Yorum | Metin Yıkar
13 Aralık 2014 günü ifadeye çağırdıklarında birlikte gitmiştik Çağlayan adliyesine.
‘Metin, savcı çağırmış, gel beraber gidelim’ diyerek beni de almıştı yanına.
Zamanın savcısı ‘Gözaltı yok Hidayet bey, ifadenize başvurmak için sizi davet ettik’ deyip bizi geri gönderdi.
Sonra yine birlikte adliyeden işyerimizee döndük.
Aynı gece bir gürültü koptu. Polis 10’dan fazla arkadaşımızın evine baskın yaptı. Biz, Hidayet Bey’le işyerinde hem çalışıyor, hem gelişmeleri iziliyorduk. Onun da evine gittiler.
Hidayet bey ‘İşimin başındayım, gelen varsa buyursunlar’ diye twit atsa da, o zamanlar medyadan henüz çekindikleri için televizyon binamıza gelmediler.
Ama bazı arkadaşlarımız gözaltındaydı. ‘Masai arkadaşlarım oradayken ben burada duramam diyerek’ sabah ilk saatlerde yine adliyeye gittik.
Hidayet abi, tek başına savcınına odasına girdi, bir daha da çıkamadı.
7 yıl bugün doldu. Sekiz yıldır dört duvarın arkasında.
Hidayet abi ile 15 yıl yanyana çalıştım. Aralıksız.
Toplantılar, hararetli canlı yayınlar, en hareketli gündemler, personel görüşmeleri, uluslararası yayınlarımız, teknolojik yatırımlarımız, yeni planlamalarımız hepsinde beraberdik.
Yurtdışında ödül törenlerine gittik. Haccı bile birlikte yaptık.
Yayıncı, idareci, abi, arkadaş, olarak Hidayet Karaca’yı bana sorun siz.
Sekiz yıldır içerde tutttuğunuz bu adamı anlat bize diyin. Ben de size diyeyim ki, her şartta, her ortamda, en iyi zamandan en başa çıkamadığımız anlarınıza kadar, ona güvenebilirsiniz.
Sözünü tutar. Yapmayacağı şeyi söylemez. Yapalım dediğinin arkasında durur. Yanında olduğu kişiyi yarı yolda bırakmaz. Eli hep omuzunuzdadır.
ATV, Show Tv, Star, Kanal D, NTV, Tv8…
Hepsinin aynı masada olduğu Televizyon Yayıncıları Derneği’nin (TVYD) başkanlığını yaptı. Sektörde nasıl biri olduğunu da onlara sorun. Konuşabilirse, Mehmet Ali Yalçındağ’a sorun, Acun’a sorun, Ferit Şahenk’e sorun.
Hidayet abi ile NTV’de Ferit Şahenk ve ekibiyle toplantı yaparken adamın Hidayet abinin gözlerine nasıl hayranlıkla baktığını bugün gibi hatırlıyorum.
90’larda Ankara gazeteciği yaptı. İstanbul’dayken de bir ayağı hep Ankara’da idi. Başkent ofimizde ayda bir kaç gün mesai yapardı.
Hidayet Karaca’yı; Bülent Arınç’a, Binal Yıldırım’a, Süleyman Soylu’ya, Melih Gökçek’e filan sorun diyecektim ama vazgeçtim.
Hidayet Karaca güvenilecek bir dağdır.
Aklımda olmadığı tek bir gün yok. En son Aralık 2015’de gördüm.
Vedalaşamadan ayrıldım.
1 yıl boyuunca gittiğim her açık görüşteki sarılmamızı unutamıyorum. Teselli veren bakışlarını özlüyorum.
İçimdeki yangını tarif edemem.
’’Metin, beni 6 ay beni içerde tutarlar’’ demişti. 8. yıl oldu. 8 gün daha olmasın.
Hidayet abi ‘emin’dir, ama bu zulüm döneminde esirdir.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***