol fiili duruma hukuki yol aranması’ olduğunu” söylüyor.
Ev sahibi, insanların söylenenleri çabuk unuttuğunu hatırlatıyor. Ardından da “Toplum bazı şeyleri yaşayarak öğrenmek istiyorsa, bunun da önünü açmak gerekiyor. Liderimizin yaptığı da bu” diyor.
ERDOĞAN İSTANBUL SEÇİMLERİNİN İPTALİNİ İSTEMİYORDU
Bahçeli’nin, 31 Mart 2019 yerel seçimlerde Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasında çok az oy farkı çıktığında burada çok kritik bir rol oynadığını anlatıyor. Erdoğan’ın seçimleri iptal etme taraftarı olmadığını burada Bahçeli’nin AK Parti’ye seçimin iptal edilebileceği konusunda cesaretlendirdiğini söylüyor.
Seçimin ardından Bahçeli’nin yüreklendirmesiyle AK Parti’de bir grup inisiyatif alıp ortaya çıktı. Çünkü Erdoğan’ın bu sırada iptalle ilgili kesin bir görüşü olmadığını ve başta net bir tavır koymadığını hatırlattı. Ev sahibi, Bahçeli’nin AK Parti’yi cesaretlendirmesindeki esas niyetinin “AK Parti’ye açık bir seçim yenilgisi tattırmaktı” diye ekledi.
MHP’nin ittifak adayı Binali Yıldırım için gerekli desteği vermediğini sözlerine delil olarak gösterdi. “Hatırlayın. Sayın Bahçeli YSK’nın seçimin iptal kararı vereceği gün ‘İstanbul’a mitili atacağım’ demişti. Ama seçimin yenilenmesi kararı çıktıktan sonra İstanbul’da bir iki salon etkinliği dışında seçim çalışması yapmadı” diye konuştu.
Misafirin kafası hayli karıştı. Siyasetin içinde değildi ama siyasete uzak biri de sayılmazdı. Bahçeli’nin “mitili atma” sözünü gayet net hafızasındaydı. Sonrasında da seçimlere Cumhur İttifakı’nın bir tarafı olarak Bahçeli’nin pek çalışmadığı için eleştirildiğini hatırladı.
Erdoğan’ın hayatında iki önemli travma bulunduğu aklına geldi. Biri Gezi Protestoları, diğeri de İstanbul’daki seçim hezimetiydi. 23 Haziran’da 18 binden 806 bine çıkan oy farkının mimarının bir anlamda MHP lideri Bahçeli olduğunu hiç düşünmemişti.
Ev sahibi, misafirin aklına gelmeyen sorunun cevabını da paylaştı. “Yüksek Seçim Kurulu’ndan Sayın Bahçeli’nin dediğinin dışında bir kararın çıkması söz konusu olamaz” diye ekledi. Misafir, ev sahibinin bu sözü üzerine, saf saf “Bu YSK hatırlatmasını niye yaptın ki?” diye sordu.
Ev sahibi gülümseyip “Bu bilgiyi aklının bir kenarında tutmanı istiyorum. İleride çok işine yarayacak” dedi.
İSLAMCILAR MİLLİYETÇİLEŞTİRİLDİ
MHP Genel Merkezindeki sessiz misafir dindar kimliğiyle bilinen birisi değildi. Ev sahibi, MHP’nin ortaklığından sonra Türkiye’deki dindar kesimdeki değişikliklere dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çözüm Süreci döneminde söylediği “Her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık” ifadelerini hatırlatan ev sahibi, şimdi AK Parti’nin milliyetçilikte MHP ile yarıştığını dile getirdi. Ev sahibi, Türkiye’nin “daha çok dindarlığa değil” ama daha çok “akıllı milliyetçiliğe” duyduğu ihtiyacı anlattı.
AK Parti’nin milliyetçilik konusunda geldiği noktanın ülke açısından sağlıklı bir durum olduğunu söyleyen ev sahibi, “Orta yerde MHP’nin AK Partilileştiği değil, AK Parti’nin milliyetçileştiği bir tablo var. Milliyetçiliğe öcü gibi bakan dindarlar, şimdi daha sağlıklı bir yaklaşım içindeler” diye sözlerini sürdürdü.
Anlatılan son bir anekdotu daha paylaşacağım. Döviz kurlarında yaşanan dalgalanma ardından 20 Aralık’ta atılan adım ve doların frenlenmesiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) teröristlerin olduğu haberlerinin eş zamanlılığı arasında ilginç bir bağlantı var:
AK Parti 20 Aralık’tan sonra seçmen nazarında yeniden bir toparlanma eğilimine girdi. Bunun üzerine İBB’de yüzlerce teröristin göreve atandığı haberleri gündeme getirildi.
Bahçeli de bu konunun olabildiğince üzerine gitti ve gündemde tutmaya çalıştı. Bahçeli’nin bu çıkışları dışarıdan bakıldığında AK Parti’ye bir destek gibi görünse de esas itibariyle bir ön alma girişiminden ibaret. MHP’li ev sahibine göre bu girişimin altında yatanının ne olduğunu ilk fark eden AK Parti MKYK üyesi Şamil Tayyar oldu.
HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, MHP Genel Merkezi’nde bu “herkesin bildiği sırlardan” haberi var mı bilinmiyor. Ancak dün yaptığı paylaşım hayli önemli idi:
“Sanırım MHP, son derece akıllıca bir muhalefet taktiğiyle AKP’yi adım adım bitiriyor. Bu arada kendileri de bitiyor ama olsun, Türkiye bu fedakarlığı asla (yani bir ay falan) unutmayacak.”
MHP Genel Merkezinde anlatılanlar bunlardan ibaret değil. Bir sonraki yazıda bir aksilik olmazsa Bahçeli’nin cumhurbaşkanı adayı kim olacak ona ilişkin bu misafire anlatılanları paylaşacağım. Cumhur İtttifakı’nı nasıl bir finalin beklediği de bu çerçevede ortaya konmuş olacak.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***