Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kesin Hesap Kanun Teklifi’nin maddelerinin görüşmelerinde HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, değerlendirmelerde bulundu.
“Sahteliğin tüm zamanların rekorunu kırdığı bir dönemde yaşandığını” söyleyen Kaçmaz, Franz Kafka’nın “Sahtelik, yalan ve iftira gerçeğe saldırsa da hiçbir zaman kazanamayacaktır” sözlerini hatırlattı.
‘VALİLİK SOYLU’YU YALANLADI’
İçişleri Başkanlığı’nın 8 Aralık’ta yapılan bütçe görüşmelerinde iftirasına maruz kaldığını dile getiren Kaçmaz, “İçişleri Bakanı buradan ‘8 Aralık sabahı bir baskınla katili yakaladık’ dedi Cizre’de işlenen bir cinayet için. Ancak ortaya çıktı ki benim beyan ettiğim üzere söz konusu gözaltı 7 Aralık’ta yapılmıştı, 8 Aralık’ta değil ve yine ‘Hüseyin Kaçmaz vekilin evinde yakaladık’ dediği kişi için benim beyan ettiğim üzere ne benim evimde ne ailemin evinde ne herhangi bir evde yakalanmadığı, gözaltına alınmadığı ortaya çıktı ve bu durum yine 9 Aralık günü Şırnak Valiliği’nin yaptığı açıklamayla da ortaya çıktı” dedi.
Şırnak Valiliği Soylu’yu yalanladı
Şırnak Valiliği, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 8 Aralık’ta gözaltına alındığını iddia ettiği Mehmet Miraç Dinç’in daha önce gözaltına alındığını açıkladı.
Soylu tarafından “katil” diyerek, suçladığı kişinin de HDP Gençlik Meclisi üyesi olduğunu vurgulayan Kaçmaz, şunları söyledi:
“Haftada bir gün hakkında uygulanan adli kontrol sebebiyle emniyete gidip imza atan biriydi. Bir İçişleri Bakanı, bu ülkenin bir bakanı bile isteye bu kadar açık ve net bir yalan söyler mi, bunu kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Tabii, bununla birlikte dediğimiz gibi, valilik benim dediklerimi teyit etti şurada, hemen göstereyim, basın açıklaması şeklinde paylaştı Şırnak Valiliği, herkes girip görebilir, şu an sayfasında duruyor.
‘SOYLU 3 GÜN SONRA TAZİYE’DE ‘KATİLİ BULACAĞIZ’ DEDİ’
Tabii, bununla bitmedi. Burada net bir şekilde iftira attı Bakan, dediğimiz gibi ne lekelenmeme hakkını ne de masumiyet karinesini esas alan bir tutum sergilemeden ‘zanlı’ bile demedi, ‘şüpheli’ bile demedi ancak 11 Aralık’ta yani bu iftirada üç gün sonra Cizre’ye taziyeye geldi ve kendisinin ifadesini paylaşıyorum: ‘Bu kalleşliği, bu tuzağı kim yaptıysa bulacağız.’ Üç gün önce burada katili ilan etmişti oysaki.
‘BAKAN ŞIRNAK’TAYKEN KARDEŞİM TUTUKLANDI’
Tabii, bununla bitmedi, söz konusu bu kumpas, bu komplo yüzlerine, gözlerine bulaştı diye tabii hemen pes etmediler. Kötülükte hemen pes etmek yok, onu kendileri bir kez daha gösterdi. Ne oldu? Bu sefer de gözaltındaki kişiler… Onlarca arkadaşımız gözaltına alındı, parti yöneticisi arkadaşlarımız gözaltına alındı, yine, partili olan kardeşim de gözaltına alındı. Ve her ne hikmetse gözaltındaki kişiler arasından 11 Aralık’ta, yani İçişleri Bakanının Şırnak’ta olduğu gün sadece kardeşim alelacele adliyeye getirilip, ifadesi alınıp ki kendisine dair hiçbir şey sorulmadan, suçluyu kayırma gibi ipe sapa gelmez bir iddiayla ki hukukçular bilir, katalog suçlar arasında değil, altı aydan başlar… Ama İçişleri Bakanı’nın bu yalanını, bu iftirasını toplum nezdinde kabul edilebilir yapmak için bu komployu, bu manipülasyonu, bu algıyı topluma hani anlatamadıkları için bu sefer de ne yaptılar?
Dediğim gibi, böyle bir planı devreye soktular ve sadece kardeşim adliyeye getirilerek İçişleri Bakanı Şırnak’tayken kardeşim tutuklandı. Kolluk gücünü alet ettikleri yetmiyormuş gibi bu kumpasa, bu komploya bu sefer de savcı ve hâkim üzerinden de böyle bir kumpasa devam edildi. Sadece şu başlık için aslında kardeşim tutuklandı, şunu net söyleyeyim: Şu an benim kardeşim kurban, rehine ve aslında birçok yetkili de bunu biliyor. Şırnak Valiliği benim dediklerimi teyit etmişken sırf bu basına böyle bir haber servis etmek için kardeşimin tutuklu kalıyor olması aslında bizlerin alışık olduğu bir durum maalesef ki. Hemen servis edildi bu tutuklama, üç dakika sonra servis edildi, üç dakika, kararın verilmesiyle. Peki, daha öncesinde neler oldu?
