Kar yağışı sırasında İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi’yle bir balıkçıda yemek yemesi tartışma konusu olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, aracının paylaşılan görüntüsünün MOBESE kaydı olduğunu ifade etti.
“Bu hayati bir meseledir” diyen İmamoğlu, konuya ilişkin şikâyet dilekçesi verdiğini belirterek, “İstanbul Başsavcılığı’nı göreve davet ediyorum” dedi.
“Bu bilgilerin sızdırılması meselesi sorumluların bu devlete olan namus borcudur; bulunacak kardeşim” diyen İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun MOBESE konusuyla ilgili bir gazetecinin sorusuna, “Dedikoduyu bırakın” yanıtına sert bir dille tepki gösterdi. Soylu’nun İBB içinde terör iltisaklı kişiler olduğu yönündeki iddialarını da hatırlatan İmamoğlu, “Bu nasıl bir tavır. Bu hayati bir meseledir. Bu benim memleketimin şahsımın ailemiz herkesin güvenliği meselesidir. Gırgır zamanı değil. Her dediğin lafın altı boş çıkıyor. İşin gücün başka” diye konuştu.
İmamoğlu, Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu Çalar Saat programında, kent genelinde yaşanan yoğun kar yağışına ilişkin konuştu. İmamoğlu kar yağışının en yoğun olduğu gün yaşananları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla iki bakanın İstanbul’a gelmesini; İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi ile balıkçıda yediği yemeği; MOBESE görüntülerinin ortaya çıkmasını değerlendirdi.
Restoranda fotoğrafını kimin çektiğini ve bu kişinin siyasetle ilintisini bildiğini belirten İmamoğlu, “O konuya girmiyorum” dedi. “O adam var ya bir fotoğraf çekti masanın altında hiçbir kıymeti yok benim için. Ama bu benim devletimin kamerası” diyen İmamoğlu, “Magazin ortamında siyaseten boşa düşürmek için birileri bunu kullansın diye birileri bunu alelacele bunu yetiştirmiş. Peki sayın Bakanlar, sen MOBESE için mi İstanbul’a geldin? Bu süreci yönetmek için mi geldin?” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Erdoğan’ın “Biz kimseyi engellemiyoruz” dediği sözleri hatırlatan İsmail Küçükkaya, “Siz engelleniyor musunuz yoksa mazeret mi üretiyorsunuz?” diye sordu. “Biz mazeret üretmiyoruz engellemeleri sorunları ifade ediyoruz ama gümdü gümdür de iş yapıyoruz. Mazeret üretmiyoruz ama engelleniyoruz” diyen İmamoğlu, “Engellenmedi deniyor ya birkaç madde sırlayayım; 300 otobüs alınması niye engellenir? Biz gittik kendi koşullarımızla 160 otobüs aldık. Zamanında ihmal etmişsiniz ama otobüs filosunu, zorlanıyor” sözlerini kaydetti. İmamoğlu, Erdoğan’ın Türkiye’nin İran’a borcu olduğuna ilişkin iddialara verdiği yanıtına “Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi değiliz” diyerek başlamasına da tepki gösterdi. İmamoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı siz de İstanbul Büyükşehir Belediyesisiniz. Allah aşkına İran’la doğalgaz münasebetinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilişkisi ne?” diye sordu.
Neler olmuştu?
İmamoğlu’nun kar yağışının başladığı 24 Ocak’ta, İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Dominick Chilcott ile bir restoranda yemek yemesi tartışma konusu olmuştu. İktidar kanadından İmamoğlu’na yönelik çok sayıda eleştiri gelmişti. İmamoğlu’nun restorana gidişiyle ilgili MOBESE görüntüleri paylaşılması ise farklı bir tartışmayı alevlendirmişti. İmamoğlu, “Bu, sürecin parçası yapılarak servis ediliyor, birileri bunu kullanıyor. Bu çok önemli bir meseledir. Bunun talimatını kim verdiyse, kim müsaade ettiyse, önemini bir insan şu an gözlerimin içine bakarak anlayabilir. Mevcut konunun önüne geçmesin diye bu kadar konuşuyorum. Ama hukuki olarak takipçisi olacağımı, mücadelemin devam edeceğini söyleyeyim” ifadelerini kullanmıştı.
İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“İstanbullu büyük oranda evine erişmiştir, öncekinden daha az sorun yaşandı.
“(Bakan Karaismailoğlu’nun açıklamalarına) Baka bey o da ne yazık ki bazı söylemlerin esiri olmuş, ‘bizi’ ‘sizi’ sevenlerden sayın bakan, çok seviyor onu. İstanbul’dan dertlenmekten bahsediyor, bana bunu en son anlatacak insanlardan biridir. Ne yapalım onlar da siyasetin esiri.
“Evet insanların önlem alarak yola çıkması gerekirdi.
“(Yemek açıklaması) İBB başkanı olmak bir kere dünyanın ilgisini çeker. İstanbul demek zaten Türkiye demek. Hatta siyasi espriyi burada dile getirelim. Az önce birçok beyanatını dinlediğimiz cumhurbaşkanımızın da bir beyanatı var ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder.’ İstanbul tarihinde bu kadar yabancı ülke misyon şefleriyle bu kadar kısa sürede görüşme yapmış başka başkan yoktur diye düşünüyorum. Görüşmediğimiz dünya ülkesi kalmadı. Böyle bir ortamda İngiltere Türkiye’nin en yoğun ticari ilişkileri olan ülkelerin başında geliyor. İngiltere büyükelçisi bizim makamımızda ziyarete geldi. Aralık başında. Orada böyle bir hafif de bir iyi ilişki teması üzerinden böyle bir görüşmeyi o gün konuştuk. Şöyle konusu geçti bir yemek yiyelim. İstanbul’da hatta balıkçıyı bile belirleyerek, bir Karadeniz vesaire üzerinden balıkçıyı bile belirleyerek böyle bir yemek konuştuk. Ve 25 gün öncesinden restoranda rezervasyon yapıldı. Ve biz rezervasyon yaptığımız restoranlara gidenler bilir camları açıktır, en açık yerinde , bunun girildiği yoktur ki. Kaldı ki yan masamızda oturan bir aile var. Çirkin olan şey oradan bir fotoğraf çekilmesi. Oradaki bir vatandaş çekmiş, siyasi girintileriyle ilgili başka detaylar da var şimdi o konuya girmeyeceğim. İşlerimizi AKOM’da yola koyduktan sonra gidişi normal karşıladım. 8 civarı yemekten kalktık yolda karın daha da yoğunlaştığını gördük eşimle EKOM’a geçtik. Bizim trafiğimiz bu yani burada bunu bir kusur yerine koymak… Ha şu tartışıldı, bir fotoğraf çekildi, işin içerisinde başka kumpaslar var ama bu konuya girmiyorum. Siyasi tarafına da girmiyorum. Bir siyasetle ilintisi olan kişi tarafından çekilmesi kime gönderildiği her detayı biliyorum. (Hemen bunun açıklanması gerekirdi eleştirilerine) Ya ben umursamadım. İkincisi sayın büyükelçisi masada. Bir de karın arasına bu açıklamayı yapacağım! Ben AKOM’dan ayrılıp geçtim zaten yemeğe. Öyle zor durumdasınız ki, hatta biz bizden erken geldiği haberini aldık. Ana gündem meselesi bu olmamalı. Masada İngiliz büyükelçisi var onun bilgisi olmadan bir açıklama doğru değil.
“Eksiğimiz vardır mağdur ettiğimiz vatandaşlarımız olmuştur, kusura bakmasın, o vatandaşlarımız demişimdir ama şunu söyleyeyim İBB kar mücadelesinde en hızlı en pratik o hat üzerinde D100de en donanımlı işi yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’dir.
“(MOBESE tepkisi) İkili mağduriyet var. İyilik zamanı kakara kikiri zamanı değil ey Bakan.
