Hizmet Hareketi’ne mensup olduğu gerekçesiyle tutuklanan makine mühendisi Erhan Karatürk, tahliye olduktan sonra kaçak yollarla İngiltere’ye gitti. Ancak Fransa’dan Birleşik Krallığa geçerken içerisinde 12 mültecinin bulunduğu botu kullanması nedeniyle ‘insan kaçakçılığına yardım etmek’ suçundan tutuklandı. “Karşıya geçen bütün botlar İngiliz Sahil Güvenliği tarafından yakalandığı için, bize botu ayarlayan ve karşı kıyıya nasıl gideceğimizi anlatan insan kaçakçıları bota binmemişlerdi. “İçinizden birisi kullansın” dediler. Bunun bir suç unsuru olacağı aklımın ucuna dahi gelmezdi.” diyen Karatürk, geçtiğimiz yıl Aralık ayından bu yana Liverpool’daki HMP Altcourse hapishanesinde tutuklu.
Erhan Karatürk’ün bir avukata ihtiyacı var ve bunu karşılayacak maddi gücü yok. “Artık iyice ümitsizliğe düştüm. Haksız bir şekilde 14 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabileceğim, insan kaçakçılığına yardım gibi ciddi bir suçtan mahkeme karşısına çıkacağım ancak bir avukatım bile yok. Duruşma 24 Mayıs’ta olacak. Geriye kalan tek yol; sizlerin desteğiyle kendime özel bir avukat tutmam.” diyen Karatürk, “Adil şekilde yargılanmam ve hürriyetime kavuşmam için lütfen bana yardım edin.” diyor.
İşte Erhan Karatürk’ün hikayesi:
“Ben Erhan Karatürk. Makine mühendisiyim. Evli ve 3 çocuk (2, 7 ve 9 yaşlarında) babasıyım. Başlangıçta özel şirketlerde, son 3 yılda ise kendi şirketimde olmak üzere Türkiye’de 11 yıl mühendislik yaptım. Mayıs 2019’da, Gülen hareketine üye olmak suçuyla aşağıda belirtilen suç unsuru ve delil niteliği barındırmayan sebeplerle tutuklandım.
· Bank Asya’da hesabımın bulunması
· Zaman gazetesine ve Cihan Medya grubuna ait dergilere abone olmam
· Asya Termal otelde konaklamış olmam
· Bylock haberleşme yazılımını kullanmış olmam
İLK DURAK YUNANİSTAN
4 aylık hapis hayatından sonra 6 yıl 3 ay mahkûmiyet kararı ile dosyam üst mahkemeye gönderilirken -şanslı bir şekilde- tahliye edildim. Dosyam üst mahkeme tarafından karara bağlanırken hapiste değil de evimde kalabilecektim ama bu haksız mahkûmiyet kararından sonra adaletin askıya alındığı, can güvenliğimin olmadığı Türkiye’de nasıl kalabilirdim ki? Kasım 2019’da özgürlüğüm ve can güvenliğimi garantilemek için Meriç Nehri üzerinden Yunanistan’a geçtim. Ben Yunanistan’a geçince, başkaca bir gelirleri olmayan eşim ve 3 çocuğum babasının evine yerleşerek hayata tutunmaya çalıştılar…
İKİNCİ DURAK İTALYA
10 ay boyunca Yunanistan’da kaldım. Bazı kişilerin Türk istihbarat servisi (MIT) tarafından Yunanistan’dan kaçırıldığını öğrenince buranın da güvenli olmadığını anladım ve başka bir Avrupa ülkesine geçmeye karar verdim. Birçok denemeden sonra nihayet Ağustos 2020’de, kırık dökük, yarı çalışır bir mülteci teknesinde 64 kişi ile birlikte İtalya’ya geçmeyi başardım.
Bu arada Eşim, o tarihte Birleşik Krallık ile Türkiye arasında geçerli olan ve Türk vatandaşlarının Birleşik Krallık’da iş kurmasına izin veren Ankara Anlaşması’na dayanarak vize başvurusunda bulundu ve kabul alarak Eylül 2020’de UK’ye geldi. Uçaktan iner inmez, O da benzer sebeplerle, Gülen hareketine mensubiyetinden dolayı siyasi iltica başvurusu yaptı ve Londra’da bir hostele yerleştirildi.
FRANSA’DAN ZODYAKLA BİRLEŞİK KRALLIĞA GEÇTİM
Onlar Birleşik Krallık’a geldiği için ben de birkaç ülke üzerinden Fransa’ya, oradan da içinde 13 kişinin olduğu bir Zodyak bot ile, Ekim 2020’de, UK’ye geçtim ve iltica ettim. Asylum seeker olarak Liverpool’da bir hostele yerleştirildim. Dosyalarımız birleştirilecek, aileme, beni bir yıldır bekleyen eşim ve çocuklarıma kavuşacağım diye beklerken geçen Aralık ayında, hiç beklemediğim bir şekilde, insan kaçaklığına yardım suçlamasıyla tutuklandım.
