İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi ve Sığınmacı Hakları Platformu, Güzelbahçe’de Suriyeli genç işçiler Mamoun al-Nabhan, Ahmed Al-Ali ve Muhammed el-Bish’in yakılarak katledilmesine ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Dernek binasında düzenlenen toplantıya kurum temsilcilerinin yanı sıra öldürülen işçilerin yakınları ile şirketin avukatı da katıldı.
Toplantıda Arapça metni Sığınmacı Hakları Platformu’ndan Taha Elgazi, Türkçe metni İHD İzmir Şube Başkanı Avukat Zafer İncin okudu.
Sığınmacı Hakları Platformu’nun 20 Aralık günü İnsan Hakları Derneği’ne ulaşması ile birlikte 3 Suriyeli işçi Ahmed El Ali, Memun En Nebhan ve Muhammed El Hüseyin El Abdo El Biş’in, 16 Kasım tarihinde öldürüldükleri haberini öğrendiklerini söyleyen İncin, derhal inceleme ve araştırmalara başladıklarını belirtti.
Öldürülen mültecilerin aileleriyle iletişime geçtiklerini aktaran İncin, bugün sabah ailelerle ve Sığınmacı Halkları Platformu ile bir araya gelerek olayın yaşandığı yeri incelediklerini dile getirdi.
“İKİ MÜLTECİ İZMİR’E, BİRİ SURİYE’YE DEFNEDİLDİ”
İncin, olay günü yaşananları ise şöyle anlattı:
“Görüşmelerimizden olayın 16 Kasım 2021 günü sabah 04.00 sıralarında, mültecilerin kaldığı odaya benzin dökülerek ateşe verildiği, olayı gören diğer çalışanların hemen hızla oraya koştuğu ve 3 mültecinin de kendilerini dışarıya atmaya çalışarak yardım istediklerini gördükleri, hemen iş yeri sahibine haber verdikleri, iş yeri sahibinin 04.30 sıralarında olay yerinde olduğu, hemen ambulans, polis ekipleri ve itfaiyeye haber verdikleri, aynı saatlerde devriye polislerinin de yangını görerek olay yerine geldikleri, 3 kişinin Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Yeşilyurt Devlet Hastanesi ve 9 Eylül Hastanesi’ne kaldırıldıkları, yoğun bakıma alındıkları, Ahmed ve Muhammed’in olay gününden iki gün sonra sabaha karşı ikişer saat arayla yaşamını yitirdikleri, Memun’un ise olay gününden bir hafta sonra yaşamını yitirdiği, yaşamını yitirenlerden ikisinin İzmir’de cenazelerinin defnedildiği, bir kişinin ise ailesinin talebi üzerine Suriye’ye defnedilmesi için gönderildiği bilgilerine ulaştık.”
“KATİL, ‘ORASI YANACAK SURİYELİLER ÖLECEK’ DEMİŞ”
Katilin cinayeti işleyeceğini bir arkadaşına söylediğini aktaran İncin, “Olay günü; olay yeri inceleme, Güzelbahçe Emniyeti ve itfaiye ekiplerinin olay yerinde incelemeler gerçekleştirdiği, itfaiye ekiplerinin gerçekleştirdiği incelemelere göre ilk raporlarında mültecilerin kaldığı odada bulunan elektrikli sobadan kaynaklı yangının çıktığı belirtilmiştir. Ancak olayı gerçekleştirmeden önce akşam 8-9 civarı Urla’da çalışan bir işçi arkadaşına ‘Orası yanacak, o Suriyeliler bugün ölecek’ şeklinde konuştuğu daha sonra iş yeri çalışanlarının bu duyumu öğrenmeleri üzerine iş yeri sahibi ve avukatlarına bilgi verdiği ve daha sonra bu duyumun emniyete iletildiği ve emniyet tarafından kişinin tespit edilerek teknik takibe alındığı belirtilmiştir” diye konuştu.
Katilin 26 Kasım günü de Güzelbahçe’de bulunan iddia bayisi sahibi bir kişiyi takip ederek evinin önünde eşi ve kendisini bıçaklaması üzerine olay yerinden kaçarken yakalandığını ifade eden İncin, katilin o gün verdiği ifadesinde Güzelbahçe’de öldürülen Suriyeli mültecileri kendisinin bir bidon benzin dökerek yaktığını itiraf ettiğini belirtti.
“AKLİ DENGESİNİN BOZUK OLDUĞU ALGISI YARATILMAYA ÇALIŞILIYOR”
Kamuoyunda katilin akli dengesinin bozuk olduğu, Suriyeli mültecilere yönelik ırkçı saikle cinayet işlemediği gibi bir algı yaratılmaya çalışıldığına dikkat çeken İncin, “Bu durum ırkçı saikle işlenen cinayetin örtbas edilmesine yöneliktir. Dosyadaki kısıtlama nedeniyle şimdilik bu kadar bilgi verebilmekteyiz. Ancak soruşturma ve kovuşturma sürecini takip edeceğimizi ve ilerleyen aşamalarda bilgilendirmeye devam edeceğimizi ifade ediyoruz” dedi.
“SİYASETÇİLER, PROVOKE EDİCİ SÖYLEMLERİ TERK ETMELİ”
Geçmişten bugüne Türkiye’de nefret söylemleri, ırkçı saldırılar ve cinayetlerin her geçen gün arttığını vurgulayan İncin, son olarak şunları söyledi:
“Siyasetçilerin araçsallaştırıcı, ırkçı ve ayrımcı söylemleri terk ederek öncelikle mülteci/sığınmacı ve göçmenlerin yaşam güvenliğini sağlamak ve devamında insani olarak yaşam koşullarını düzenlemek, insani bir göç ve mülteci politikasını geliştirmek gibi zorunlulukları vardır. Siyasetçilerin hitap etmiş oldukları kitlelere karşı, mülteci/sığınmacı ve göçmenleri sorunların kaynağı olarak gösteren, provoke edici ve linçe açık hale getiren söylemleri derhal terk etmelidir. İnsan hakları savunucuları olarak Güzelbahçe’de yaşanan saldırı ile ilgili adli ve idari yönden etkin bir soruşturma süreci yürütmeye davet ediyoruz. İnsan Hakları Derneği olarak da sürecin takipçisi ve müdahili olduğumuzu, dosyanın takipçisi olduğumuz buradan kamuoyu ile paylaşıyoruz.”
Açıklamaya destek veren kurumlar ise şöyle: Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İzmir Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı İzmir Temsilciliği, Hak İnisiyatifi, Halkların Köprüsü Derneği, Mülteci Medyası Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, İzmir Barosu, Mülteci Der, Kent Konseyi Mülteci Meclisi, Hepimiz Göçmeniz Irkçlığa Dur De.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***