HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN
Saray’a sunulduğu iddia edilen Hizmet Hareketi’yle mücadele konusundaki rapordan soykırım ve işkence önerisi çıktı. Kimin ya da kimlerin hazırladığı belli olmayan raporda bir yandan ‘hukuk’ hatırlatmasında bulunulurken, diğer taraftan insanlara soykırım ve işkence yapılması gerektiği belirtiliyor. Rapora göre hem suçun şahsiliği unutulmamalı, hem de tutuklu olan insanlara ‘zorla videolar’ izletilerek gerçeği görmeleri sağlanmalı. Ayrıca TSK’da uygulanan ‘f.tömetre’ uygulamasının, akademi dünyasında da fiiliyata geçirilmesi gerektiği belirtiliyor.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 17-25 Aralık sürecinden sonra önemli görevlere atadığı bir isim, Hizmet Hareketi’yle mücadeleye ilişkin gözlemlediği aksaklıkları ve önerilerini rapor haline getirmiş. İndependent Türkçe’de yayınlanan raporun geçtiğimiz ağustos ayında güncellenerek Erdoğan’a sunulduğu belirtiliyor.
Kimin hazırladığı belli olmayan raporda kullanılan ifadeler, Hizmet Hareketi’ne yönelik ‘soykırıma’ varan hukuksuzlukların da itirafı niteliğinde. Raporda yer alan bazı ifadeler, rejimin, ‘düşman’ olarak tanımladığı bir Camia’yı ‘terör örgütü’ ilan etmek için hukuku nasıl katlettiğini de gösteriyor.
AKADEMİSYENLER HEDEFTE
İndpendent’te bir bölümü yayınlanan rapor, kendi içinde çelişkilerle dolu. Raporda bir yandan ‘hukuk’ hatırlatması yapılırken, diğer yandan soykırım suçu olan ‘fetömetre’nin akademisyenler için de kullanılması gerektiği belirtiliyor.
‘KHK ile Cemaat’le iltisakı nedeniyle kamu görevinden çıkarılan vatandaşlara, örgütle arasına kalın bir çizgi çekmesi halinde şans vermesi gerektiği belirtiliyor. Beraat edenlerle 15 Temmuz’da insanlara silah doğrultanların aynı muameleye tabi tutulmasının ‘doğru bir mücadele yöntemi’ olmadığı anlatılıyor. “Örgüt mensupları kolektif cezalandırılmayarak, örgütçü olmayan anne, baba, kayınvalide, kayınpeder ve kardeşlerinin devlete küsmelerinin önüne geçilmelidir.” deniliyor.
SOYKIRIMA ÇAĞRI
Ancak aynı raporda, rejim soykırım uygulamaya çağırılıyor: “TSK mensupları için geliştirilen FETÖMETRE uygulaması, akademisyenler için de geliştirilmelidir. FETÖ iltisaklısı olduğu bilinmesine rağmen delilsizlik nedeniyle halen üniversitelerimizde görev yapan bazı akademisyenler, görevlerine devam etmektedir.”
İŞKENCE TAVSİYESİ
Yine raporun bir yerinde Cemaat’le ‘iltisaklı’ oldukları gerekçesiyle tutuklanan insanlara cezaevlerinde işkence yapılması teklif ediliyor: “Yıllarca aldıkları eğitimle mankurtlaştırılan kişilere özel hazırlanmış videolar, ceza ve tevkif evlerinde izletilerek, nasıl canavarsa his sahibi olan bir Frankeştan’a dönüştükleriyle yüzleşmeleri sağlanmalıdır.”
ÇOCUKLAR, AYRIM GÖRMEMELİ
Raporda, “Örgüt mensuplarının devlet okullarında öğrenim gören çocukları, öğretmen ve öğrenciler tarafından dışlanmamalıdır. Bu öğrencilerin ekonomik ve psikolojik durumları gözetilerek, başarılı öğrencilerin diğer öğrenciler gibi yurt ve burs yönünden ayrım görmemelidir.” ifadeleri yer alıyor. Bu ifadeler Cemaat mensubu olduğu ileri sürülen binlerce ailenin çocuklarının okullarda ‘dışlandığının’ da itirafı. Bununla ilgili yaşanan yüzlerce örnek var zaten.
BYLOCK SKANDALI DA RAPORA GİRMİŞ
Raporda, ByLock konusundaki çelişkiler de anlatılıyor. Listelerin sürkekli edğişmesinden bahsediliyor. Mor Beyin skandalı hazırlatılıyor. “Bu nedenle kamu görevinden ihraç edilmesine rağmen OHAL Komisyonu ve yargı süreci devam eden 125 bin kişinin tamamını FETÖ üyesi ya da iltisaklısı kabul etmenin ne dinimize ne de hukuk devletine uygun olmayacağı gerçeği, uygulamalar sırasında göz önünde tutulmalıdır.” deniiliyor.
EŞİTLİK İLKESİ DE VURGULANIYOR
“Bir tarafta, Bank Asya’da çalıştığı veya FETÖ’nün talimatıyla hesap açanların kamu görevinden atıldığı, öte yanda bankanın Genel Müdürlüğü’nü yapıp Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı’na atananlar… Bir tarafta Sızıntı, Zaman gazetesi abonesi diye hukuki işleme tabi tutulanlar, öte yanda FETÖ’nün en büyük bağışçılarından ve Zaman gazetesinin ortağı F.T. hakkındaki beraat ve takipsizlik kararı… Bir tarafta kendisi hakkında hiçbir FETÖ delili bulunmayan ama kardeşi ByLock kullanıcısı diye memuriyete alınmayanlar, öte yanda kardeşi darbeden tutuklu olduğu halde 15 Temmuz’dan sonra bakan, milletvekili, büyükelçi olanlar… Hukukun en temel prensiplerinden olan ‘Suç ve kabahatlerdeki şahsilik’ prensibi, herkese eşit ve adil uygulanmalı.” ifadesi de aynı raporda yer alıyor.
İTİRAFÇILAR İÇİN ÖZEL DÜZENLEME ÖNERİLİYOR
Raporda ‘iftiracılar’ için de özel düzenleme yapılması gerektiği belirtiliyor. “İtirafçıları kapsayan bir organizasyon kurulmamış olması, devletimizin eksikliğidir. Mevcut düzenlemede, darbe suçuna karışıp itirafçı olanlar da itiraflarından vazgeçtiler.” denilerek rejimin yaşadığı ‘sıkıntı’ açık bir dille ifade ediliyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***