15 bin öğretmen ataması için düzenlenen KPSS’de mülakat sonuçları 27 Aralık Pazartesi günü yayımlandı.
Sonuçların açıklanmasının ardından çok sayıda öğretmen, yazılı sınavda yüksek puan alıp atama kontenjan sıralamasında yer almasına rağmen, sözlü sınavda puanının düşürüldüğünü belirten sosyal medya paylaşımlarında bulundu.
Başka adaylara torpil yapıldığı için mülakatta elendiklerini belirten bazı adayların, yazılı sınavda dereceye girmesine rağmen mülakat sonucu sebebiyle atanma hakkını kaybettiği görüldü.
BBC Türkçe, Türkiye’nin farklı şehirlerinde aynı sorunu yaşamış öğretmenlerle konuştu.
Bu sene 2 bin 175 kişinin atanacağı sınıf öğretmenliği branşında, Sidar Güven’in KPSS puanı sıralaması 1.447 idi.
Geçen yıl İzmir 9 Eylül Üniversitesi’nden mezun olan sınıf öğretmeni Güven, 79 aldığı KPSS puanının mülakat ile 56’ya düşürüldüğünü söylüyor:
“Sınıf öğretmenliğine 2 bin 175 kişi atayacaklardı, benim sıralamam 1.447 idi. Puanımı düşürmemiş olsalar ben zaten atanıyordum. Resmen duygularımızla oynadılar.”
Mülakatta sorulan tüm sorulara yanıt verdiğini ve çok iyi geçen sınavdan ‘gözleri parlayarak’ çıktığını anlatan Güven, mülakat komisyonunun bile kendisine ‘Hayırlı olsun hocam, zaten sıralamadasınız’ dediğini aktarıyor:
“Ailem Muş’un bir köyünde yaşıyor. Sınava köyde hazırlanamazdım, internet yok, ev kalabalık. O yüzden ailem beni tüm maddi zorluklara rağmen Muş merkezde bir yurda gönderdi.
“Dershaneye gitmedim, kendim çalıştım. Maddi imkansızlıklardan ötürü dershaneyi geçin, zar zor yurdun parasını veriyordum. O yurtta kalmak benim için çok büyük bir lükstü. Atanan bir öğretmen arkadaşım bana aylık burs veriyordu.
“İnanın ki o yurtta çürüdüm. Güneş yüzü görmedim, gün yüzü görmedim, çok emek verdim. Hep masanın başındaydım, sınavın sonuna doğru belimde düzleşme oldu, gözlerim bozuldu.
“Bayramlarda bile ders çalıştığım için evime gitmedim. Bayramda yurt kapalı olduğu için tüpte makarna, hazır yemekler yapıyorduk ama çoğu zaman da aç kalıyorduk.”
Tunceli Öğretmen Lisesi mezunu olan Güven, sadece son bir yıldır değil tam 20 yıldır bu işe emek verdiğini anlatıyor:
“Ben çok zor koşullarda okudum, 12 yaşımdan beri ailemden uzakta yatılı okullarda okuyorum. Mesleğimi çok seviyorum, öğrencilere kavuşma aşkıyla yanıp tutuşuyorum.
“Bu toplumda insanlara faydalı olduğumu görmek istiyorum. O öğrencilere dokunmak istiyorum, artık gerçekten o sınıflara girmek istiyorum.”
‘Derece yaptım ama yine de olmadı’
Bu yıl KPSS sonucuna göre, beden eğitimi öğretmenliği branşından 340 kişi atanıyor.
Beden Eğitimi öğretmeni Hikmet Çiftçi ise 88 puanla kendi branşında Türkiye 33.sü oldu.
Ancak mülakattan 51 puan alan Çiftçi, atanmak için tercih yapma hakkını kaybettiğini belirten bir yazıyla karşılaştı:
“Mülakatta dört tane soru sordular, hepsini bildim. Komisyon, ‘mülakatınız çok güzel geçti, hayırlı olsun’ diyerek tebrik etti. Neredeyse alkışlayacaklardı.”
Çiftçi bu sonuçla ilk kez karşılaşmadığını, geçen yıl da KPSS’de 81 puan almasına rağmen ‘ek atama’ olmaması sebebiyle atanamadığını anlatıyor:
“Geçen yıldan sonra, ‘en iyisi derece yapayım, başka türlü atanamayacağım’ diye düşünerek tekrar hazırlanmaya başladım. Yemedim, içmedim, uyumadım, her şeyimden verdim ve dereceye girdim.
