Almanya’da Omicron varyantı ile mücadelede yeni kısıtlamalar kararlaştırıldı.
3. doz aşı olmamış olanlara restoran ve kafelere girişte test zorunluluğu getirilirken, FFP2 maske takılması, evden çalışılması ve sosyal temasların önemli ölçüde sınırlandırılması istendi. Omicron’a karşı en etkili korumanın ancak 3. doz aşı ile sağlanabildiğini söyleyen Başbakan Scholz, yeni varyantın büyük bir hızla yayılmakta olduğu konusunda uyardı, “Aşı olmaya gidin, hem de koşarak gidin” dedi.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Omicron varyantının tehlikeli olmadığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyleyerek “Aşı olmaya gidin, hem de koşarak gidin” çağrısı yaptı.
Hızla yayılan varyanta karşı alınacak önlemleri eyalet başbakanlarıyla görüşen Scholz, sonrasında düzenlediği basın toplantısında alınan kararları açıkladı.
Aşı yaptırmayanlara karşı kısıtlamaları sertleştirdiklerini, sosyal temasları büyük ölçüde sınırlandıracak önlemler kararlaştırdıklarını söyleyen Scholz, bu önlemlerle “krizi aşmaya çalışacaklarını” vurguladı.
Başbakan, Omicron varyantı nedeniyle önümüzdeki haftalarda vaka sayılarında artış olacağını, hastanelerde de yoğunluk yaşanabileceğini belirterek, herkesin buna hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.
“En etkili koruma 3. doz”
Omicron varyantına karşı en etkili korumanın 3. doz aşı ile sağlanabildiğinin altını çizen Scholz, Noel’e kadar 30 milyon doz aşı yapma hedefinde başarılı olduklarını; şimdi de Ocak ayı sonuna kadar 30 milyon kişiye daha hatırlatıcı doz aşılarını yapmayı hedeflediklerini söyledi.
Moderna aşısının BioNTech aşısı kadar etkili olduğunu, hangi aşı mevcutsa bu aşının yaptırılmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Scholz, Omicron’un hızla yayılan bir varyant olduğuna dikkat çekerek “aşı olmaya gidin, hem de koşarak gidin” dedi.
Başbakan Scholz, hiç aşı olmamış olanlara ayrıca şu çağrıyı yaptı:
“Aşı olmamış olanlar, kendilerini tehlikeye sokuyor çünkü aşı olmamış olanların enfekte olma konusunda büyük bir tehlike altında olduğunu biliyoruz. Yeni varyant çok daha hızlı bir şekilde yayılıyor, aşı olmamış olan herkes enfeksiyonun yakın bir zamanda onlara ulaşacağını bilmek zorunda. Yeni varyantın çok da tehlikeli olmadığı iddiaları doğru değil. Bu nedenle kendilerini koruyabilmeleri için olabildiğince çok kişinin aşı olabilmesine imkan sağlamak zorundayız.”
Yeni kararlar neleri öngörüyor?
Toplantı sonrasında açıklanan kararlar herkesi aşı olmaya, aşı olmuş olanları da üçüncü doz aşılarını yaptırmaya teşvik etmeyi amaçlıyor.
Hiç aşı olmayanlar ve hastalığı atlatmamış olanlar, daha önce olduğu gibi kafe ve restoranlara giremeyecek, kapalı ortamlardaki kültürel ya da sportif etkinliklere de katılamayacak.
Yeni kararlara göre, Covid-19’dan iyileşmiş olmak ya da iki doz aşı yaptırmış olmak, bundan sonra kafeler ve restoranlara girebilmek için yeterli olmayacak. Artık bu müşterilerden koronavirüs testi yaptırmaları ve negatif test sonucu ibraz etmeleri istenecek.
Üçüncü doz aşılarını yaptırmış olanlar ise bu uygulamadan muaf tutulacak; test sonucu ibraz etmeden kafeler ve restoranlara girebilecek.
