Eski İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse ve eski emniyet Amiri Gafur Ataç’ın avukatı Sümeyra Bulduk’un, müvekkillerinin tutuklu bulunduğu Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda ‘çıplak arama’ işkencesine maruz kaldığı ortaya çıktı. Skandal bununla sınırlı değil. Başsavcılık avukat hanımın 3 saat boyunca bir odada kilitli tutularak, çıplak aramaya maruz bırakılmasını ‘mevzuata’ uygun bulmuş!
Konuyla ilgili şikayeti üzerine verilen ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ dair kararı sosyal medya hesabından paylaşan Bulduk, “Sinirliyim, çok kızgınım ama hiç şaşkın değilim.. Müvekkillerim Ömer Köse ve Gafur Ataç ile cezaevinde görüş yaptıktan sonra çıkış esnasında, üzerimde keyfi olarak arama yapılmasına müsaade etmedim diye avukat kimliğime el konularak cezaevi kapıları 3 saat boyu üzerime kilitlendi.” ifadelerini kullandı.
Sinirliyim, çok kızgınım ama hiç şaşkın değilim.. Müvekkillerim Ömer Köse ve Gafur Ataç ile cezaevinde görüş yaptıktan sonra çıkış esnasında,üzerimde keyfi olarak arama yapılmasına müsaade etmedim diye avukat kimliğime el konularak cezaevi kapıları 3 saat boyu üzerime kilitlendi. pic.twitter.com/YfWIgjtqsE
— Sumeyra Bulduk (@sumeyrabulduk) December 9, 2021
Sümeyra Bulduk’un konuyla ilgili paylaşımları şöyle:
3 saatin sonunda infaz koruma memurları ve polis eşliğinde çıplak aramaya maruz kaldım. Ancak sayın(!) savcılık tüm bu işlemleri mevzuata uygun bulmuş ve ifade dahi almaya tenezzül etmemiş!
Avukat olarak girdiğim Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumunda sırf birilerinin keyfi öyle istiyor diye şüpheli sıfatına büründürülerek maruz kaldım bu muamelelere! Olay gecesinden sonra yaklaşık bir hafta müvekkillerimin her ikisinin de hücreleri her gün alt üst edildi.
Televizyonlarının içleri açıldı, evrakları, eşyaları dağıtıldı. Müvekkillerime sistematik olarak yapılan işkence sırf onların avukatlığını yaptığım ve bu işkenceleri sebebiyle kurum aleyhine sürekli şikayette bulunduğum için bana da yöneltildi.
Zira arama esnasında tarafıma atanan avukata, müvekkillerimle birlikte, babamın dahi kim olduğu ve yargılama dosyalarının bilgisi de verilmişti!
Kasten ve umursamazca 3 saat boyunca üzerime kapılar kilitlenerek hürriyetim tahdit, çıplak aramayla vücut dokunulmazlığım ihlal edildi. Ne avukatlık kanunu, ne CMK ne başka bir mevzuat tanındı. Bu rezil kararda ne fail ne fiil, mağdur da olsak kimliklerimiz hedef oldu yine.
Hukuk devleti dediğimiz ülkede, bir kadın olarak, bir birey olarak, soyadımla zaten elimden alınan güvenliğim, sahip olduğum ancak yok sayılan mesleki sıfatımla, mesleğimi icra ederken dahi sağlanamadı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***