İlk bir ihbar oluyor 7 Aralık saat 13.26’da; aslı astarı olmayan, yer, zaman mekân belirtilmeyen bir ihbar ama her ne hikmetse takip ve göz mesafesinde, yakalama mesafesinde olan bir kişi hiçbir şekilde gözaltı yapılmıyor. Çünkü asıl plan 8 Aralık sabahı -İçişleri Bakanının dediği gibi- ‘Burada biz bu sabah katili yakaladık, HDP’li vekillerle fotoğrafı var.’ şeklinde vermekti. Ama ‘Allah’ın sopası yok’ derler ya, bu sefer tesadüfen 11 Aralık’taki kongre çalışması için parti yöneticisi arkadaşlarımızın ağabeyimin evine gitmesi sonrasında plan değişti, plan değiştirilmiş. Ve evden çıktıktan sonra parti yöneticisi arkadaşlarımız -daha sonrasında herhâlde telefonla iletildiği için- hemen gözaltı yapılıyor.
‘ARKADAŞIMIZ DAHA İFADESİ ALINMADAN BURADA KATİL İLAN EDİLDİ’
7 Aralık akşamı gözaltı yapılıyor net bir şekilde ama bu daha sansasyonel olsun diye ‘8 Aralık’ dendi. Tabii, yetmedi, 8 Aralık sabahı… Bazı milletvekilleri, iktidar vekilleri, daha önceki gece de yine televizyonda hâlâ dediğimi ters yüz ederek sanki ben itirafta bulunmuşum, sanki evimde katil saklıyormuşum gibi bir iftirayı devam ettirme vicdansızlığını devam ettiriyorlar. Bahse konu gözaltına alınan kişi, parti gençlik meclisi üyesi arkadaşımız ve daha ifadesi alınmadan burada katil ilan edilen bir kişiydi.
BİLSEYDİ ‘ŞOV’ İÇİN KENDİ OPERASYON YAPARDI
Süleyman Soylu benim evimde bir şüpheliyi sakladığımı düşünseydi kolluk gücüne bırakmaz sırf o siyasi şov için baskını o yapardı, kameraları çeker ve baskını o yapardı. Bunu hepiniz de biliyorsunuz ama o gün buraya geldi ve hukuku ayaklar altına alarak, vicdanı ayaklar altına alarak böyle bir iftirada bulundu.
Tabii, dosya içerisinde ifadeler alınınca şunu fark ettik -dediğimiz gibi- düzmece bir ihbar yapılıyor -ki isteyenlerle paylaşabilirim, tutanaklar şu an yanımda. Düzmece ihbara rağmen gözaltı yapılmıyor çünkü -dediğim gibi- kumpas 8 Aralık sabahı içindi, İçişleri Bakanlığının bütçesinin görüşüldüğü gün, daha sansasyonel olacak ya. Yine, kumpas ‘Katili yakaladık, HDP’li vekillerle fotoğrafı var’ şeklinde olacaktı ama herhâlde bu kumpası hazırlayanlar, bu senaryoyu hazırlayanlar ‘Katili HDP’li milletvekili Hüseyin Kaçmaz’ın evinde bu sabah yakaladık desek daha sansasyonel olur’ dediler herhâlde plan tam da buydu çünkü daha sonrasında, ilk ihbardan sonra, ilk gözaltı işlemi yapıldıktan sonrasındaki bir sürede 23:12’de bir ihbar daha yapılıyor ama her 2 ihbarda da cinayetle ilgili tek bir ifade yok.
‘DÜŞMANIN MERT OLSUN DERLER, BU SEBEPTENMİŞ’
Sadece 8 Aralık saat 00.41’de yani gece yarısından hemen sonra 3’üncü bir ihbar daha yapılıyor, diğer iki ihbarla hiç alakası olmayan bir ihbar ve bu sefer direk cinayetle bağlantılı bir ifade kullanılıyor. O gün de Bakan Bey’e söyledim, bakın, bu işler bu kadar kolay olmamalı. Bizden nefret edebilirsiniz, bize kin duyabilirsiniz, bizi düşman olarak dâhi görebilirsiniz ama ben eskiden derdim, insanlar niye ‘Düşmanım da mert olsun’ der diye demek ki bu sebeptenmiş Sayın Başkan, demek ki bu sebeptenmiş çünkü Sayın Bakan sırf burada siyasi şov yapacak diye ya da kendisi hakkındaki sorulara cevap vermemek için çıktı burada böyle ipe sapa gelmez -ki üç gün sonra kendisinin de aksini ifade ettiği- bir şey söyledi. Soylu bu kumpasa kendisi hakkındaki sorulara cevap vermemek için başvurdu.
Tabii, bununla birlikte sadece bize mi bu tehdidi yaptı? Bu tehlike sadece bizim için mi geçerli? Hayır. 84 milyon yurttaş için şu an bu durum herkesin can ve mal güvenliğinin tehlikede olduğunu aslında ispatlar niteliktedir.” (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***