Karantina kuralları değişti
Yeni kararlar, üçüncü doz aşılarını yaptıranlar için karantina kurallarının da esnetilmesini öngörüyor.
Temaslı olan ve enfekte olduğundan şüphelenilen herkesin prensip olarak 10 gün karantinaya girmesi gerekecek. Üçüncü doz aşılarını olmuş olanların ise, temaslı olmaları durumunda bile karantinaya girmelerine gerek kalmayacak.
Kamu hizmetlerinde, kritik görevlerde olanların 7 gün sonra PCR testi ya da sertifikalı antijen testi yaptırmaları ve bunun negatif çıkması halinde karantina son bulacak.
Sağlık çalışanları içinse farklı bir düzenleme öngörülüyor. Hastane ve bakım evlerinde tedavi ya da bakım görenlerin korunması için izolasyonun 7 gün sonra ancak bir PCR testinin negatif çıkması halinde kaldırılması öngörülüyor. Ayrıca sağlık çalışanının, göreve başlamadan önceki 48 saat boyunca semptom göstermemesi gerektiği vurgulanıyor.
Temaslı öğrenciler içinse karantina 5 gün sonra PCR ya da antijen testinin negatif çıkması ile sonlandırılabilecek.
‘Evden çalışın’ çağrısı
Kararlarda işveren ve çalışanlara önümüzdeki haftalarda mümkün olduğunca evden çalışmaları çağrısı yapıldı, bu sayede vaka sayılarında artışın engellenebileceği vurgulandı.
Vatandaşlara ayrıca FFP2 maskesi takmaları tavsiyesinde bulunuldu.
Omicron varyantının çok daha kolay bulaştığına dikkat çekilirken hem kapalı mekanlarda, hem yakın mesafe buluşmalarda, daha koruyucu olan FFP2 maskesinin tercih edilmesi istendi. Özellikle alışveriş sırasında ve toplu taşımada bu maskelerin takılmasının önemine vurgu yapıldı.
Gece kulüpleri kapalı kalacak
Omicron vakalarının önümüzdeki günlerde hızla artmasından endişe eden federal hükümet ve eyaletler, gece kulüpleri ve diskoteklerin kapalı kalmaya devam etmesini kararlaştırdı. Dans etkinlerine de izin verilmeyecek.
Ayrıca Aralık ayında sosyal temaslara sınırlama getiren kararların da uygulamaya devam edilmesi kararlaştırıldı.
Aşı olmuş ve iyileşmiş kişilerin, aynı koşulları karşılayan en fazla 10 kişiyle bir araya gelmesine izin veriliyor. Hastalığı geçirmemiş ve aşı olmamış olanların ise bir diğer haneden en fazla 2 kişiyle görüşmesi mümkün.
Aşı yükümlülüğü çıkmaza mı girdi?
Bu arada Almanya genelinde uygulanacak aşı yükümlülüğüne ilişkin yasal düzenlemenin önümüzdeki hafta Federal Meclis’te gündeme alınarak görüşülmesi, sonrasında ise oylamaya sunularak yasalaşması hedeflenmişti.
Bugünkü basın toplantısında Scholz, yasal bir düzenlemeyle genel bir aşı yükümlülüğü getirilmesi konusundaki görüşünün değişmediğini, düzenlemenin mecliste tartışılarak kabul edilmesini umduğunu açıkladı.
Olaf Scholz, “16 eyaletin başbakanlarının tamamı bugün genel bir aşı yükümlülüğünden yana görüş beyan etti. Bu konuda çok güçlü bir desteğe sahip olduğumu hissediyorum” dedi.
Ancak aşı yükümlülüğü düzenlemesinin mecliste kabul edilmesini sağlayacak yeterli çoğunluğa ulaşabilmesi için siyasi partiler arasında görüşmelerin sürdüğü, bu nedenle takvimde erteleme olduğu belirtiliyor.
