Raporda “Baskıyla karşılaşmamız halinde temsilciyi geri çekeceğiz. Global Network Initiative üyesi olarak taahhütlerimiz ve Birleşmiş Milletler İş Dünyası ve İnsan Haklarına Dair Rehber İlkeleri de dahil olmak üzere politikalarımıza uygun olarak hükümet taleplerini incelemeye ve değerlendirmeye devam edeceğiz. Kısıtladığımız içeriğe dair detayları mevcut şeffaflık süreçlerimiz doğrultusunda raporlamaya devam edeceğiz,” denildi.
Raporda, milletvekilleri tarafından yöneltilen sorulara ilişkin yanıtlar yer aldı.
Temsilciler, Facebook veya Instagram’da yerel mevzuatın ihlali yönünde bir bildirim yapılması sonrası işletilen süreç hakkında bilgi verdi. Temsilciler, bir bildirim alındığında önce Facebook Topluluk Standartları veya Instagram Topluluk Kuralları’na göre inceleme yaptıklarını, ihlalin tespiti durumunda içeriğin kaldırıldığını belirtti. Temsilciler; finansal bilgiler, adres bilgileri ve tıbbi bilgiler de dahil olmak üzere fiziksel veya finansal zarara yol açabilecek kişisel verileri veya yasa dışı kaynaklardan elde edilen gizli bilgilerin olduğu içeriklerin kaldırıldığını açıkladı. Kamuya mal olmuş kişiler ve özel kişiler arasında ayrım yapıldığını da aktaran temsilciler, tanınmış kişilere ilişkin ciddi saldırıları ve tanınmış kişinin doğrudan gönderi veya yorumda etiketlendiği belirli saldırıları kaldırdıklarını kaydetti. Temsilciler; insan hakları savunucuları, gazeteciler ve hükümet yetkilileri gibi kötü niyetli bilgisayar korsanları tarafından hedef alınma olasılığı daha yüksek olan kişi gruplarına da güvenlik programı aracılığı ile koruma konusunda yardımcı olduklarını aktardı.
ALGORİTMA İÇİN ‘GÖNDERİLER İLHAM VEREBİLİR’ YANITI
Sosyal medya platformlarına yöneltilen en çok eleştirilerden biri olan verilerin süzülmesinden oluşan algoritma hakkında temsilciler, “Belirli tipte içeriklerle tıklama, beğenme, yorum yapma veya paylaşma gibi ne şekilde etkileşim yapılma yönelimi olduğuna dayalı basit etkileşim bazlı sinyaller dahil olmak üzere binlerce sinyali, haber kaynağında gönderileri sıralamak için kullandığı konusunda şeffaf davrandık” yanıtı verdi. İnsanlara görmek istedikleri ve değerli buldukları içeriği gösterme umuduyla algoritma oluşturduklarını savunan temsilciler, “Toplum hakkında alıntı içeren bir gönderi birisine gönüllü olarak daha fazla zaman harcaması için ilham verebilir veya bir milli parkın fotoğrafı birisine doğada daha fazla zaman geçirmesi için ilham verebilir” örneğini sundu. Reklam konusunda ise sadece “Kullanıcılar, gördükleri reklamları belirlemek için verilerinin nasıl kullanıldığına ilişkin daha fazla bilgi alabilirler ve reklam tercihleri gibi reklam kontrollerinden faydalanabilirler. Bu ön sürüme erişebilen kullanıcılar, gizlilik merkezine, Facebook’un masaüstü versiyonundan ayarlar ve gizlilik bölümlerine girerek ulaşabilmektedirler” bilgisi verildi.
Temsilciler, sosyal medya platformuna yeni yükümlülükler getiren 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’daki değişiklikleri yakından takip ettiklerini, tüzel kişilik atama sürecini başlatmaya karar verdiklerini ve bu kararın Facebook’un Topluluk Standartlarını veya hükümet taleplerinin değerlendirilmesine yönelik küresel süreci değiştirmediğini kaydetti. Ancak, tüzel kişilik atama ile ilgili “Bunlardan herhangi birine yönelik baskıyla karşılaşmamız halinde temsilciyi geri çekeceğiz. Global Network Initiative üyesi olarak taahhütlerimiz ve Birleşmiş Milletler İş Dünyası ve İnsan Haklarına Dair Rehber İlkeleri de dahil olmak üzere politikalarımıza uygun olarak hükümet taleplerini incelemeye ve değerlendirmeye devam edeceğiz. Kısıtladığımız içeriğe dair detayları mevcut şeffaflık süreçlerimiz doğrultusunda raporlamaya devam edeceğiz. Türk toplumuna ve Türkiye’de ifade özgürlüğü ve diğer insan haklarını korumaya dair bağlılığımızı sürdürüyoruz” denilmesi dikkat çekti.
KAR İÇİN ZARARLI İÇERİKLERİN KULLANILDIĞI İDDİALARINA YALANLAMA
Temsilciler, kar etmek için bilinçli olarak insanları kızdıracak içerikleri öne çıkardıkları iddialarını “mantığa uygun olmadığı” gerekçesiyle yalanladı. Konuya ilişkin “Reklamlardan gelir elde etmekteyiz ve reklam verenler bize sürekli olarak reklamlarını zararlı veya kızgın içeriklerin yanında görmek istemediklerini belirtiyorlar. Ahlaki, işletmesel ve ürüne ilişkin motivasyonlarının tamamı bunun tam tersi yönü işaret ediyor… Kötü içeriği desteklediğimiz ve buna karşı bir şey yapmadığımız iddiası doğru değildir” açıklaması yapıldı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***