Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde işlenen suçları ortaya çıkarmak adına 2020 yılında İngiltere’de kurulan Uygur Mahkemesi Çin’in soykırım yaptığı kararına vardıklarını açıkladı. Resmi olmayan halk mahkemesi adına konuşmayı, mahkeme heyeti başkanı Prof. Geoffrey Nice yaptı.
İnsan hakları avukatı Nice, Çin’in kasten ve sistematik bir şekilde Uygur ve diğer etnik azınlık nüfusları azaltma politikası uyguladığını söyledi. Çin Başkanı Şi Jinping de dahil üst düzey bürokratların Sincan bölgesindeki Müslüman azınlığa karşı uygulanan suçlarda “birincil sorumluluğu” olduğunu ekledi. Çin’in Uygurlar üzerinde doğum kontrolü ve kısırlaştırma gibi önlemler uyguladığını aktardı.
BBC’ye konuşan Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun Isa, bunun Uygur halkları için tarihi bir gün olduğunu belirtti. Avukat ve akademisyenlerden oluşan mahkeme heyetinin açıklamalarının herhangi hukuki yaptırımı bulunmuyor. Ancak soykırım sorunuyla ilgili bağımsız sonuçlar ve Çin’e karşı suçlamalar için kanıtlar ortaya konuyor.
70’DEN FAZLA TANIK DİNLENDİ
Uygur Mahkemesi kapsamında 70’den fazla tanık dinlendi. Bu kişilerden BBC’ye konuşan Abduweli Ayup, “Pek çok Uygur, sırf Uygur olduğu için hapse gönderildi. Ben de Çin hükümeti tarafından ceza aldım. Şimdi umarım bu kararın ardından onları birileri cezalandırır” dedi.
Çin hükümeti Sincan bölgesiyle ilgili kendisine karşı yapılan suçlamaları kabul etmiyor. BBC’ye konuşan bir Çin sözcüsü, bu “sözde” mahkemenin Çin karşıtı öğelerin halkı yanlış yönlendirmek için kullandığı siyasi bir araç olduğunu söyledi.
Geoffrey Nice, mahkeme kararını okurken Sincan’da toplu öldürmeyle ilgili bir kanıt olmadığını ancak üreme kontrolü ile soykırım yapıldığını belirtti. Heyet ayrıca Uygurlara karşı insanlık suçu, işkence ve cinsel saldırı yapıldığına dair kanıtlar olduğunu ekledi.
Yapılan işkenceler akıl alır gibi değil
Mahkeme’ye sunulan raporlardaki işkence iddiaları yapılan zulmün boyutunu ortaya koyuyor. İnsanların gözaltında öldürüldükleri ve gözaltı şartlarının insanlık dışı olduğu belirtiliyor. Gözaltına alınanların boyunlarına kadar gelen soğuk su dolu kutulara konulduğuna ve ağır metal zincirlerle bağlanıp aylarca hareket etmelerinin engellendiğine dair kanıtların olduğu ifade ediliyor. Ayrıca kamplardaki insanlara akıl almaz cinsel işkenceler uygulandığı saptandı. Raporlar tutukluların toplu tecavüze, elektrikli ve demir çubuklarla cinsel istismara maruz kaldığını söylüyor. Raporlar, bazı insanların para ödeyerek kamplara giriş yaparak tutuklulara tecavüz ettiğini de belirtiyor. Ayrıca insanların zorla çalıştırılması ve yüz tanıma sistemleriyle sıkı takiplerin yapılmasıyla Sincan bölgesinin bir açık hava hapishanesine dönüştürüldüğünün mahkemede altı çizildi.
Uygurların yoğun olarak yaşadığı bölgelerde doğum oranlarının yüzde 70’e varan oranlarda düştüğüne dikkat çeken mahkeme, kadınlara zorla kürtaj yapıldığını, rahimlerinin alındığını, doğumdan hemen sonra bebeklerinin öldürüldüğünü, rahimlerinin içlerine yalnızca cerrahi yollarla çıkarılabilen cihazların yerleştirilmesi ile zorla kısırlaştırıldığını ve bunlara dair ellerinde kanıtların olduğunu duyurdu. Mahkemede sayıları yüz binleri bulan Uygur çocukların ailelerinden devlet zoruyla alındığı, camii ve mezarlıkların yok edildiği de dile getirildi.
ARTIK ÇİN’İ SOYKIRIMLA SUÇLAMASININ VAKTİNİN GELDİ
Yargılama sonrası BBC’ye konuşan Muhafazakar Parti eski lideri ve Parlamentolar Arası Birlik örgütünün Çin ayağının başkan yardımcısı Iain Duncan Smith de, İngiltere’nin artık Çin’i soykırımla suçlamasının vaktinin geldiğini şu sözlerle dile getirdi: “İngiliz hükümeti yetkili bir mahkemeden kanıt gerektiğini söylemişti. Bundan daha yetkili bir mahkeme olamaz. Hükümetin artık oyalanmayı bırakması gerekli. Sincan’da devam eden soykırım Çin’le ilişkimize hâkim olmalı.”
BBC’ye konuşan Muhafazakar Milletvekili Nus Ghani de bu mahkemenin en üst standartlarda kurulduğunu söyledi, bugün öne çıkarılan kanıtların bölgede soykırım olduğunu kabul etmek için yeterli olduğunu ekledi. Ghani soykırımın daha çok kadınlar ve doğum kontrolü üzerinden yapılmış olduğuna dikkat çekti.
Uzmanlar Sincan’da en az yarım milyon Uygur ve diğer Müslüman azınlıkların yargısızca cezalandırıldığını, kamp ya da hapishanelerde tutulduğunu bildiriyor. Ayrıca bu grupların işkence, kısırlaştırma ve cinsel saldırıya maruz kaldığı aktarılıyor.
Daha önce Amerika Birleşik Devletleri hükümeti Çin’i Uygurlara soykırım yapmakla suçladı. İngiliz, Kanada, Hollanda, Litvanya parlamentoları da aynı açıklamayı yapan önergeleri kabul etti.
Ancak İngiltere hükümeti Çin’i soykırım yapmakla itham etmeyi reddediyor. Başbakan Boris Johnson “soykırım” kelimesinin suç mahkemesiyle belirlenerek söylenebilecek bir kelime olduğunu belirtiyor.
Son olarak bu hafta ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya, Çin’in Sincan bölgesinde uyguladığı insan hakları ihlalleri nedeniyle Pekin’de düzenlenecek 2022 Kış Olimpiyatları’na diplomatik olarak boykot etme kararı aldı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***