Sayıştay, yakın izlemeye giren kredileri bir yılda 41,4 milyar liraya çıkan Halkbank’ın 2020 yılında dövizden 2,1 milyar lira zarar ettiğini belirledi.
Halkbank’ın 2020 yılı hesaplarını inceleyen Sayıştay, vadesi 30 günden fazla geçtiği halde kredilerini ödeyemeyen veya kredi riskinde önemli derecede artış olan borçluların takip edildiği ikinci grup yakın izleme kapsamındaki kredi tutarının bir yıl içinde yüzde 48,4 oranında artarak 27,9 milyar liradan 41,4 milyar liraya çıktığını bildirdi.
En yüksek artış yüzde 104.3’le kurumsal kredilerde
Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberin göre Sayıştay raporunda, ikinci grup yakın izlemedeki kredilerin içinde en yüksek artışın yüzde 104,3’le kurumsal kredilerde gerçekleştiği, ticari kredilerle bireysel kredilerdeki artışın da sırasıyla yüzde 14,5 ve yüzde 29,8 olduğuna dikkat çekildi.
Raporda, “Bankanın bir önceki yıl sonu rakamlarına göre kredi adedi bakımından yüzde 93,4, nakdi ve gayri nakdi toplam risk tutarı bakımından ise yüzde 48,4 oranında artış eğiliminde olduğu gözlemlenen yakın izlemedeki kredilerinin takip ve tahsiline ilişkin süreçlerin daha etkili yönetilmesi gerektiği anlaşılmaktadır” uyarısı yapıldı.
Bankalar, kredi borcunu vadesinden 30 günden fazla geçtiği halde hâlâ ödeyemeyen, kredi geri ödemelerinde sorunlar doğması muhtemel olan, kredi değerliliği zayıflama ihtimali beliren, kredi riskinde önemli derecede artış olan veya geri ödemesi tamamen teminata bağlı olduğu halde teminat değerleri borcun altına düşen müşterilerini ikinci grup yakın izlemeye alıyor.
3 firmanın toplam borcu 6 milyar TL
Sayıştay raporda, Halkbank’tan büyük miktarlarda kredi kullanan ve isimleri açıklanmayan 3 firmanın 2020 tarihi itibarıyla ödenmemiş borçlarının 5 milyar 998 milyon liraya ulaştığına da dikkat çekti. Raporda bu firmalardan birinin borcunun tek başına 3 milyar 299 milyon lira olduğu belirtilirken, “Yüksek tutarlı kredilere ilişkin tahsis, kullandırım, teminatlandırma ve risk izleme süreçlerinin yeterince etkili yürütülmediği, bu kredilerin sorunlu hale dönüşme emarelerine karşı hızlı müdahale ve etkili çözümleme stratejilerinin zamanında ve tam olarak tatbik edilmediği görülmektedir” denildi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***