BOTU KULLANMAM SUÇ DELİLİ OLARAK SUNULDU
Sebep olarak gösterilen şey Fransa’dan Birleşik Krallık’a canımı tehlikeye atarak binmek zorunda kaldığım botu kullanmış olmamdı. Bu durum insan kaçakçılığına yardım etmek gibi garip bir iddiaya dönüştü. Halbuki ben de bottaki diğer 12 kişi gibi sadece bir mülteciydim ama botu kullanması düşünülen mülteci bunu başaramayınca, bu konuda bir mühendis olarak biraz daha bilgisi olan bana kalmıştı…
TEKRAR HAKSIZ BİR ŞEKİLDE TUTUKLANDIM
Karşıya geçen bütün botlar İngiliz Sahil Güvenliği tarafından yakalandığı için, bize botu ayarlayan ve karşı kıyıya nasıl gideceğimizi anlatan insan kaçakçıları bota binmemişlerdi. “İçinizden birisi kullansın” demişlerdi. İçlerinde bu işe en yatkın olan bendim ve bunun bir suç unsuru olacağı aklımın ucuna dahi gelmezdi. Ülkemdeki adaletsizlikten kaçıp hukukun işlediğini düşündüğüm Birleşik Karalık’ta, ailemle yeni bir hayat kurmayı hayal ederken tekrar haksız bir mahkumiyetle karşı karşıya kalmıştım. Aralık’tan beridir Liverpool’daki HMP Altcourse hapishanesinde tutuklu bulunmaktayım.
İNGİLTERE’DE ADALET ARAYIŞI
Herhangi bir gelirim olmadığı için mahkeme “Legal Aid” ile bana bir savunma avukatı atadı. Atadı ama avukatın ismini bile ancak hapse girdikten 25 gün sonra, ilk duruşmaya 3 gün kalasıya gelen mektup ile öğrendim. Mektupta 8 Ocak’ta yapılacak duruşmaya tercüman ayarlayacağını söylüyordu. Buna da şükür deyip duruşmaya çıktım ama maalesef tercüman ayarlanmadığı için duruşma Şubat sonuna erteledi. Gitti 45 gün daha… Neyse, bu süre zarfında Avukat Bey’le ilk (sonradan anlayacaktım ki aynı zamanda tek) görüşmeyi yaptım. İfademi aldı ve ilk duruşmada bana sadece “Suçu kabul ediyor musun? Suçlu mu, yoksa suçsuz mu olarak savunma yapacaksın” diye sorulacağını söyledi. Dediği gibi şubat sonundaki ilk duruşmada suçsuz olduğumu ifade ettim.
AVUKAT, BENİMLE GÖRÜŞMEDEN SAVUNMA YAZMIŞ
Bunun üzerine mahkeme esas duruşmaların 24 Mayıs tarihinde başlamasına hükmetti ve resmi savunmamı mart sonuna kadar mahkemeye sunmamı istedi. Avukat Bey, savunmamı son haline getirmek için benimle bir görüşme daha ayarlayacağını söylemişti ama son güne kadar bir görüşme ayarlamadı. Daha önce verdiğim ifadelerden bir savunma hazırlayıp benden onay bile almadan içinde bazı tarih/yer hataları ile birlikte mahkemeye sunmuş…
Mahkemeden Legal Aid’in sağladığı avukatın değiştirilmesini talep ettim ama hakim maalesef bu talebimi reddetti ve Legal Aid avukatı da beni savunmayacağını bildirdi.
AVUKAT İÇİN YARDIM BEKLİYORUM
Artık iyice ümitsizliğe düştüm. Haksız bir şekilde 14 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabileceğim, insan kaçakçılığına yardım gibi ciddi bir suçtan mahkeme karşısına çıkacağım ancak bir avukatım bile yok.
Adil bir şekilde yargılanacağıma dair inancım Türkiye’de zaten iyice zedelendi. Ne benim ne de ailemin bir başka aksiliği daha kaldıracak gücü kalmadı. Duruşma 24 Mayıs’ta olacak. Vakit iyice daraldı. Geriye kalan tek yol; sizlerin desteğiyle kendime özel bir avukat tutmam.
Beni savunabileceğine inandığım ve güvendiğim Avukat Mr. Dean Garrett ve Barrister Mr. Michael Polak yardımıyla adil şekilde yargılanmam ve hürriyetime kavuşmam için lütfen bana yardım edin.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***