Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde sistematik işkenceye maruz kalıp tecavüze uğrayan Garibe Gezer konulduğu tek kişilik hücrede intihar ederek hayatını kaybettiği açıklandı. Gezer’in maruz kaldığı hukuksuzluklara ilişkin süreci takip eden isimlerden biri olan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Gezer’in ölümünün cezaevinde yaşadığı hak ihlali ve hukuksuzluğun sonucu olduğunu söyledi.
‘SORUŞTURMA SÜRERKEN HÜCREYE KONULDU’
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Keskin, Gezer’in daha önce gardiyanların cinsel şiddet ve tecavüzüne uğradığının hatırlatarak, “Garibe yaşadığı bu hukuksuzluk karşısında bir hukuk mücadelesi sürdürüyordu. Bu soruşturma devam ederken tekli hücrede tutulmaya başlandı. En son ablasıyla telefonda görüşmüş ve moralinin iyi olduğunu söylemiş. Yani Garibe Gezer’in intihar edip etmediğini henüz bilmiyoruz, ama intihar etmiş bile olsa tek başına bir odada tutulması ve maruz kaldığı durum bile başlı başına intihara sürüklemeye götüren nedenlerdir” dedi.
‘90’LARDA BİLE ŞÜPHELİ OLAYLARDA MUTLAKA OTOPSİLERE GİRERDİK’
Gezer’in otopsisinin avukatları olmadan yapılmasının delillerin kaçırılması anlamını taşıdığını belirten Keskin, “90’larda bile şüpheli olaylarda biz avukatlar mutlaka otopsilere girerdik. Savcılar, avukatları beklerdi. Ama artık hiçbir şekilde avukatlar otopsilere giremiyor bizden delil kaçırılıyor. Avukatların otopsiye alınmaması demek delil kaçırılması demektir. Oysa bir yargının bir tarafıyız ayrıca yasada ‘avukat giremez’ diye hiçbir hüküm yoktur. Ama arkadaşlarımız yolda olmasına rağmen otopsi yapılıyor” dedi.
Serbest Görüş:
‘GARİBE BELKİ YARDIM İSTEDİ’
Cenazenin kadınlar tarafından morgdan alındığı sırada cenazeye dönük nefret söyleminin olduğunu belirten Keskin, “Yani orada cenazeye sahip çıkan insanlara son derece kötü davranılarak insanları darp ettiler” dedi. Gezer’in yaşamını yitirdiği tek hücreli odalarda acil butonunun neden kapalı olduğuna dair herhangi bir bilgi alamadıklarını kaydeden Keskin, “Cezaevlerinde ne tür bir usulleri var bunları bilmek mümkün değil, her gün yeni bir şey öğreniyoruz. Bir insanı hücreye kapatıyorsanız eğer onu hiç kimsesiz bırakıyorsanız bir ölüm sessizliğinde mutlaka orda bir acil durum butonun çalışıyor olması gerekir. Garibe belki orada bir yardım istedi bunu hiç kimse bilmiyor. O nedenle bunların hepsi büyük bir hukuksuzluğun sonuçlarıdır” diye belirtti.
‘CEZAEVLERİ ŞU ANDA, İNSAN HAKLARINDAN BAHSEDEMEYECEĞİMİZ BİR YER’
Cezaevlerinde çok fazla hak ihlalleri yaşandığını aktaran Keskin, hasta tutukluların Adli Tıp Kurumu’na (ATK) mahkum edildiğine dikkat çekti. Keskin, “ATK resmi bir kişilik kurumu, siyasi iradeye bağımlı ve en ağır hastaları bile maalesef ki cezaevinde kalabilir raporu veriliyor. Belki Garibe’de cezaevinde kalamaz durumdaydı. Çünkü ruh sağlığı açısından çok travmatik bir aile hayatları var. Bir kardeşi öldürülmüş, bir kardeşi vurulmuş felç olmuş, bir ağabeyi cezaevinde. Son derece travmatik bir aile hayatı var. Yani cezaevleri şu anda, insan haklarından bahsedemeyeceğimiz bir yer. Biz İHD ve ÖHD olarak bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağız. Garibe’ye ilişkin daha önce yaptığımız bir suç duyurusu vardı. Bunu da bir suç delili olarak göstererek soruşturmanın sonuna kadar takipçisi olacağız” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***