Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, meclisteki grup konuşmasına başlarken Türkçe ve Kürtçe olarak herkesi selamladı. 2022 yılının ilk grup toplantısını gerçekleştirdiklerini belirten Buldan, başta salondaki ailelerin ve cezaevlerindeki partililerin olmak üzere herkesin yeni mücadele yılını kutladı ve “2022’nin barış, özgürlük ve aynı zamanda adalete vesile olmasını yürekten temenni ediyorum” dedi.
HDP’nin grup toplantısına Ankara’da bir dizi görüşme gerçekleştirecek olan hasta ve infazı yakılan tutukluların aileleri de katıldı. Van, Diyarbakır, Şırnak, Batman, Mardin, Yüksekova, Siirt, Çukurova ve İstanbul’dan Ankara’ya gelen tutuklu aileleri, yakınlarının tedavi edilmesi ve tahliye edilmesi için görüşmelerde bulunacak. Tutuklu yakınları, “Bijî berxwedana zindana” sloganı attı. Anneler beyaz tülbentleriyle grup toplantısına katıldı.
Buldan, konuşmasına başlamadan 2015 yılında hayatını kaybeden ve HDP’de siyaset yapan Murat Bozlak’ı da andı.
Buldan, “2021 yılı siyasal, toplumsal ve ekonomik yıkımların peş peşe yaşandığı bir yıl oldu” diyerek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi krizinin sürdüğünü dile getirdi.
‘2021 YILI, KÜRT DÜŞMANLIĞIYLA GEÇTİ’
Bu sistemin yaşattığı kara bir yılı geride bıraktıklarını dile getiren Buldan, şöyle devam etti:
“2021, hukuksuzluğun, keyfiyetin, yalanın, talanın, soygunun, yolsuzluğun, kumpasların yılı oldu. Kadınların, gençlerin, emekçilerin, tüm toplumsal kesimlerin, inançların, kimliklerin, doğanın ağır saldırı altında olduğu bir yılı yaşadık. Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’nin temel sorunlarına çözüm üreten değil, toplumla mücadele eden, sorun üreten, eşitsizliği büyüten bir iktidar gördük. Gözaltı, tutuklamalar, cezaevlerinde işlenen insanlık suçları, kumpas davaları, demokratik siyaseti engelleme çabaları, tecrit, Kürtçeye yönelik tahammülsüzlükler, göçmenlere kadar uzanan ırkçı linç saldırıları, Kürt düşmanlığı iktidarın 2021 yılı karnesi oldu.
‘TUTSAKLARA FİİLİ İDAM DAYATILIYOR’
Bugün tutuklu aileleri de seslerini duyurmak için burada, aramızdalar. Cezaevleri güncel ve yakıcı bir gündem olmaya devam etmektedir. Özellikle ağır hasta tutsaklar ağır hastalıkları ve cezaevinde kalamaz raporlarına rağmen işkenceli bir ölüm sürecine terk edilmektedir. Bu yüzden sadece Aralık ayı içerisinde 6 tutsak yaşamını yitirdi. Cezaevine sağ giren tutukluların tabutu çıkmaktadır. Bugün tutsaklara adeta fiili bir idam cezası dayatılmaktadır. Yine cezaevlerinde keyfi aramalar, görüş yasakları, darp, işkence, taciz ve tahliyelerin keyfi disiplin cezalarıyla engellenmesi yaygın bir uygulama halini almıştır.
Buradan annelerimize ve halkımıza sözümüz olsun. Bugünkü iktidarın gücüne güvenen tüm bürokratlara, yöneticilere tekrar sesleniyorum. Cezasızlık zırhına güvenerek sürdürdüğünüz hukuk dışı, insanlık dışı uygulamalardan bir an önce vazgeçin! Bu iktidar mutlaka değişecektir. İşte o zaman cezasızlık zırhınız da ortadan kalkacak ve işlediğiniz bütün hukuksuzluklar adalet önünde bir bir karşınıza çıkacaktır. İnsanlık suçlarında zaman aşımı yoktur. Bunu böyle bilin! Ailelerimiz asla yalnız değildir. HDP olarak sizin yanınızdayız. Sesiniz bizim sesimizdir, bundan kuşkunuz olmasın.
