Türkiye’de 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL sonrası arka arkaya çıkan kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) 125 bin civarı kamu çalışanının idari ve adli işleme tabi tutulmadan görevlerine son verildi.
Yasal birçok haklarından mahrum olan KHK mağdurları, hem kamuda hem özel sektörde kendilerine yönelik ayrımcı uygulamalardan şikayetçi.
Kamudan ihraç edilen KHK’lıların Sosyal Sigorta Kurumu tarafından işten çıkış kodları değiştirilerek özel sektörde iş bulma, pasaportlarının iptali, banka hesaplarına bloke konulması, tapuda alım satım yapamamak, banka kredisi kullanamamak ve banka kredi kartlarının iptali gibi yasal olmayan uygulamalarla karşı karşıya kalıyor.
OHAL’in sona ermesinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen son dönemlerde özel ve kamu bankalarında kredi kartlarının iptali ve yeni kart taleplerinin karşılanmaması, ihtiyaç kredisi kullandırılmaması, özel sigorta şirketlerinde maddi kayıplarının karşılanmaması gibi bazı bireysel sorunların kamuoyuna yansımaya başlamasıyla KHK’lılara uygulanan temel hak ihlalleri yeniden gündeme geldi.
‘Adımı kara listeye almışlar kredi alamıyorum’
Bunlardan biri olan Baykal Tunç, Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğünde Özel Harekat polisi olarak görev yaptığı sırada önce açığa alındı, daha sonra da KHK ile meslekten ihraç edildi. Açığa alındıktan hemen sonra maaşını aldığı kamu bankası, banka kartı ile tüm kredi kartlarını iptal etti.
İhraç olduktan sonra kamu ve özel bankalara yaptığı kredi kartı taleplerinin KHK’lı olduğu gerekçesiyle reddedildiğini söyleyen Baykal Tunç, “Hakkımda herhangi bir soruşturma, devam eden bir mahkeme yada mahkumiyet kararı olmadığı halde OHAL KHK’sından gerekçe gösterilerek temel hak ve hürriyetlerim kanunsuzca kısıtlandı” diyor.
Geçimini sağlamak için çiftçilik yapmaya karar veren Tunç, “Köydeki tarlalarımı ekip biçmek istedim. Traktör almak için kamu bankasına kredi başvurusunda bulundum. Traktör bayisiyle ortak hareket ediyorduk. Bayiden beni aradılar. Kredinin onaylandığını, gelip traktörü teslim alabileceğimi söylediler. Yoldayken tekrar telefon geldi ve onaylanan kredimin iptal edildiğini bildirdiler. Daha sonra özel bir bankaya çiftçilik kredisi başvurusunda bulundum. Banka yetkilisi kimlik numaramı sorguladıktan sonra kredinin verilemeyeceğini, OHAL KHK’sından dolayı izin verilmediğini söyledi. Banka yetkilisinden Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK), KHK’lılara kredi verilmemesi yönünde bankalara yazı gönderildiğini öğrendim. Beni kara listeye almışlar. Daha sonra bu yönde hiç girişimde bulunmadım” diye konuşuyor.
‘Yeşil kart alamıyorum, üvey evlat muamelesi görüyoruz’
KHK ile ihraç edilen öğretmen Cemil Özen de kamu görevinden atıldıktan sonra birçok yasal haklarından mahrum bırakılmış. Özel sektörde yaptığı tüm iş başvuruları SGK çıkış kodu nedeniyle geri çevrilen Cemil Özen, “Devlet bizi 3 yıldır açlıkla imtihan ediyor” ifadesini kullanıyor.
Sağlık hizmetlerinden yararlanmak için “yeşil kart” başvurusunu KHK ile ihraç gerekçesiyle alamadığını belirten Özen “Ülkemizdeki mülteciler sağlık imkanlarından yararlanırken bizler kendi ülkemizde sağlık hizmetlerinden faydalanamıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olmaktan ziyade bir üvey evlat muamelesi görüyoruz” açıklamasını yapıyor.
Eğitim Sen Adana şubesinde genel sekreterlik yapan Özen, “KHK ile ihraç edilen sendika üyesi arkadaşların tamamının kamu bankalarındaki kredi kartları iptal edildi. Kredi kullanamıyorlar. Hatta para havalesi konusunda dahi sıkıntılar yaşadıklarına tanık oluyoruz” diyor.
