Merkez Bankası’nın faiz kararı ve yeni asgari ücret açıklamasının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ortak basın toplantısı düzenledi.
Kılıçdaroğlu konuşmasında şunları söyledi:
‘TÜİK’E YAPTIĞIM ZİYARETİN ETKİLERİ GÖRÜLÜYOR’
TÜİK’e yaptığım ziyaretin etkileri görülüyor. Verilen rakam, eğer yılbaşını alır ve dolar kurundaki yükselmeyi görürsek aslında düşük. O tarihte 384 dolar net gelir elde ediyordu bir asgari ücretli, aynı kur dolar üzerinden esas alınırsa 5760 TL olması lazım. Şimdi 4250 TL oldu. Tabii yadırgamıyoruz. Eğer enflasyonu kontrol ederlerse 4250 TL’yi asgari ücretli kardeşlerimiz biraz nefes alarak sürdürebilirler.
‘ÜLKEYİ KİM YÖNETİYOR?’
‘Ekonomik sıkıntı var, yönetimimizden kaynaklanmıyor’ diyen açıklama. Ülkeyi kim yönetiyor o zaman, onu sormak lazım. ‘Erdoğan’ın hiçbir kabahati, günahı yok’ mu demek istiyor. İşin özü; Türkiye iyi yönetilmiyor, TL pul oldu, işsizlik var, ciddi ekonomik sorunlar var ve bu sorunların ivedilikle çözülmesi lazım. Önümüzdeki yaz bir gıda kriziyle Türkiye karşı karşıya kalırsa kimsenin şaşırması lazım. Uyarma görevi bizim görevimiz. Biz bugünden nelerin yapılması gerektiğini söylüyoruz. Kuru kuruya eleştiri değil. Asgari ücret üzerinden gelir vergisi alınmaması lazım.
‘ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRINDA OLAMAZ’
Karamollaoğlu ise şunları dile getirdi:
Aynı kanaatleri paylaşıyorum. İktidarın tenkid edilmesini demek garipsedim. Bu rakamı doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı kendisi açıklıyor. Geçmişte Başbakanlar, Cumhurbaşkanları açıklamazdı. Şimdi bizzat Cumhurbaşkanı kendisi açıklıyor. 2 bin 850 liraya göre biz bunu 4 bin 250 TL’ye çıkardık, bununla da övünülmesi icap eder manasında bunu anlıyorum. Ama enflasyon rakamlarını, doları, avroyu dikkate alarak, bunun bir vatandaşın gündelik geçimini sağlayıp, sağlayamayacağına göre değerlendirmek icap eder.
Vatandaş geçinemiyorsa 4 bin 250 olmasının da farkı olmaz. Mühim olan bir ailenin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmesidir. Asgari ücret açlık sınırında olamaz. Açlık sınırının altında hiç olamaz. Bir iktidar kendi insanına, üstelik kendi insanına, aldığın ücretle karnını bile doyuramayacaksın diyemez, diyememeli. Geçinebileceği kadar ücret olacak. Enflasyonun yüksek olduğu bir yerde doğru yaklaşım olmuyor. Ben doları kullanmak istemem, niye dolardan bahsederek gündeme konuyu getireyim. Ama ister istemez dış ticaretimizi dolarla yapıyoruz. İhracat yaptığımız zaman o malın karşılığındaki bedelini dolarla ödüyoruz.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***