‘TABUT SİYASETİNE SON VERİLMELİ’
Buradan Adalet Bakanlığına tekrar çağrıda bulunuyorum: Ailelerin feryadına kulak verin! Cezaevlerindeki insanlık dışı uygulamalara derhal son verin! Fiili idam cezasını durdurun! Yarın çok geç olmadan Aysel Tuğluk özelinde tüm hasta tutsaklara tahliye yolunu açın! Ölümlere sebep olmayın! İnfaz yakmalara son verin. Hukuka uyun! Düşmanlık hukuku Türkiye’ye bir şey kazandırmaz. Bundan vazgeçin. İktidarın cezaevlerindeki tabut siyasetine karşı yaşam siyasetini güçlü bir biçimde yürütmeye devam edeceğiz. Demokratik kamuoyunu ve siyasal muhalefeti yaşam siyasetini sahiplenmeye çağırıyorum.”
‘İBB ÜZERİNE KUMPAS BAŞLATTILAR, 31 MART’IN İNTİKAMINI ALIYORLAR’
Buldan konuşmasında, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanlarına yönelik özel teftiş başlatmasına dayanak yaptığı Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) iddianamesine de dikkat çekti.
“İBB üzerinde bir kumpas başlattılar, 31 Mart’ın intikamını almaya devam ediyorlar. İstanbul üzerinden tüm ülkeyi, tüm demokrasi güçlerini tehdit ediyorlar. Yandaşları İstanbul’dan geçiniyordu, belediyeyi kaybedince rant muslukları kapandığı için bu kadar saldırgan oldular ve yaralarının çok büyük olduğunu hepimiz biliyoruz. Kendilerinde olmayan ne varsa bu iddianamenin içerisine suç olarak koymuşlar” diyen Buldan şunları söyledi:
‘POYRAZ’I ÖLDÜREN KATİLLE DİNK’İ ÖLDÜREN TETİKÇİDE AYNI GÖRÜNTÜLERE ŞAHİTLİK ETTİK’
“29 Aralık’ta da İzmir’de Deniz Poyraz’ın davası görüldü. Katilin mahkemede kolluk güçleriyle rahatlığı Hrant Dink’i öldüren tetikçinin rahatlığı ve sırtının savunmasıyla aynı görüntülere tanıklık ettik. Katilin bağlantıları ile ilgili birçok delil ortada dururken siz hala katilleri azmettiricileri koruyorsunuz ve katile katil gibi davranın dediğimiz için bizi yargılamaya çalışıyorsunuz.
İstedikleri soruşturmayı başlatsınlar, katile katil demekten vazgeçmeyeceğiz. Eline silah alan, insanlarımızı katledenlere katil demekten asla geri adım atmayacağız.
‘SARAY’IN YARGISI KÜRTÇE İFADELERİ İDDİANEMAYE YERLEŞTİRMİŞ’
(DİAYDER) Sarayın yargısı Kürtçe barış, eşitlik, yaşam kelimelerini suç olarak iddianame içine yerleştirmişler. Bunlar çukurun da çukuru. Kendi zihniyetlerinde barış yok, birlik yok, onur yok… Bu insanlarda bunlar olduğu için ve Kürtçe yazıldığı için kendilerine görev olarak koymuşlar. Bu kavramlardan mahrum olduğunuzu ve bu kelimelerden korktuğunuzu iyi biliyoruz. Bir kelime de biz ekliyoruz: Bitti, bitiyor, gitti, gidiyorsunuz.
‘ÇİFTE YENİLGİ ALDIĞINIZ İSTANBUL HALKLARI, SİZİ TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE GÖNDERECEKTİR’
İBB üzerinde bir kumpas başlattılar, 31 Mart’ın intikamını almaya devam ediyorlar. İstanbul üzerinden tüm ülkeyi, tüm demokrasi güçlerini tehdit ediyorlar. Yandaşları İstanbul’dan geçiniyordu, belediyeyi kaybedince rant muslukları kapandığı için bu kadar saldırgan oldular ve yaralarının çok büyük olduğunu hepimiz biliyoruz.
Yolsuzluk, hırsızlık, yalan, talan döneminizi bitirecek bir halk var. 31 Mart bir başlangıçtı, arkası daha büyük gelecek. Çifte yenilgi aldığınız İstanbul halkları, büyük demokrasi ittifakı ile sizi tarihin çöplüğüne gönderecektir. İstanbul faşizminize de demokrasi kumpaslarınız da geçit vermeyecektir. Suçlu arıyorsanız suçlularla fotoğraf albümünüze ve aynaya bakarsanız suçluları orada göreceksiniz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***