Gazete Duvar yazarı Umur Talu, bugünkü “Yabancı sayılmayız aslında!” başlıklı yazısında bir zincir markette çalışan genç bir kadının “Her gün etiketleri değiştiriyorum. Ama değiştirdiğim etiketlerin ait olduğu bu ürünleri artık alamıyorum” sözlerine yer verdi.
Kadının, yüzlerce oynak etiket marifetiyle “yabancılaşma”yı anlatığını yazan Talu,“Lüks giyim kuşam, elektronik cihazlar, otodan moto değil; orta halli insanların temel ihtiyaç poşetini giderek daha az doldurabildiği ürünlerden müteşekkil bir marketti sadece. Tüketiciden tüketilen olmaya doğru yuvarlanan nice ailenin bildiği ve önünde sindiği, neredeyse diz çöktüğü raflar işte!” dedi.
“‘İnsanın yabancılaşması’ kendini ve bir diğerini bulabilmesinin yolunu kafadan açabilir miydi? Yoksa ‘yabancılaşmaya yabancılaşma’yı da kıracak bir aşama, yani siyasi bir eylem, parti, buluşma, umut, hayal, ses, çağrı, dayanışma, uyanış, uyarış… artık her neyse, bunlar olmadan, yabancılaşmanın farkındalığı bulunmadan, “iki yabancı” mı kalırdık?” sorularını soran Talu, şöyle devam etti:
“Binlerce kayba dün üç askerin daha eklendiği bu ülkede bu kadar acı varken, sadece “kötülükten kaçış” umudunun bir gelecek kurmaya yetmeyeceğini pek düşünmeyebiliriz. Canımız acırken, acıyan canımızdır! Hele bir bitsin. Ötesi, can sağlığı!
Oysa “acıların ortaklığı” üstüne kurulmayan, sadece ortak acıları vurgulamakla kalmayıp birbirine düşman dahi görünen ‘acıları ortak kılmayan’, bu mevzuda ayrımcı olabilen, bir acıyı bir diğeriyle tanıştırmayan, sabırla bir diğerine anlatamayan ve ortak bir umut sunamayan bir siyaset ufkunun, sandık ihtimali varsa bile, hakiki bir gelecek vaadi olamaz.
80 öncesinden kurtul, 12 Eylül’den kurtul, Özal’dan Demirel’den kurtul, Ecevit’ten kurtul… Şimdi de malum! Neyi kurduğunu, ne kurulduğunu, kurgunun ne olduğunu açık açık duymadan duyumsamadan, anlamadan anlatmadan, bilmeden bildirmeden, tahayyül etmeden hayal ettirmeden, insanları bunun etrafında buluşturmak için uğraşmadan belki seçim de kazanırsın, ama ülkeyi, halkı ve geleceği kazanamazsın muhtemelen.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***