İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) çalışan bazı personellerin “terör örgütleri ile iltisaklı veya irtibatlı olduğu yönündeki ihbar ve tespitler üzerine” özel teftiş başlatıldığını duyurmasına tepki gösteren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ”Bunları tespit etmiş Bakan yerinde oturuyor, bir de bunu gevrek gevrek bunu basın önünde söylüyor. Hemen istifa etsin ya da görevini yapsın.” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanlığınca İBB çalışanları hakkında başlatılan özel teftişe ilişkin, ”Soruşturma açması gereken yer Adalet Bakanlığı. Biz çünkü işe aldığımız her çalışanın adli sicil kaydını isteriz. Dolayısıyla bence bir başka soruşturma açılması gereken yer de bu 557 teröristi tutuklamıyorsa İçişleri Bakanlığı olduğunu düşünüyorum hatta bakanın kendisi olduğunu düşünüyorum.” açıklamasında bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu’nun CHP Genel Merkezi’nde iddialara sert sözlerle cevap verdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ev sahipliğinde bir araya gelen 11 CHP’li belediye başkanıyla birlikte kameraların karşısına geçen İmamoğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya tepki gösterdi.
İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Sayın İçişleri Bakanının terörle ilgili mücadelesini buradan biz ona öğretecek değiliz. Ama yanlış giden bazı hususları aktarmak isterim. İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan zat 12 Aralık günü TBMM’de konuştu İBB’de tam 557 terörist olduğunu iddia etti. Bir gün önce yaptığı konuşmada da Türkiye’de toplan terörist sayılarının 164 olduğunu söylemişti. Neyse tabii her verisi yanlış olan sayın bakana dair şunu hatırlatmak isterim. 12 Aralık’ta bu konuşmayı yapmıştı dün akşam itibariyle tam 2 hafta geçti üzerinden, bu 15 gün boyunca İçişleri Bakanlığı ne yaptı? Ben yaptıkları hususlar konusunda ben hiçbir duyum almadım.
İBB olarak bir kısım işlemler başlattık. Devlet adabına uygun bir şekilde bu beyanı ciddiye alarak 15 Aralık’ta benim olurumla teftiş kurulunda bir araştırma ve gerekiyorsa bir soruşturmaya izin verdim. Bu 15 Aralık’ta benim soruşturmaya dair verdiğimizin belgesidir. Aynı tarihte ise İçişleri Bakanlığı’na yazı yazdık. Bilgi istedik. Dedik ki bakanlığa bize bu konuda bilgi verin, kimdir bunlar, listeyi yollayın biz de gereğini yapalım. Bir teröristle ilgili bir tespitiniz varsa bunu ciddiye alalım değil mi?
”TWİTTER’DAN SORUŞTURMA İZNİNİ İLK DEFA DUYUYORUM”
Bakanlık buna hiçbir yanıt vermedi. Uyuyan bakanlık dün saat 20.00 itibariyle bu uykudan uyanıp Tweet attı. Tweet atarak hakkımızda bir soruşturma izni işleminin başlattığını duyurdu. Ben açıkçası Twitter’dan bir soruşturma izni vererek başlattığını ilk kez duyuyorum. 15 gün sonra pazar akşamı böyle bir tweetle süreci başlatmak aklına geldi acaba neden? Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı pazar günü konuştu.
”ATILAN BU ADIMI KINIYORUM”
İstanbul’da danışma kurulunda konuştu. İstanbul’la ilgili içi siyaset dolu mesajlar verdi. Buradan cumhurbaşkanının bu konuşmasından sayın bakan bir rol kapma çabasıyla ortaya çıktı. Önce İBB Başkanı olarak İstanbul’da 86 bin çalışanı olan bir belediyenin başkanı olarak bu açıklamayı kınıyorum. Burada bütün terör örgütlerinin kalın puntolu reklamını yapan bir bakanlık. Bu açıklama biçimini de devlet adamına uygun olmadığını ve bu şekilde atılan adımı kınıyorum.
