Rusya’nın Ukrayna sınırına 100 binden fazla asker konuşlandırması sonrası Batı ve Moskova arasındaki kriz tırmanıyor.
Moskova’nın savaş durumunda “yaralıları tedavi etmek için Ukrayna sınırına kan sevkiyatı yapmaya başladığı” bildiriliyor.
Reuters’a konuşan 3 ABD’li yetkiliye göre, Rusya, bölgedeki askeri hazırlığını, tıbbi malzemelerin yanısıra kan tedarikini kapsayacak şekilde genişletti.
Bu adımın Rusya’nın Ukrayna’yı işgale hazırlandığı iddialarını güçlendirdiği belirtiliyor.
Avrupa Politika Analizi Merkezi (CEPA) araştırma enstitüsünden emekli ABD’li korgeneral Ben Hodges, Reuters’a “Bu, başka bir saldırı olacağını garanti etmez, ancak elinizde o olmadıkça başka bir saldırı gerçekleştirmezsiniz” dedi.
“Rusya sınır boyunca yığınağını artırdı”
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Rusya’nın Belarus ve Kırım dahil Ukrayna sınırı boyunca yüz binlerce asker yığdığını ve bu yığınağı artırdığını kaydetti.
ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley ile Rusya-Ukrayna krizi üzerine ortak basın toplantısı düzenleyen Austin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya girme konusunda nihai karar verdiğine inanmadığını ama artık bunu yapma kabiliyetine eriştiğini söyledi.
Rusya’nın Karadeniz’deki faaliyetlerinin yanı sıra Kuzey Atlantik ve Akdeniz’de de askeri faaliyetlerini artırdığına işaret eden Austin, “Putin’in bu güçleri Ukrayna’ya karşı kullanmak için henüz nihai bir karar verdiğine inanmıyoruz ama açıkçası artık bunu yapma kabiliyetine erişmiş durumda.” dedi.
Austin, Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinin, Moskova’nın batısında güçlü ve kararlı bir NATO istemediği anlamına geleceğini söyledi.
ABD’nin muharebe amacıyla Ukrayna’ya asker göndermeyeceğini yineleyen Austin, ABD vatandaşlarının tahliye edilmesi konusunda asker gönderme seçeneğine ilişkin ise yorum yapmaktan kaçındı.
“Soğuk Savaş dönemi gibi”
ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley de Rusya’nın Ukrayna sınırındaki askeri yığınağının yakın zamanda benzerini görmediklerini, durumun Soğuk Savaş dönemindeki gibi olduğunu ifade etti.
Milley, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin sonucunun özellikle kentsel kesimlerde felaket olacağı uyarısında bulundu.
Ukrayna’ya askeri ekipman desteği vermeye devam edeceklerini belirten Milley, Rusya’nın NATO ülkelerinden herhangi birisine müdahalesi durumunda NATO anlaşmasının beşinci maddesi kapsamında güçlü bir NATO gücünün karşılık vereceğini söyledi.
Rusya’nın Ukrayna sınırına asker yığdığını ve bunu çeşitli diğer askeri eylemlerle desteklediğini belirten Austin, “Şu anda (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’in elinde birçok seçenek var ve bunlara önemli şehirlerin ve toprakların ele geçirilmesi de dahil. Tabii Rusya provokatif siyasi eylemlerde bulunabilir.” ifadesini kullandı.
Austin, Rusya’nın Ukrayna konusunda birçok dezenformasyon kampanyası yürüttüğünü de belirterek, “Ukrayna’ya yönelik bir Rus saldırısı ya da sınır ihlali sadece bir çatışmanın fitilini ateşlemez. Bu durum aynı zamanda ulusal egemenlik, toprak bütünlüğü ve özerkliğin temellerinin ihlali olur. NATO’nun 30 üyesinden biri olarak Rusya’nın bu tehditlerini ciddiye alıyoruz.” dedi.
ABD’nin tercih ettiği yolun sorunun diplomasi ile çözümü olduğunun altını çizen Austin, “Çatışma, kaçınılmaz değildir. Hala diplomasi için zaman ve alan var.” ifadesini kullandı.
Austin, Ukrayna’nın ve NATO’nun güvenliği için verdikleri sözlerin arkasında olduklarını kaydederek, “Bildiğiniz gibi hafta başında binlerce askerimizi operasyona hazır hale getirdik. NATO bu askerleri aktivite ederse, bizim askerlerimiz gitmeye hazır.” diye konuştu.
ABD Başkanı Joe Biden’ın ABD askeri müdahale seçeneğini masadan kaldırmasının Putin’i teşvik edip etmediğine ilişkin bir soruya doğrudan yanıt vermekten kaçınan Austin, “Odaklandığımız nokta şu; ne olursa olsun, müttefiklerimize güven vermeye ve NATO’nun çabalarını desteklemeye hazır olduğumuzu söyleyebilirim. Elbette, bu NATO ve müttefikleri ile ilgili. Ve size NATO’nun bir savunma ittifakı olduğunu hatırlatırım.” dedi.
Kanada’nın Ukrayna’da 400 askeri bulunduğunu, ABD’nin de oradaki asker sayısının bunun yarısı olduğunu hatırlatan bir gazetecinin, Pentagon’un bu sayıyı artırıp artırmayacağına yönelik sorusuna doğrudan yanıt vermekten kaçınan Austin, Ukrayna’ya silah desteği vermeye devam edeceklerini ve burada önemli olan konunun asker sayısından çok sağlanan kabiliyetlerin etkinliği olduğunu söyledi.
ABD’nin Doğu Avrupa’daki güçlerinin Rus güçleriyle karşı karşıya kalmaması için neler yaptıklarına yönelik bir soru üzerine Austin, “Odağımız Ukrayna’daki savaş değil bölgedeki NATO müttefiklerimize güvence vermektir.” dedi.
Rusya’ya “geri adım atması” uyarısı
ABD Genelkurmay Başkanı Milley de Ukrayna’nın 1991’den bu yana bağımsız olduğunu ve ABD’nin bunu desteklediğini vurgulayarak, “Rusya’yı geri adım atması ve diplomasi yoluyla bir çözüm bulması için güçlü bir şekilde uyarıyoruz. Silahlı kuvvetler her zaman en son seçenek olmalı.” diye konuştu.
Ukrayna’nın başkent Kiev başta olmak üzere birçok şehrinde yoğun nüfus olduğuna işaret eden Milley, “Muhtemel boyutta bir savaş patlarsa, sivil nüfus büyük acılar çeker.” uyarısında bulundu.
Milley, ABD’nin şu anda Ukrayna’da rekabetçi silah sistemi ya da kalıcı askerleri olmadığını belirterek, “Bizim oradaki rolümüz sınırlı. Eğitim, danışma, taktik, teknik ve usul yardımı verebiliriz.” ifadesini kullandı.
Ukrayna’nın NATO üyeleri Polonya, Slovakya, Macaristan ve Romanya ile sınır olduğunu anımsatan Milley, “Biden ve Savunma Bakanı Austin, ABD ordusuna hazırlıkların artırılması talimatı verdi. NATO üyelerine yardım etmeli ve onları desteklemeliyiz. Ancak savaş kaçınılmaz değildir. Burada doğru cevap diplomatik çözüm.” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***