Meclis kulislerinden sızan bilgilere göre aşı yükümlülüğü ancak Ocak ayının son haftasında genel kurulda tartışılacak, hazırlanan yasa tasarıları ise Şubat ortasında meclis gündemine taşınacak. Düzenlemenin yürürlüğe girmesinin ise Mart’ı bulabileceği iddia ediliyor. Scholz’ün, bugünkü açıklamalarının yasal düzenlemeye ilişkin görüşmelerin yeniden öne çekilmesine yol açıp açmayacağı ise henüz bilinmiyor.
Tıp dünyası hararetli tartışmalara sahne oluyor
Aşı yükümlülüğü Alman kamuoyunda da tartışılmaya devam ediyor.
Alman Çocuk Doktorları Birliği (BVKJ) Başkanı Thomas Fischbach, yetişkinlere aşı olma yükümlülüğünün en kısa zamanda yürürlüğe girmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması çağrısını yaptı.
Neuen Osnabrücker Zeitung’a konuşan Fischbach, siyaseti bu konuda gerekli adımları atmaktan kaçınmakla eleştirdi, daha fazla gecikme yaşanması durumunda bunun bedelini yine çocuklar ve gençlerin ödemek zorunda kalacağını söyledi. Fischbach, “Daha fazla gecikme ağır sonuçlar doğurur, çünkü çocuklar ve gençler daha uzun süre kısıtlamaların acısını çekmek zorunda kalır” dedi.
Sağlık Sigortaları Sözleşmeli Hekimleri Birliği Başkanı (KBV) Andreas Gassen ise aşıların salgınla mücadelede etkili bir araç olduğunu ancak genel bir aşı yükümlülüğüne karşı olduğunu duyurdu.
Rheinische Post’a açıklama yapan Gassen, hem hukuki hem lojistik bakımdan yanıtlanması gereken sorular olduğuna, aşı yükümlülüğü uygulanana kadar belki de koronavirüs tehlikesinin geçmiş olabileceğine dikkat çekti.
Ayrıca aşının etkinliğinin sadece birkaç ay sürdüğünün tespit edilmesi nedeniyle de tereddütleri bulunduğuna dikkat çeken Gassen, bu koşullar altında aşı yükümlülüğünü uygun görmediğini, aşı olmayı teşvik edecek kampanyalar ile aşı olmayanlara getirilecek kısıtlamalara ağırlık verilmesi gerektiğini kaydetti.
Benzer bir açıklama da Alman Eczaneler Birliği Başkanı Thomas Preis’den geldi.
Preis, “Bir aşı virüse daha uzun bir süre koruma sağlamadığı müddetçe aşı yükümlülüğü getirmenin bir anlamı yok. Gerekli hatırlatıcı dozların denetimi hem devlete hem de yurttaşlara ağır yük getirir” dedi.
Steinmeier yurttaş buluşmasına ev sahipliği yapacak
Aşı yükümlülüğünün toplum için çok hassas bir konu olduğuna dikkat çeken uzmanlar, salgın gibi olağanüstü dönemlerde getirilen yükümlülüklerin kampanyalarla halka anlatılması, şüphe ile endişelerin giderilmesi gerektiğini savunuyor.
Bu gibi düzenlemeler öncesinde kamuoyunda yeterli tartışmaların yapılması, itirazların ve endişelerin dinlenmesi, bunları gidebilecek çözümlerin getirilmesinin önemine dikkat çekiliyor.
Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in haftaya Bellevue Sarayı’nda ev sahipliği yapacağı yurttaş buluşması da buna bir örnek teşkil ediyor.
Steinmeier, çarşamba günü bir araya geleceği yurttaşların aşı yükümlülüğü konusundaki görüşlerini, beklentilerini ve eleştirilerini dinleyecek.
Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada bu buluşmada aşı yükümlülüğü konusunda “lehte ve aleyhte görüşlerin” tartışılacağı belirtildi.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – DEĞER AKAL
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***