Türkiye’de döviz kurlarındaki tarihi yükselişe karşı, hükümetten beklenmedik bir hamle geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazartesi günü gerçekleştirilen Kabine toplantısı sonrasında Türk Lirası’nı (TL) özendirmek için yeni bir paket açıkladı. Döviz mevduatlarının TL’ye çevrilmesi ve dövize olan talebin durması için bir dizi önlemi yürürlüğe sokacaklarını belirten Erdoğan’ın açıkladığı pakette özellikle TL mevduat sahiplerine kur artışlarının ödenmesine ilişkin adım tartışma yarattı. Kurdaki artışın TL mevduat sahiplerine ödenmesinin hem Hazine’ye ciddi bir yük getireceğini hem de hükümetin uyguladığı “düşük faiz” politikası ile çeliştiğini dile getiren ekonomistlere göre, “TL’yi özendirme paketi” yıl sonunda yüzde 30’a ulaşması beklenen enflasyonu düşürmek bir yana, ileriki dönemlerde daha da yukarılara taşıyabilir.
“Yüksek enflasyonu besleyecek”
Merkez Bankası’nın düşük faiz politikası sonucu özellikle son bir ayda Türk Lirası’nın değerinde adeta “serbest düşüş” yaşandığını dile getiren İstanbul Kültür Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sinan Alçın’a göre, ekonomi yönetimini Dolar/TL’nin 18’i, Euro/TL’nin 20’yi aşması ile kurlara müdahale etmek zorunda kaldı.
Paketi DW Türkçe’ye değerlendiren Prof. Alçın, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan son “TL’yi Özendirme Paketi” nin döviz kurlarında önemli oranda bir geri çekilmeye neden olduğuna, bunun da TL üzerinde bir rahatlama yarattığına işaret ediyor.
Ancak TL mevduatlarına kur garantisi verilmesi gibi adımların özellikle fiyat istikrarında, yani enflasyonda önemli bir etki yaratabileceğini kaydeden Alçın, “Atılan adımlar kurlarda gerilemeye sebep olsa da, yüksek enflasyonu daha fazla besleyen bir durum ortaya çıkacak. Çünkü gevşek mali politikaları sıkı para politikalarıyla dengelemezseniz, fiyatları genel düzeyde tutmanız mümkün değil” diye konuşuyor.
“Kur düştü diye fiyatlar düşmeyecek”
Kurlardaki düşüşün aşırı zamlanan mal ve hizmet fiyatlarında da eşdeğer bir düşüş yaratmayacağını ifade eden Prof. Alçın, şunları söylüyor:
“Çünkü fiyat yapışkanlığı dediğimiz bir durum var. Diyelim ki kurlardaki geri çekilme kalıcı oldu, yani kurlar yine rekor seviyelere yükselmedi. Böyle olsa bile fiyatların eski haline dönmesi 7-8 ay sürecektir. Dolayısıyla yakın dönemde TL’deki değerlenme fiyatların seviyesi, yani enflasyon üzerinde bir etkisini görmeyeceğiz.”
Alçın’ın verdiği bilgilere göre, Türkiye genelinde döviz hesaplarında 230 milyar dolarlık birikim bulunuyor. Bu noktada özellikle vatandaşların döviz birikimlerinin yakın gelecekte Türk Lirası’na çevrilip çevrilmeyeceğinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Prof. Alçın, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Açıklanan plana baktığımızda, stopaj indirimi, BES destek oranının artırılması ve altın için yeni araç geliştirilmesi gibi adımlar hükümetin içeride yeni bir sermaye arayışında olduğunu gösteriyor.”
“Birikimi olmayan, birikimi olanı finanse edecek”
Bundan sonraki dönemde dövizini bozdurup TL mevduata geçecek olanların alacağı kur farkının doğrudan devlet bütçesine yük olarak yansıyacağına da işaret eden Sinan Alçın, “Oluşacak kur farkları Hazine tarafından karşılanacak. Bu da bankada parası olanlara, bankada birikimi olmayan ama vergi ödeyen vatandaşlar tarafından kur farkı ödeneceği anlamına geliyor” şeklinde konuşuyor. Alçın, Hazine üzerinde oluşacak bu yükün de para basılarak giderilmesi halinde, enflasyonun yükselmesi için yeni bir sebep doğacağının da altını çiziyor.
