Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu haftalık basın toplantısında konuştu. Karamollaoğlu, basın toplantısında yaşanan ekonomik krizi değerlendirdi.
Ülkenin model değişimine değil, iktidar değişimine ihtiyacı olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, “Çin modelinden umut bekliyorduk ama Arjantin modeline döndük. İflasın köşesine geldik” açıklamasında bulundu.
Karamollaoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Halkımız şunu bilsin ki bu ülkenin kaybolan ümitlerini yeşertmekte yeniden hayat geçirmeye kararlıyız. Bunun temeli aslında adaletin tesisi ile başlar. Adalet mülkün temelidir. Özellikle adli merciler üzerinde hiç bir etkisi olmayacak. Hiç bir süratle mahkemelere müdahale dilmeyecektir. Bakanlıklar ve bürokratlar üzerinde vesayet kalkacak. İşler ehline verilecektir. Bunun idraki içerisindeyiz. Saadet iktidarında rüşvet ve yolsuzluğun kökü kazınacak. İsraf yapılmayacak. Zayıflar kollanacaktır. Yoksulun fakirin hangi meşrepte olduğu kesinlikle sorulmaz.
‘MODELİN NE OLDUĞUNU İKTİDAR DA BİLMİYOR’
İktidar bir takım problemleri yaşıyor. Ve tedavi etmek için yeni girişimlerde bulunuyorlar. Önce Çin, Güney Kore modeli, şimdi de “Türk Tipi” deniliyor. Modelin ne olduğunu iktidar da bilmiyor, hiçbirimiz de anlayamadık. İktidar, bir bildiği varmış intibaını doğurmak istiyor. Ama bu olsa olsa “bütünüyle çökme noktasına gelen AK Parti modeli”dir!” Açık ve net anlaşılmıştır ki yeni bir model değil yeni bir iktidara ihtiyaç duyulmaktadır. Ekonomik kumar oynamayan bir iktidara ihtiyacı vardır. Seçim kazanmak uğruna ülkeyi iflasa sürüklemeyecek, iktidara ihtiyaç vardır. Vatandaşını bilerek fakirleştirmeyecek bir iktidara ihtiyaç var. Saadet iktidarından başka bu ülkenin problemlerini çözecek mevcut kanaat yok. Tüm bunları sıraladığımız aslında Türkiye’nin Saadet Partisi’ne ihtiyacı var.
‘ÇİN DEĞİL ARJANTİN MODELİNE GEÇTİK’
Çin modelinden umut bekliyorduk ama Arjantin modeline döndük. İflasın köşesine geldik. Allah yardımcımız olsun. Buradan nasıl çıkacağız hiçbir öngörü yok.
‘ERDOĞAN, EKONOMİK KRİZİN SEBEBİNİ STOKÇULAR SANIYOR’
Sayın Cumhurbaşkanı ekonomideki kötü gidişin sadece fiyat artışı olduğunu söylüyor. Bunu da marketlerden be stokçulardan kaynaklandığına inanıyor. Stokçuların üzerine giderek problemleri çözeceğini sanıyor. Bu problemi nerede kaynaklandığını bilememektir.
Bugün üreticiler her geçen gün zarar ediyor. Bu ciddi bir problem. Bugün kendisini emniyete alarak o ürünü satıyor, yarın yerine koyamıyor. Esnaf sürekli zarar ediyor. İktidar bu zararı önlemek için sadece stokçuları görüyor.
‘BÜROKRASİDE LİYAKAT SORUNU VAR’
Kontrolden çıkan piyasalara bir belirsizlik kazandıran, ekonomiyi istikrarsızlık batağına sürükleyen bugünkü iktidarın tutarsız, yanlış politikaları olmuştur. Özellikle finans sahası uzmanlık ehliyet ister, Cumhurbaşkanı bu ehliyetin var olduğunu sanıyoruz, bu uzmanlığı olmadığı kanaatindeyiz. Uzmanlık bir beceridir. Gökten zembilden inmez. Bürokratlar kendi işlerini yapmaktan aciz. Yukarıdan gelen talimatları bekliyor. Bürokraside liyakat sorunu yaşanıyor.
‘MİLLET ADALETE GÜVENMİYOR’
Millet adalete güvenmiyor. Bu geçirdiğimiz zor dönemde iktidarın biraz daha kucaklayıcı, kesimlerle bir araya gelmesi ve dinlemesi gerekir. Bunun başında ticaret ve sanayi odaları gelir. Bütün bu gruplar kesimleri temsil eden odalar.
‘DİĞER PARTİLERLE DİRSEK TEMASIMIZ VAR’
Bir ittifak olsun olmasın, sistemin değişmesi gerek. Diğer partilerle görüşmelerimiz oluyor. Bu ittifak manasında değil, seçimden sonra mecliste bulunan partiler nasıl kararlar almalı gibi. Bundan dolayı dirsek teması var.
‘BİR AVUÇ RANTİYE ÇEVRESİ KAZANIYOR’
Merkez bankasının bir takım rezervlerini satmaya iktidar teşebbüs etmemelidir. Elinde imkanı olanlar bundan istifade ederler. Merkez Bankası faizleri yüzde 15’e çekti. Bununla kredi alanlar aldıkları paraları ticari bankalara yüzde 22 ile verebiliyorlar. Bir avuç rantiye çevresi kazanıyor. Faizi indirmenin piyasaya hiçbir faydası olmuyor. Bu şekilde milyarlar dönüyor. Bugün içine sürüklediğiniz bataklıktan çıkamazsınız. Ülkemizin rezervlerin bu şekilde harcamaya hakkı yok.
‘TÜRKİYE YÖNETİM KRİZİ YAŞIYOR’
Kriz her geçen gün biraz daha büyüyor ve derinleşiyor. Sadece ekonomik değil çoklu bir krizle karşı karşıyayız. Türkiye aslında bir yönetim krizi yaşıyor. Krizin adını koymaya kalkarsak, Türkiye’yi bugünkü iktidar yönetemiyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***