“Mülakattan çıktıktan sonra çok mutluydum, kitaplarımı arkadaşlarıma dağıttım, ‘bu iş artık oldu’ dedim. Sonuçların açıklanması için gün saydım ama mülakatta 51 puan verildiğini görünce büyük bir hayal kırıklığı yaşadım.
“Üç gündür toplamda dört saat uyumamışımdır. Ailem perişan, ben perişan. Hayatım boyunca böyle bir hayal kırıklığı yaşamamıştım.”
Temmuz ayındaki nikahı için hazırlıklarını sürdürdüğünü anlatan Çiftçi, borçları karşısında ne yapacağını bilmediğini söylüyor.
Kimya öğretmeni Recep Akkuş ise 75 puan aldığı KPSS’de atama kontenjanı içerisinde yer aldığını ancak mülakatta kendisine 56 verildiği için bu hakkını kaybettiğini anlatıyor.
Akkuş da diğerleri gibi, mülakatının çok olumlu geçtiğini ve tüm soruları eksiksiz yanıtladığını söylüyor:
“Şu anda Ağrı’da -30 derecelere çıkan bir hava soğukluğu var. Sonuçların açıklandığı gece saat 4’te kendimi sokaklara attım ve ne yapacağımı düşündüm. O soğuğu bile hiç hissetmedim.
“Bundan sonra niye hazırlanacağız ki? 33 yaşındayım, 25 yıllık emek bir çırpıda gitti ve ben neden gittiğini gerçekten bilmiyorum. Biz emeğimizi kime emanet ettik?”
‘Oturup ağlaya ağlaya ders çalıştığımı biliyorum’
Dokuz yıldır özel okullarda öğretmenlik yapan sınıf öğretmeni Enes Bingöl de KPSS puanına göre kendi branşında ilk 600’ün içerisinde yer alıyordu.
Mülakat ile puanının 81’den 51’e düşürüldüğünü söyleyen Bingöl, atanma hakkını kaybetti.
Bingöl, “Sonuna kadar hak ettiğim bir şey elimden alındı. Üç gündür doğru düzgün uyuyamıyorum. Geçen yıl ders çalışmaya harcadığım zamanlar aklıma geliyor.” diyor:
“Oturup ağlaya ağlaya ders çalıştığımı biliyorum. Herkes dışarıda eğlenirken, yazın ortasında sıcakta terleyerek evde ders çalışıyordum. İnsanların puanlarını bir çırpıda düşürmek belki onlar için kolay ama bizim ne yaşadığımızı kimse bilmiyor.”
Bingöl de tıpkı diğer öğretmenler gibi, mülakatta sorulan dört soruya da eksiksiz yanıt verdiğini belirtiyor:
“Özel okulda haftanın beş günü, günde sekiz saat çalışıyorum. Geçen sene her gün o yorgunlukla eve gider gitmez ders çalıştım. Bir günü bile kendime ayırmadan, hafta sonları da sabahtan akşama kadar ders çalıştım.”
Sınıf öğretmenliği branşında bitirilmesi gereken yaklaşık 30 ders olduğunu söyleyen Bingöl, “Bunun bir hak gaspı olduğunu düşünüyorum. Emeğimizle aldığımız puan, böyle hukuksuz uygulamalarla hiç ediliyor” diyor.
‘Çocukları hangi geleceğe hazırlıyoruz?’
Çalıştığı özel okuldaki öğrencilerinin kendisindeki moral bozukluğunu fark ettiğini söyleyen Bingöl, ‘çocukları hangi geleceğe hazırlıyoruz’ diye soruyor:
“Sınıfta öğrencilerim, ‘niye moraliniz bozuk’ diye soruyor, anlatamıyorsunuz. Ne diyebilirim? ‘Ben çalıştım, hak ettim ama bu hakkımı elimden aldılar’ diyerek çocukları umutsuzluğa mı sevk edeyim? Yine de onların umutlarını baki tutmaya çalışıyorum.”
Bir daha bu puanı alamayacağını çünkü artık motivasyonunun kalmadığını söyleyen Bingöl, tüm hukuki yollarla hakkını arayacağını belirtiyor:
“İnsanlar hakkını aramaya ya da konuşmaya korkuyor. Ben size konuştum çünkü benim artık korkacak bir şeyim kalmadı. Benim zaten hakkımı elimden aldılar, hukuksuz yere puanımı gasp ettiler. Bana daha fazla ne yapabilirler, başıma daha fazla ne gelebilir ki?”