”TUT KULAĞINDAN GÖTÜR HAPSE”
Öncelikle şunu söyleyeyim sizler yıllardır İstanbul’da görev yapan gazetecilerdir. Hangi biriniz sayı ile tespit yapıldıktan sonra bir bakanlığın teftiş başlattığını duydunuz? Yani sayı veriyorsunuz bunlar terörist diyorsunuz hükümde bulunuyorsunuz sonra teftiş başlatıyorsunuz. Ya ne teftişi sen bakanlıksın, terörist konusunda takdirde bulunmuşsan, netleşmişse tut kulağından götür at hapse. Böyle bir sürecin uygulanması akıllara zarar. Açıkçası bu işin prosedürü bellidir ama siyasetin ve siyaset aklının hatta kendi siyaset kulvarındaki şahsi çıkarların devlet adabının ve bir bakanlık kültürünün işleyişinin önüne geçtiğini net olarak bu davranışta görüyoruz.
”SORUŞTURMA AÇILMASI GEREKEN YER ADALET BAKANLIĞI”
İBB iştiraklerinde bir kişinin işe girmeyle ilgili prosedürleri bellidir. Adli sicil kaydı istersiniz, o kişi bu belgeyi de Adalet Bakanlığı’ndan alır. O zaman İçişleri Bakanı yanlış yere soruşturma açıyor. Soruşturma açması gereken yer Adalet Bakanlığı. Biz çünkü işe aldığımız her çalışanın adli sicil kaydını isteriz. Dolayısıyla bence bir başka soruşturma açılması gereken yer de bu 557 teröristi tutuklamıyorsa İçişleri Bakanlığı olduğunu düşünüyorum hatta bakanın kendisi olduğunu düşünüyorum. Bu denli risk taşıyan güvenliği bu kadar riske taşıdığını gördüğü bir içişleri bakanıyla ilgili bir işlem başlatmıyorsa da ben bir vatandaş olarak sayın Cumhurbaşkanını göreve çağırıyorum.
Buradan hepinizin hafızanda tazelemesi gereken bir husus var aynı şahsiyetler İstanbul seçiminde de bütün sandık görevlilerini de terörist ilan ettiler. Çaldılar dediler sonra dediler ki biz bunu hukuken söylemedik siyasi olarak söyledik dediler. Günün sonunda ne oldu elde var sıfır. Tek bir kişi, bakın seçimin iptal edildiği sürecin öncesinde yine terörist ilan ettikleri binlerce kişiden tek bir kişi ile ilgili ne bir soruşturma ne bir tutuklama ne bir tespit yapıldı.
Millet buna artık gülüyor. Bizler iki kere İstanbul’da halkın cevap verdiği yapılan hatadan sonra büyük bir demokrasi dersi vermiş bir süreci yaşamış insanlarız. İstanbul’la ilgili kim konuşuyorsa konuşsun 16 milyon insanın huzurunda konuşurken dikkatli olmaya davet ediyorum. Biz bugün İstanbul olarak 1 milyona yakın sosyal yardım talebi almış kurumuz. Burada bulunan belediye başkanı arkadaşlarım bunları milyonlarca diyebilecek bir durumdayız.
Bu kadar güncel ekonomik ve problemli bir süreci yaşarken İçişleri Bakanlığı’nın ortaya koyduğu bu tavrı tamamen gündemi kaydırma başka yere taşıma çabası olduğunu düşünüyorum. Bizim verilemeyecek hiçbir hesabımız yoktur. Hele hele vatanperverliğimizi, cumhuriyetimize bayrağımıza olan duygularımızı sorgulayacak kişi henüz doğmadı bu topraklarda.
”NE YAZIK Kİ ALDATILAN BİR CUMHURBAŞKANIMIZ VAR”
(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Utanmadan mektup yazıyor’ açıklamasına) Mektup yazmak ne zamandan beri ayıp oldu. Yanlış bilgilerle konuşan ne yazık ki aldatılan bir Cumhurbaşkanımız var. Cumhurbaşkanlığı makamının yanlış yönlendirilmemesi için uyarmak istedim. Yanlış yapıldığında uyarmayı, tarihe not düşmeyi severim. Utanılacak bir mektup arıyorsa cezaevinden istenilen mektup utanılacak mektuptur. Benim mektubum utanılacak mektup değil uyarılacak mektuptur.
İçişleri Bakanı “Polis katili, ByLock’u olan kişiler tespit edildi” diyor. Ben istihbarat mıyım, yargı kurumu muyum? Bunları tespit etmiş Bakan yerinde oturuyor, bir de bunu gevrek gevrek bunu basın önünde söylüyor. Hemen istifa etsin ya da görevini yapsın. 15 gün önce varsa bildiğiniz şeyler gereğini yapın dedim. Madem böyle bir iddia attınız bize yazı yazın ya da gidip tutuklayın.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***