Merkez Bankası (MB) eski ekonomisti Sayın Uğur Gürses T24’de bir yazı yayınladı.
Konu geçtiğimiz Cumartesi günü Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Nebati’nin bir grup iktisatçı ve bankacı ile yaptığı toplantı.
Sayın Uğur Gürses de toplantıda yok ama muhtemelen katılımcılardan bilgi almıştır, içeride yaşanan rezaleti yazısında çok iyi aktarmış.
Sayın Gürses MB eski çalışanı olarak toplantıdaki teknik rezaletlere dikkat çekiyor, örneğin bir Maliye Bakanı’nın “opsiyon” kavramını galiba ilk kez duyması ile haklı olarak nazikçe dalga geçiyor; Sayın Gürses’in aktardığı başka teknik cehalet konuları da diz boyu.
Ben ise meselenin başka bir boyutuna bugünkü yazımda dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Aşağıda size yine Sayın Gürses’in T24 yazısından iki alıntı aktarıyorum.
1-“Her konuşmasında olduğu gibi, Bakan Nebati’nin yeni ‘incisi’ bu toplantıda salona bomba gibi düşmüş. O da “Merkez Bankası’nı ve politika faizini önemsizleştirdik” sözü olmuş. Bakan Nebati bu sözleri, geçen hafta içinde toplanan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun faizleri indirse de bir şey olmayacağını, artık politika faizinin öneminin kalmadığını, oraya bakılmaması gerektiği bağlamında söylemiş”.
2-“Bakan Nebati bir soruyu “TCMB bağımsızlığı diyeceksiniz yok öyle bir şey. Siyasetçi olarak biz sorumluyuz. Faiz artmayacak artık, bunu unutun” diyerek yanıtlamış.
Ayrıca, “Faiz sebep enflasyon sonuç; zaman bizi haklı çıkartıyor” derken faizi indirerek enflasyonu patlattıklarını unutmuş olmalı.”
Yukarıdaki bu alıntılarda korkunç vurgulamalar var.
Ne diyor Bakan Nebati?
“Merkez Bankasını ve politika faizini önemsizleştirdik.”
Bakanın bu lafını (laf ise!) işiten ve doğrulatan, Bakanın yanında bürokratları var, Merkez Bankası Başkanı ve PPK (Para piyasaları kurulu) üyelerinin hemen istifa etmeleri gerekiyordu.
Düşünebiliyor musunuz, Hazine ve Maliye Bakanı ‘Merkez Bankası’nı önemsizleştirdik’ diyor ve o bankanın başındaki adamdan bir tepki gelmiyor.
Şubat ayında PPK toplantısı var, faiz iner mi çıkar mı bilemem ama zaten Bakan Bey bunun önemi kalmadığını söylüyor.
O PPK için ne trajikomik toplantılar olacak Şubat ayında ve izleyen aylarda, düşünebiliyor musunuz?
İstifa edemiyor musunuz, affınızı isteyin o zaman da ileride çocuklarınızın yüzüne bakabilin.
Maliye Bakanı Nebati (ikinci alıntı) “MB bağımsızlığı diye bir şey yok, siyasetçi olarak biz sorumluyuz, faiz artmayacak artık, bunu unutun” diye buyurmuş.
Sayın Bakan, MB bağımsızlığı MB kanununda yazıyor, siz o halde Kanuna karşı çıkarak para piyasalarına yön vermek (!!!!!) istiyorsunuz demektir.
Bu açıklamanız, MB Kanunu orada dururken suç mudur, hukukçu değilim, bunu bilemem ama incelenmesi gerekiyor.
Tüm bu skandallar ortada iken birileri de “2022 senesi en muhteşem sene olacak” diyor, gel de gülme, çünkü hukukun bu kadar ayaklar altına alındığı bir ülkede hiçbir şeyin şahane olması mümkün değildir.
MB bağımsızlığından rahatsız olabilirsiniz, bu da çok çok kötü, çok yanlış da olsa anlayabilirim.
Ancak, bu durumda yapılması gereken TBMM’de yeni bir torba kanun skandalı ile birlikte MB Kanunundan bu bağımsızlık maddesini çıkarmaktır.
Hem kanunda bu ilke kalacak ama Maliye Bakanı “yok öyle şey, unutun diyecek”, bu bir devlet rezaletidir.
Aynen, AİHM kararlarını uygulamadan Avrupa Konseyi üyeliğinde ısrarlı olmak gibi.
Türkiye’de bazı kurumlar ve yapılar AKP’ye çok bol geliyorlar.
Hani, bir laf vardır, “Ya olduğun gibi davran, ya da davrandığın gibi ol” diye.
Hikaye bu.
Bakan olmak demek, seninle beraber çalışan bürokratları, Merkez Bankası Başkanı, TCMB PPK üyeleri “artık onları önemsizleştirdik” diyerek rezil etmek değildir.
O bürokratların da bu aşağılanmaya tepki vermemeleri bu durumu içselleştirmeleri değil midir?
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***