Fehmi Koru*
Başka yazarlar ne yapar bilmiyorum, ben daha sonra yazılarımı bulabilmek için en tepeye içinde sözünü ettiğim kişilerin isimlerini konuya ışık tutacak simge sözcüklerle birlikte yazıyor, ayrıca günün tarihini de ‘10122’ biçiminde (birinci ayın ilk günü ve yılın son iki rakamı) kaydediyorum.
Dolayısıyla bugünkü yazımın tepesinde ‘yeni yıl’ sözcüğü ile 10122 rakamı yer alacak.
Peki simge sözcükler ve isimler?
İlk simge sözcük ‘zam’ olacak…
Yeni yıla, ülkemiz, devletin çeşitli birimlerinin kendilerine ait alanlardaki işletmelerde uygulamaya koyacakları zamlar ve değişik ürünlerdeki fiyat artışlarıyla girdi.
Bir gazetenin konuya ilişkin “2022’ye zam yağmuruyla girdik” başlıklı haberinin girişini aktarayım:
“2022 yılına zamlarla girdik. Benzin, LPG ve motorine, elektriğe, doğal gaza, Avrasya Tüneli ve İstanbul’daki iki köprünün gidiş-geliş ücretlerine zam geldi.”
İstanbul’da her gün on binlerce aracın geçtiği iki köprü devlete ait; işletmeye açıldığı ilk günden başlayarak bugüne kadar her iki köprüden yalnızca tek bir geçişten ücret alınıyordu. Bugünden itibaren her iki yöne gidilirken ücret ödenmesi gerekecek.
[Ücretli yollar ile köprülere dolardaki her artışla birlikte otomatik olarak zam yapılıyor zaten.]
Benzine, LPG ve motorine bir gece önce de zam gelmişti; yeni yıla girilirken bir kez daha bu ürünlerin fiyatları artırıldı.
En önemlisi ise elektrik ve doğalgaza getirilen zamlar…
Önemi, artık ülkenin dört bir tarafındaki evlerde doğalgazın yaygın biçimde kullanıma girmesinden ve elektriğin de ihmali mümkün olmayan bir kullanım genişliğine sahip olmasından…
“Elektriğe zam” ve “Doğalgaza zam” denildiğinde, aracı olmayanlar, İstanbul’da yaşamayanlar veya orada yaşasalar bile hayatlarını tek bir yakada geçirdiklerinden köprüden geçmeleri gerekmeyenler bile kulak kabartır.
Yılın ilk gününde bu zamların uygulanmaya konulması önümüzdeki 365 günün nasıl geçeceğinin işareti olarak alınacaktır.
Kullanılan bazı ürünlere ve üzerinden geçilen köprüler ile yollara zam geliyor ama asgari ücrete ‘beklenenin fevkinde’ yapıldığı gibi işçilerin ücretleriyle memur ve emekli maaşlarına da yine beklenenin ötesinde zam yapılması bekleniyor.
O zam öteki zamları karşılar…
Acaba?
Biliyoruz ki, yeni yıla karamsarlıkla girilmesini kaçınılmaz kılan zamların bugünden itibaren uygulamaya konulduğunun duyurulmasının konuyla ilgili bir anlamı var.
O anlam şu: Ürünlere ve yollarla köprülere getirilen zamlar ücretler ile maaşlara yapılacak artışlara yansımayacak.
Yansısa, yani zamlar bugünden itibaren değil de, 2021 yılının son gününden itibaren geçerli olmak üzere uygulamaya konulsaydı, ücret veya maaşını devletten alanlara yapılacak zammın hesaplanmasında itibar edilecek enflasyon oranı yükselecekti.
Geçen ayın yarından sonra ilan edilecek enflasyon oranı yine bayağı yüksek çıkacak, ancak yine de söylediğim sebepten sınırlı kalacak.
Zamların yıl içerisinde bu düzeyde kalacağından da kimsenin emin olduğunu sanmıyorum.
Yazımın en tepesinde ülke siyasetinde çok etkili bazı şahsiyetlerin isimleri de bulunacak.
İsterdim ki, yeni yıla girilirken siyasiler ağızlarından çıkana dikkat etsinler. Geride bırakılan 2021 yılı bu ülkenin vatandaşı hemen herkes için sıkıntılı geçti. Korona salgını bir türlü geçmek bilmiyor; her ailede kayıplar yaşandı, bundan böyle de yaşanacağa benziyor. Aylarca kapalı kalan iş yerleri pek çok kişinin ve ailelerin geçim düzeyini aşağıya çekti. Üstelik, son aylarda TL’nin neredeyse yarı yarıya değer kaybetmesi birikimleri de eritti.
Ne bekler insanlar böyle durumlarda?
Önlerindeki günlerin daha parlak olacağına dair umut verici cümleler, değil mi?
Maalesef öyle olmadı.
Siyasiler yılın son günü yine birbirlerine yönelik ağır sözler sarf etmekten geri durmadılar.
Bir gün için olsun iddia, itham ve hakaret yağmurunu durdurmadılar.
Örnek mi?
İşte bir parti liderinin yılbaşı mesajının bir bölümü:
“2023 hedefleri iç ve dış çıkar gruplarını, melanete ve meskenete düşmüş siyasi anlayışları bir yanda tedirgin ederken diğer yanda da korkuya sevk etmektedir. Ancak korkunun sonu, korkaklığın sonucu yoktur. Türk milletinin kutlu yolculuğunu engellemeye, ülkemizin önünü kesmeye, yayından çıkan oku kırmaya hiç kimsenin, hiçbir oluşumun nefesi yetişmeyecektir. Kara kampanya mucitleri, karanlık kurgu muhipleri, kavga ve karışıklık müellifleri 2021’de nasıl kaybetmişlerse, 2022’de de aynı akıbete maruz ve mahkûm kalacaklardır.”
Nasıl buldunuz bu yılbaşı mesajını?
Ufukta bir seçim var. Zamanında bile yapılsa seçime 1,5 yıldan daha az vakit kaldı. Ülkenin şartlarının seçim tarihini erkene almayı zorlaması da pekala mümkün. Seçime kadar sürecek zamanı siyasilerin birbirleri hakkında sarf edecekleri hakaretleri dinleyerek mi geçireceğiz?
Galiba öyle.
Keşke yeni yıla farklı bir atmosferde girebilseydik.
Ben yine de bu yıldan (2022) umutluyum.
Her şeye rağmen umutluyum.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***