AKP Sözcüsü Ömer Çelik, kripto para kullanımına ilişkin partilerince bir tartışma yürüttüklerine ve bir hukuki altyapı oluşturmak için çalışmalara başladıklarını söyledi.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik MYK toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu.
Çelik’in açıklaması şu şekilde;
Genç kardeşlerimiz uzay programlarına büyük ilgi duyuyorlar. Net Konuşalım toplantıları genel merkezimizin faaliyetleri kapsamında daha çok yaygınlaştırılacak devam edecektir. Teknoparklarda çalışma yapılıyor. Verilen destekler pek çok girişimcilerimizin iş geliştirmelerine imza attığını görüyoruz. Bu konu Cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde Türkiye’nin bir dijital devrim gerçekleşmesine yol açmıştır.
KRİPTO PARA DÜZENLEMESİ
Türkiye bu konunun tüketim boyutunda olmayı reddetmiş, bir oyuncu olarak yerini almıştır. Bu dijital yollar ülkemizin yeni ufuklara ulaşmasına imkan verecektir. Bu konuyu MKY’mızın büyük bölümünü ayırdık. Burada yapılan arsa alım satımlarından diğer konulara kadar kapsamlı değerlendirme yapıldı.
Cumhurbaşkanımızın bu konuda geniş bir vizyonun tartışılmasını, hukuki altyapısının oluşturulması konusundaki talimatları önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğimiz forumla birlikte taçlanacaktır.
Geçenlerde sayın Kılıçdaroğlu gençlerle buluştuğu programda ileride İklim Değişikliği Bakanlığı kurmak olduğunu söylemişti. Bu bizi şaşırtmıyor. Genel başkanın daha kaliteli bilgilerle çıkması beklenir. Gençlerle buluşmada İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan bahsedilmesi şaşırtıcı olmuştur.
Ülkemizde İklim Değişikliği Bakanlığı, Cumhurbaşkanımızın imzaladığı kararname ile zaten kurulmuştur. İklim Bakanlığı 7 bölgemizdeki iklim değişikliklerinin ele alınması şeklinde takip başlatmıştır.
Uluslararası açıdan rekabet gücü ve kaynaklarımızı korumak bakımından yeşil mutabakat ortaya çıkmıştır. Bütün bu çerçeve aslında Cumhurbaşkanımızın imzasıyla hayata geçen bu oluşum yeşil devrim konusuna ne kadar boyutlu bir şekilde hazırlanıldığını gösteriyor. AK Parti hükümetlerinin yapıldığı çok şeyin muhalefet tarafından ‘yapacağız’ denmesi şaşırtıcı olmanın önüne geçmiştir.
RUSYA – UKRAYNA KRİZİ
Cumhurbaşkanımızın şu anda uluslararası siyasetin merkezinde olan Ukrayna krizi meselesinde nasıl bir siyaset yürüttüğünü herkes görüyor. Türkiye hem Rusya ve hem de Ukrayna tarafında olumlu karşılanan mesajları ortaya koyuyor. Haftalardır dünya Ukrayna krizini konuşuyor. Dünyanın en önemli ülkeleri bu krizin sadece bir tarafına hitap eden yaklaşım ortaya koyuyor. Ama sayın Cumhurbaşkanımız krizin her iki tarafına hitap eden bir yaklaşım ortaya koyuyor ve iki taraftan da memnuniyetle karşılanıyor. Türkiye’nin ortaya koyduğu barışçıl rolün, diplomatik müzakereyi öne çıkaran rolün her krizin tarafları için ne kadar kıymetli olduğudur. Sayın Cumhurbaşkanımız bir kere daha AB’nin stratejik önceliğimiz olduğunu altını çizmiştir. AB’nin ne derecede vizyonsuz kaldığını net bir şekilde tanımladı. Göçmen anlaşmasında AB’nin yapması gereken üst düzey diyalogların geliştirilmesi, fasılların açılması çerçevesindeydi.
TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ
AB Türkiye’yi sık sık göçmen anlaşmasına uymayı davet ediyor. Bu anlaşmanın bir tek göçmen anlaşması kısmını ele alıyor. Fasılların açılması maddesini ihlal ediyor. Üst düzey mekanizmalarının geliştirilmesi, üst düzey diyalog maddelerini ihlal ediyor. Türkiye’yi en çok değerlendirdikleri konu yargı bağımsızlığıyla ilgili konu. Enteresandır, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yargıdaki işbirliği mekanizmasının mali yardımları kestiler. Ukrayna meselesi sözkonusu olduğunda çeşitli kereler AB yüksek perdeden sözler söyledi ama krizin çözülmesi noktasında herhangi bir mekanizmanın kurulmasına öncülük edemedi. Bu sıkışmışlık içerisinde AB, Türkiye ile ciddi bir şekilde müzakereleri yürütmemenin, Türkiye’yi AB’ye almamanın küreseller bedellerini ödemektedir.
KKTC’DEKİ SEÇİM
Kıbrıs’ta müzakere masası açarak aynı konuların tekrar edilmesinin hiçbir şekilde kıymeti harbiyesi kalmamıştır. AB, Kıbrıs Türklerine karşı çifte standardı sürdürmeye devam ediyor. Kendi yaptıkları hatanın bedelini Kıbrıs Türklerine ödetmeye kalkıyorlar. Türkiye ya da KKTC’den bir taviz beklemelerin hiçbir manası yoktur. Bu hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir. En son Rum kesiminin PKK/PYD örgütüne şube açması, bu derece teröre destek verilmesi hiçbir şekilde kabul edilemeyecek bir meseledir. Hem Türkiye hem KKTC kendi iradesiyle yürümektedir. KKTC’de seçimler gerçekleşti. 403 civarında aday yarıştı. KKTC demokrasisinin geldiği yeri göstermesi bakımından bu seçim son derece önemlidir.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***