BBC News muhabiri Abdujalil Abdurasulov, Kazakistan’daki protesto eylemlerinden sonra Almatı sokaklarından izlenimlerini aktardı. Abdurasulov’un izlenimleri şöyle:
Andrey Mikhayloviç, Kazakistan’ın başkenti Almatı’nın hemen dışındaki bir alışveriş merkezinde oğluyla birlikte bir giyim mağazası işletiyor. Almatı’da 4 Ocak’ta başlayan olaylardan bu yana dükkanını ilk kez ziyaret etti. Yıkımı gördüğünde nutku tutuldu.
“Her şeyi yağmaladılar” diyor:
“Üç günde malları alıp, tüm mekanı soymuşlar. Kaybımız çok büyük. Birçok kişi geçim kaynağını kaybetti”
Hareketsiz duran bir yürüyen merdivene doğru yaklaşırken, birkaç el silah sesiyle durduk. Askerler birkaç meraklıyı alışveriş merkezinin dışına çıkartmaya çalışıyordu. Daha fazla yağma olmaması için bölgeyi askerler koruyor.
Ama koruyacak çok fazla bir şey de yok. Bölgede yaşayan Yedil, çatışmaların ilk günlerini “Yağmacılar camları kırdılar, binaya girdiler ve bankamatiklerdeki paraları çaldılar” sözleriyle hatırlıyor.
Arkadaşının dükkanına ve mallarına sahip çıkmasına yardım için gelmişti.
Yedil “Tabii korktuk. Bize ateş açtılar. Alışveriş merkezindeki güvenlik güçleri bir hortumla savunmaya çalıştı ama işe yaramadı. Yağmacılar birkaç noktada binayı ateşe verdi’ diyor.
Yedil “Burası hep dumandı. Söndürmeye çalıştık. İtfaiyeyi aramaya çalıştık ama hatlar kesikti” diye hatırlıyor.
‘ARABALARIN İÇİNDE 3 CESET SAYDIM’
Almatı’nın ana meydanında yürürken, arabaların içinde üç ceset saydım.
Ya vurulmuşlardı ya da kazada ölmüşlerdi. Bir araç ağaca çarpmıştı, bir diğeri de yolun kenarında yan yatmış haldeydi. Bir şeylerden kurtulmaya çalışırken birden kontrolü kaybetmiş gibilerdi.
Çatışmaların zirve yaptığı anlarda, Almatı’nın ana meydanının yakınlarındaki bir otelde oturup, patlamaları, silah seslerini ve makineli tüfek ateşini dinledim.
Ses bombalarının gök yüzünü aydınlattığını gördüm ve Kazakistan’daki birçok kişi gibi şiddetin ne kadar çabuk yayıldığına şoke oldum.
Güvenlik güçleriyle çatışanlar kimlerdi? Gerçekten göstericiler miydi?
Hükümet onlara haydutlar ve teröristler diyor, silahlı oldukları belirtiliyor.
Bazıları, silahlarını ele geçirmek umuduyla polis karakollarına ve askeri birliklere saldırdı. Bazı yerlerde başarılı da oldular. Ayrıca bazı silah dükkanlarına girip, yağmaladılar.
Hareketin başladığı ülkenin batısındaki göstericiler, eylemlerinin barışçıl olduğunda ve şiddeti desteklemediklerinde ısrarlı. Hükümeti şiddeti provoke etmekle suçluyorlar.
Almatılı siyaset uzmanı Dosim Satpayev güvenlik güçlerine saldırıp, binaları ele geçirenleri asıl olarak yoksul ailelerden gelen, işsiz gençler olduklarını söylüyor:
“Kazakistan’daki büyük kentlere bakarsanız, çok sayıda işsiz genç görürsünüz ve bunlar potansiyel olarak saldırgan bir kitle.
“Ve şimdi bu insanlar Almatı’daki olayları kendi çıkarlarına kullanmaya çalıştı.”
Ekonomik sorunlar, kesinlikle Kazakistan’daki eylemleri besleyen unsurlardan biriydi.
Yaşam kalitesini iyileştiremeyen otoriter yönetime karşı halkın öfkesi son birkaç yıldır büyüyordu.
‘ELİTLER ARASINDAKİ MÜCADELE’
2019’da Kazakistan’ın ilk Cumhurbaşkanı Nursultan Nazanbayev’in 30 yıllık iktidarından sonra istifasını açıklamasının ardından, değişimin yakın olduğuna yönelik bir heyecan vardı.
Ancak Nazarbayev’in halefi Kasım Cömert Tokayev, Nazarbayev’e sadık isimlerden biri olarak görülüyordu. Bu durum halkın mutsuzluğunu daha da artırdı ve Ocak’taki yakıt zammı kitlesel gösterileri tetikledi. Ancak bazı gözlemciler, bu sorunların protestoların neden şiddet olaylarına dönüştüğünü açıklamadığını savunuyor. Tokayev ve Nazarbayev arasındaki güç mücadelesinin çatışmalara neden olduğunu söylüyorlar.
Nazarbayev hala siyaset sahnesinde büyük bir nüfuza sahipken, Tokayev tam anlamıyla güçlü değil.
Birçok kişi ayrıca, eski istihbarat başkanı ve Nazarbayev’in yakın müttefiklerinden Karim Masimov’un gözaltına alınmasının bu güç mücadelesinin yansıması olduğunu söylüyor.
Satpayev, elitler arasındaki iktidar mücadelesinin Kazakistan’ın istikrarına ciddi bir tehdit olduğunu vurguluyor. Ancak iktidar mücadelesinin sadece iki lider arasında değil, bu liderlerin yakın çevreleri arasında da olduğunu vurguluyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***