Eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez, faiz indirimlerinin sadece dış borçta ülke ekonomisine 1,8 trilyon liralık maliyet yarattığını hesapladı.
Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine başlaması sonrası yurtiçinde dolarizasyon etkisi ile enflasyonda yükseliş hızlandı. Eski Hazine Müsteşarı ve iktisatçı Mahfi Eğilmez “faiz sebep, enflasyon sonuç” teorisinin maliyetini rakamlarla anlattı.
Kişisel internet sitesindeki yazısında 4 ayda 500 baz puan indirimle politika faizinin yüzde 14’e çekilmesinin ekonomiye yansımalarını analiz eden Eğilmez, faiz indirimlerinin sadece dış borçta ülke ekonomisine 1 trilyon 878 milyar liralık maliyet yarattığını hesapladı.
Eldeki son dış borç stoku verileri 2021 yılının üçüncü çeyreğine ait. Buna göre Türkiye’nin toplam dış borç stoku 453,5 milyar dolar.
Yeni vergiler yarattı
2020 yıl sonuna göre dış borç dolar olarak sadece 3,4 milyar dolar arttığı halde yıl sonu 13,30 lira seviyesindeki dolar kuru ile TL karşılığının 2 trilyon 683 milyar TL arttığını hesaplayan Eğilmez, yazısında şunları aktardı:
“2021 yılsonu için dolar tahmini 9,16 idi. Tahminlere uygun sonuçlansaydı dış borç yükü 805 milyar TL olacaktı. Bütün bu hesaplamalar gösteriyor ki 1 trilyon 878 milyar liralık (2.683 – 805) borç yükü artışı faiz indiriminin ülke ekonomisine maliyetidir”
Eğilmez, bu borç yükü artışının kamu kesimini yeni vergiler almaya ve yeni borçlanmalar yapmaya zorladığını belirtti.
İşte faiz indirimlerinin ülke ekonomisine maliyeti:
Dolar yılı 9 lira dolayında kapatabilirdi: 13,30 liradan tamamladı.
Enflasyon yüzde 16-18 düzeyinde olurdu: yüzde 36,08 ile 19 yıl sonra en yüksek seviyene çıktı.
Kredi faizleri daha düşük kalırdı: Kur korumalı mevduat gibi uygulamalara gerek kalmazdı.
TCMB rezervleri erimezdi: 3 ayda TCMB’nin swap işlemleri hariç net rezervleri 18 milyar dolar eridi.
453,5 milyar dolar olan dış borç stoku: 1,8 trilyon lira borç yükü yarattı.
Sorunun çözümü nasıl olacak?
“Bir sorunu çözebilmek için üç aşamadan geçmek gerekiyor” diyen Eğilmez, o aşamaları ise şu şekilde sıraladı:
Sorunu doğru tanımlamak ve gerçeği kabul etmek.
O soruna yol açan nedenleri belirlemek.
Nedenleri ortadan kaldırmaya çalışmak.
“Yaşamın kanıtladığı tezleri tersine çevirmek için gerçekleri değiştirmeye çalışmanın maliyeti her zaman yüksek olmuştur” diyen Mahfi Eğilmez, ekonomi yönetiminin aldığı kararların maliyetini şu şekilde anlattı:
“Bizim olayımızda sorun enflasyondur ve gerçek enflasyon bizim açıkladığımızdan yüksektir. Enflasyona yol açan nedenler ülkenin risklerindeki artıştır (CDS priminin yüksekliği.) Sorunun çözümü bu risklerin ortadan kaldırılmasındadır. 2021 yılının son dört ayında riskleri düşürecek yerde TCMB’nin faizini düşürdük. Enflasyonda düşüş olmadan faizi düşürmekle riskleri daha da artırdık (CDS primi) ve önce kurun sonra enflasyonun sonra da işin tuhafı tahvil ve kredi faizlerinin yükselmesine neden olduk. Üstelik faiz indirimi hamlesini haklı göstermek için milyarlarca dolarlık rezerv harcadık.
TCMB faizi indirmeseydi USD/TL kuru yılı muhtemelen 9 dolayında tamamlayacak, enflasyon yüzde 16 – 18 düzeyinde olacak, kredi faizleri daha düşük kalacak, kur korumalı mevduat ve enflasyona endeksli borçlanmaya gitmek gibi tuhaf uygulamalara gerek kalmayacak ve TCMB’nin rezervleri de yerli yerinde duruyor olacaktı.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***