“Ben eşimle bir yemeğe gidiyorum nereye gittiğimin de önemi yok .Bugün de başka yerlere gideceğim bir sürü işim var. Güvencemiz ne bu ülkede Ne diyorsun sen Allah aşkına ya dedikoduyu bırak, bu nasıl bir tavır. bu hayati bir meseledir. Bu benim memleketimin şahsımın ailemiz herkesin güvenliği meselesidir. (Soylu’ya) Gırgır zamanı değil. Bu tarz bu ülkede çok ağır şeylere mal oluyor. 55 gün önce 557 terörist dedin. 20 gün önce ben valiliğe dilekçe yolladım. Yollayın bana gerekeni yapıyorum dedim. Her dediğin lafın altı boş çıkıyor. İşin gücün başka. Ben bu olayı yaşadığım akşam İstanbul valimizi aradım ciddi bir meseldir bu bunu da dilekçe kabul edebilirsiniz dedim. Bu kesinlikle MOBESE.
“O adam var ya bir fotoğraf çekti masanın altında hiçbir kıymeti yok benim için. Ama bu benim devletimin kamerası. Magazin ortamında siyaseten boşa düşürmek için birileri bunu kullansın diye birileri bunu alelacele bunu yetiştirmiş. Peki sayın Bakanlar, sen MOBESE için mi İstanbul’a geldin? Bu süreci yönetmek için mi geldin? İngiliz Büyükelçisi de var onun da görüntüleri. Ya bu nasıl bir ayıp ya bu nasıl bir şaşkınlık bu nasıl bir İmamoğlu korkusu. Bu nasıl bir İstanbul sevdası! İstanbul Emniyet Müdürü, altında kim sorumlusu müdür yardımcısı, kim sorumluysa MOBESE’nin başında bulunacak kardeşim, namus borcudur. Bu bilgilerin sızdırılması meselesi sorumluların bu devlete olan namus borcudur. Öyle dalga geçme zamanı… Öyle kabadayılık… Kabadayılık saygın bir kavramdır, o da yakışmıyor sana , devletin sana verdiği görevi yap (Soylu’ya).
“Bütün bunları ben de buradan mesaj yolluyorum ayın Cumhurbaşkanımı bütün bunların sorgulanması sorumlularından da hesap sorulması lazım. Hakkımı sonuna kadar savunacağım.
“(Erdoğan’ın bir gazetecinin “İran’a borç dolayısıyla elektrik kesintisi” iddiasına ilişkin sorusuna verdiği “Biz İstanbul değiliz” yanıtı) Sayın Cumhurbaşkanı siz de İstanbul Büyükşehir Belediyesisiniz. Allah aşkına İran’la doğalgaz münasebetinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilişkisi ne?
“(Erdoğan’ın sözlerini hatırlatan Küçükkaya, “Siz engelleniyor musunuz yoksa mazeret mi üretiyorsunuz?” diye sordu) Sayın Cumhurbaşkanı İBB Başkanı iken AKOM yoktu. AKOM’un olmadığını buradan hatırlatayım. Biz mazeret üretmiyoruz engellemeleri sorunları ifade ediyoruz ama gümdü gümdür de iş yapıyoruz. Mazeret üretmiyoruz ama engelleniyoruz. Biz başından beri ekonomik olsun süreçlere dair olsun uyarılarımızı yapıyoruz. şu son dönemdeki ekonomik farklar 11 belediye başkanı hemen toplandık. iki buçuk saat Zoom’da toplantı yaptık. Biz birbirimizden muhteşem güç alıyoruz. Günün sonunda şunu söylüyoruz biz vatandaşımızın yanındayız bu kış koşullarını beraber atlatacağız. Ama şunu şunu yaparsanız hizmet kolaylaşır. Örneğin bizim mazot tükettiğimizden KDV almayın . Bu önerileri yapıyoruz. Engellenmedi deniyor ya birkaç madde sırlayayım; 300 otobüs alınması niye engellenir? Biz gittik kendi koşullarımızla 160 otobüs aldık. Zamanında ihmal etmişsiniz ama otobüs filosunu, zorlanıyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***