‘Kimlik numaramın karşısında hala ‘sakıncalıdır’ yazıyor’
“Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız ancak en temel anayasal ve yasal haklarımızı kullanamıyoruz” diyen KHK’lı öğretmen Seher Kılıç, “Neyle suçlandığımı bilmeden işimden atıldım. Hakkımda bir soruşturma ya da adli işlem yok. Buna rağmen üç buçuk yıldır pasaport alamıyorum. Nüfus müdürlüğüne dilekçeyle neden pasaport alamadığımı sordum. Bana verilen cevapta kimlik numaramın yanında ‘sakıncalıdır pasaport verilmez’ şerhi olduğunu bildirdiler. Kredi kartlarım iptal oldu; yenisini alamıyoruz. Yurt dışında yaşayan ailemin adıma gönderdiği parayı almakta sorunlar yaşıyorum” şeklinde konuşuyor.
İhraç edilmeden önce öğretmen dayanışma sandığından kredi çektiğini hatırlatan Seher Kılıç, şunları anlatıyor:
“İhraç olduktan sonra, aldığım kredi sigorta kapsamında olduğu için, dayanışma sandığı verdiği krediyi sigorta şirketinden istedi. Sigorta şirketi de bu parayı benden talep etti. Oysa kredinin sigorta poliçesi, meslekten atılma durumunu da kapsıyordu. Buna rağmen icra gönderdiler. Ben de karşı dava açtım. Şu an yasal süreç devam ediyor”.
‘OHAL resmi olarak kalktı, fiili olarak devam ediyor’
Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilen Mehmet Alkan da, bu süreçte çok sayıda haksızlık ve hukuksuzluklara maruz kaldığını belirtiyor.
OHAL’in resmi olarak sona erdiğini fakat fiili OHAL’in devam ettiğini öne süren Alkan, “10 yıl boyunca maaşımı aldığım bir özel banka, ihraç olmamdan sonra banka ve kredi kartımı iptal etti. Bunun üzerine tüm kamu bankaları ve çok sayıda özel bankadan kredi kartı talebinde bulunmama rağmen kredi kartı alamadım. Bir banka yetkilisi kimlik numaramı girdiklerinde KHK’lı olduğumun ortaya çıktığını, bankanın riske girmemek için kredi kartı vermediğini söyledi. Şunu sormak lazım: KHK’lıların isimleri kamu ve özel bankalara kimler tarafından veriliyor? Bunların ortaya çıkarılması lazım ama mevcut şartlarda bu mümkün değil. KHK’lı demek medeni ölü demek. Hiçbir hakkınız yok. Avukatlık ruhsatnamem ve ara buluculuk yapma hakkım adalet bakanlığı tarafından iptal edildi” diye konuşuyor.
‘Suriyeli sığınmacıların yararlandığı haklardan yararlanamıyoruz’
Milli Eğitim Bakanlığı’nda memur olarak çalışırken KHK ile ihraç edilen Ramazan Çınkır ise, Hematoloji hastası olduğunu belirterek kamudan ihraç edildikten sonra sosyal sigorta kurumu tarafından ilaçlarının ödenmediğini kaydediyor.
Yasal haklarından faydalanamadığını söyleyen Çınkır şunları söylüyor:
“Bütün haklarımdan mahrum bırakıldım. Beni adeta ölüme terk ettiler. Geçen yıl hakkımda yürütülen terör örgütü üyeliği davasından beraat ettiğim halde yine haklarımdan mahrumum. Eşime ödenen bakıcı maaşını kestiler. Banka kartlarımın hepsi iptal edildi. Kredi kartı almak için yaptığımız müracaatlar sonuçsuz kalıyor. Tedavi amaçlı kredi çekemiyorum, pasaportum olmadığı için yurt dışına tedaviye gidemiyoruz. Ülkemizdeki Suriyeli sığınmacıların yararlandığı haklardan dahi yararlanamadık. Bizi açlığa, yoksulluğa, sefalete sürüklediler”.
Haberde yer verilen KHK’lıların hak ihlali iddialarına yönelik bir açıklama yapıp yapmayacaklarını ilgili kurumlara da sorduk, fakat bir yanıt alamadık. Garanti Bankası’nın İspanyol ortağı BBVA yetkililerinden aldığımız cevap ise ‘bu konuyla ilgili muhatabın Türkiye’deki iştirakleri olduğu, kendilerinin bir açıklama yapmayı planlamadığı’ şeklinde.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***