‘Suçlu değiliz ama cevabı emniyet ve adliyelerde arıyoruz’
BBC Türkçe’ye konuşan öğretmenler, yüksek sınav puanlarına ve iyi geçen mülakatlarına rağmen puanlarının neden düşürüldüğü sorusunun yanıtını, emniyet ve adliyelerde aradıklarını söylüyor.
Ancak çaldıkları her kapıdan aynı yanıtı aldıklarını belirtiyorlar: “Siciliniz temiz, suç kaydınız yok, adli bir dosyanız yok.”
Kimya öğretmeni Akkuş, “Adliyeye gittim, hakkımda açılmış bir dosya bile yok, sicilim tertemiz. İnsan kendinden emin olsa bile bir yerden sonra şüpheye düşüyor” diyor.
“Kendimi bildim bileli karakolun önünden dahi geçmedim” diyen beden eğitimi öğretmeni Çiftçi ise, “Bir suçumuz ortaya çıksa neredeyse sevineceğiz, o duruma geldik” diyor:
“Üç gündür her gün emniyete gidiyorum, neredeyse artık beni dövecekler. ‘Her gün burada ne işin var, bizlik bir işin yok, senin sicilin tertemiz’ diyorlar. Adliyeye gidiyorum, orada da aynı cevabı veriyorlar.”
Sınıf öğretmeni Güven de dün adliyede ve emniyette hakkında bir suç kaydı olup olmadığını soruşturduğunu söylüyor:
“Suçlu olmadığımı bildiğim halde, hakkımda farkında olmadığım bir dava olup olmadığını araştırmak zorunda hissettim. Bizi bu denli suçlu psikolojisine soktular ama biliyorum ki mülakatla puanlarımızı düşürmelerinin hiçbir nedeni ve bahanesi yok.”
MEB: Adayların nitelikleri objektif olarak değerlendirildi
MEB konuyla ilgili açıklamasında, mülakata giren adayların niteliklerinin “objektif olarak değerlendirildiğini” savundu:
“Tüm sınav merkezlerinde adaylara yöneltilen sorular eş değer nitelikte olup merkezi olarak hazırlanmaktadır. Sözlü sınavlar mevzuat çerçevesinde objektif olarak yapılmakta; herhangi bir öğretmen adayına yönelik adaletsiz bir uygulama içinde bulunulması söz konusu değildir.
“Öğretmen adaylarımızın sözlü sınav sonuçlarına ilişkin itirazları atama takviminde belirtilmiş olup, itirazlar 03-07 Ocak 2022 tarihleri arasında alınacak ve 14 Ocak 2022 tarihinde sonuçlandırılacaktır. Sonuca ilişkin itirazlar titizlikle incelenecektir.”
‘Bana mülakatın formaliteden olduğunu hissettirdiler’
İzmir’de MEB’e bağlı bir özel okulda öğretmenlik yapan matematik öğretmeni Ayşe Ece Tan, 730 kişinin alınacağını; kendi branşında 303. olduğunu söylüyor.
Tan da tümüyle eğitim ile ilgili sorular sorulan mülakatının son derece iyi geçtiğini ve çıkarken komisyon tarafından ‘Hayırlı olsun’ denilerek uğurlandığını anlatıyor:
“Soruları görünce içim rahatlamıştı, bilmediğim bir şey yoktu. Ancak komisyonda, sanki cevaplarım çok önemli değilmiş gibi bir tavır vardı, yani bana mülakatın formaliteden olduğunu hissettirdiler.
“Ben dokuz yıldır, ilkokuldan son sınıfa dek her yaştan öğrenciyi sınava hazırlıyorum. Bana bunu niye yaptılar, benim neyim eksikti?”
Mülakat sonucu açıklandığından beri uyku uyuyamadığını söyleyen Tan, bu durumu ikinci kez yaşıyor:
“Bundan önce de mülakatla puanım düşürülmüştü ama ben onun peşine düşmemiştim. Sadece bir itiraz dilekçesi vermiştim ve tabii reddedilmişti.
“Ama bu ikinci sefer olunca adalet duygum inanılmaz derecede sarsıldı. Emeğimin bir hiç olduğunu gördüm. Bu sefer peşini burada bırakmayı düşünmüyorum.”
Hem öğretmenlik yapıp hem sınava hazırlanarak bu puanı almanın kolay olmadığını söyleyen Tan, neden mülakatına düşük puan verildiğine dair bir gerekçe sunulmasını bekliyor.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – FUNDANUR ÖZTÜRK
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***