“Hazine’nin yükü çok artabilir”
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre ekim itibariyle bireylerin TL mevduatının vadesiz ve 3 aya kadar olan kısmı, toplam TL mevduatlarının yüzde 55,6’sını oluşturuyor. Bireylerin TL mevduatında ise vadesiz ve 3 aya kadar vadeli mevduatın payı ise yüzde 93,1 gibi çok yüksek bir seviyede bulunuyor.
DW Türkçe’ye konuşan Ekonomist Mustafa Sönmez, hükümetin kurlardaki yükseliş sürdükçe TL mevduatlarda kalan 2 trilyon TL’ye yakın birikimin de hızla dövize dönüşebileceğini fark ettiğini söylüyor. Yeni dönemde kur hareketlerinin özellikle Hazine’nin üstleneceği yükler konusunda belirleyici olacağını dile getiren Sönmez, şöyle konuşuyor:
“Dövizin fiyatı diyelim, bugün 10 TL ama 1 yıl sonra 15 TL oldu. Nedir dövizin getiriş? Yüzde 50. Pakete göre bunun yüzde 14’ünü banka, yüzde 36’sini Hazine ödeyecek. Ya da bugün 10 TL olan döviz fiyatı 1 yıl sonra 15 değil de 12 TL oldu. O zaman da yüzde 20’lik artışın 14’ünü banka verecek, Hazine’nin yükü 6 puanda kalacak. O nedenle Hazine’ye bu ürününü yükü dövizin seyri ile ilgili olacak.”
“Yapılan örtülü faiz artırımı”
Öte yandan kuru düşürmek için atılan bu adımların Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “düşük faiz” politikası ile çeliştiğine de dikkat çeken Sönmez’e göre, yapılan şey aslında “örtülü” bir faiz artırımı olarak değerlendirilebilir.
Bankanın ödediği faiz üzerinde bir döviz getirisi faizi vermenin reel olarak faiz artırmak anlamına geldiğini belirten Sönmez, “Bu tabi ki örtülü faizdir. Bunun adına döviz getirisi de diyebilirsiniz ama sonuçta bu dövizin getirisi kadar faizleri yükseltmektir” diye konuşuyor.
Dolar, Euro ve altın sert düştü
Dün Kabine toplantısı sona ermeden hemen önce yüzde 10’u aşan yükseliş kaydeden dolar ve Euro kuru, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı yeni düzenlemeler sonrası sert düşüş gösterdi. Açıklamalar öncesinde 18,3674 ile işlem gören dolar/TL, konuşma sonrası yaklaşık yüzde 22 değer kaybederek 14,2748’e kadar gerilerken, dün 20 TL’yi aşan Euro kuru ise 16 seviyelerine kadar inmişti. 1000 TL’nin üzerinde seyreden gram altın ise ilk tepki olarak 650 liranın altına geriledi. Bugün de döviz kurlarındaki düşüş eğilimi sürüyor. Dolar kuru 12,60 ve Euro kuru ise 14,50 seviyelerinden işlem görüyor.
Pakette hangi adımlar yer alıyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde 20 Aralık Pazartesi günü gerçekleştirilen Kabine Toplantısı’nın ardından, Türk Lirası’na olan talebi artırmak ve döviz kurlarındaki tarihi yükselişi durdurmak için bir açıkladığı yeni pakette şu önlemler yer alıyor:
*Kur getirisi vatandaşların bankadaki TL kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşa ödenecek. Bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak.
*Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalara doğrudan Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur rakamı verilecek.
*Kar payı üzerinden yapılan vergilendirme caydırıcı hale getirilerek, şirketler tarafından yapılacak temettü ödemesi üzerindeki stopaj yüzde 10’a indirildi.
*Şirketlere Kredi Garanti Fonu (KGF) desteğiyle uzun vadeli istihdamı koruma ve geliştirme öncelikli işletme kredileri verilecek.
*Vatandaşlar için ise bireysel emeklilik sisteminin cazibesini artırmak için devlet katkısı oranı yüzde 5 daha artırılarak yüzde 30’a çıkarılacak.
*Yastık altında bulunan ve değeri 280 milyar dolar olarak belirlenen 5 bin ton altının sisteme kazandırılması için yeni yatırım araçları sunulacak.
Aram Ekin Duran
© Deutsche Welle Türkçe
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***