Halkların Demokratik Partisi (HDP) 26’ncı dönem Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım’ın “örgüt üyeliği” iddiasıyla Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada tahliye kararı verildi. Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 3 Kasım’da gözaltına alınan Yıldırım, 9 günlük gözaltı süresinin ardından 11 Kasım’da çıkarıldığı hakimlikçe “örgüte üyeliği” iddiasıyla tutuklanıp, Urfa 2 Nolu T Tipi Cezaevi’ne gönderildi.
Hakkında hazırlanan iddianame, aynı suçlama ile Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı dava dosyası ile birleştirilen Yıldırım, bugün mahkeme karşısına çıktı. Yıldırım, tutuklu bulunduğu cezaevinden segbis aracılığı ile duruşmaya bağlandı. Avukatlarından Mehmet Emin Aktar, Ahmet Özmen ve Zeynel Fırat ise duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmayı, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP milletvekilleri Pero Dündar ve Dersim Dağ’ın da aralarında olduğu kalabalık bir partili grup takip etti.
Heyet değişikliği nedeniyle önceki tutanakların okunmasıyla başlayan duruşmada, mahkemenin 2021/316 esas sayılı dava dosyası üzerinden birleştirme kararı aldığı belirtildi.
GÖZALTINDA PİŞMANLIK DAYATILDI!
Birleştirme kararına dair heyetin söz verdiği Yıldırım, hakkında hazırlanan iddianameyi okuduğunu, milletvekili iken yaptığı yasal çalışmaların suç unsuru gibi dosyaya yansıtıldığını söyledi. Kolluk tarafından yönlendirilerek etkin pişmanlıktan faydalanan bazı şahısların beyanlarında kendisine bile önermelerde bulunduğunu belirten Yıldırım, kollukta ifade verirken kendisinin de etkin pişmanlıktan yararlanmak yönlendirilmeye çalışıldığını açıkladı. Yıldırım, “kollukta ifade verirken yemek sırasında bana ceza almamı istemediklerini, itiraf ya da kabul edersem savcı ile konuşup ceza almayacağımı söylediler. Ben de kabul etmedim. Eski bir vekil olarak kollukta bunlar bana öneriliyorsa vatandaşa kim bilir neler önerilmiştir. Aleyhime beyanda bulunan tanıkların hür iradeleriyle ifade verdiklerini düşünmüyorum. Kolluktaki ifademde söylediklerim çarpıtılmış. Hasta ve yorgun olduğum için ben de bunları okumadan imzalamış bulundum” dedi.
AVUKAT SINIRLAMASI GETİRİLDİ
Yıldırım’ın anlatımlarına devam ettiği esnada segbis odasına avukatlarından Bilal Doğan’ın girmesi üzerine mahkeme başkanı kovuşturma aşamasında 3 müdafiden fazla bulunamayacağı ihtarında bulundu. Bunun söz alan Mehmet Emin Aktar, 5275 sayılı yasanın 149. Maddesine ek olarak KHK ile getirilen düzenlemenin süresini aştığını ve Anayasanın 121 maddesi ile ortadan kalktığını söyledi. Aktar ayrıca ilgili düzenlemenin anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olmasından ötürü hazır olan müdafilerin tümünün mahkemece kabulüne karar verilmesini talep etti.
Talebi değerlendirmek üzere duruşmaya kısa bir süre ara veren heyet, duruşmanın CMK 149/2 maddesi kapsamında 3 müdafi ile sürdürülmesine oy birliği ile karar verdi. Bunun üzerine avukatlardan Ahmet Özmen, sanık müdafi olarak duruşmaya katıldıysa da celse kapsamında söz almayacağını dile getirdi.
HAKKINDAKİ 3 SUÇLAMA
Ardından hakkındaki suçlamaya ilişkin Behçet Yıldırım’ın savunmasına geçildi. Haklarındaki tanık beyanlarına savunmasında tek tek yanıt veren Yıldırım, iddianamede kendisine yaralı bir örgüt mensubunu tedavi ettiği, baraj yapımına karşı eylemler organize ettiği ve örgüt tarafından milletvekili adayı olarak gösterildiği şeklinde olmak üzere üç temel suçlama isnat edildiğini ifade etti.
35 yıllık çocuk hekimi olduğunu söyleyen Yıldırım, görev yaptığı bu süre zarfında hiçbir örgüt mensubunu tedavi etmediğini, zaten bombardımanda yaralandığı öne sürülen bir örgüt mensubunu çocuk hekimince tedavi edilmesinin akıllara zarar olduğunu kaydetti.
Doğal yaşam savunucusu, ekolojist bir insan olarak HES’lere karşı olduğunu vurgulayan Yıldırım, Adıyaman’da yapılmak istenen Koçali HES projesine kentin yanı başında deniz büyüklüğünde Atatürk Barajı bulunması nedeniyle ilk günden beri karşı olduğunu, fakat bu konuda halkı sivil itaatsizlik eylemlerine yönlendirmekle suçlandığını, oysa ki tersi şekilde bu konuda eksik kalması nedeniyle yöre halkının kendisine dönük eleştirileri olduğunu dile getirdi. Yıldırım, dolayısıyla halkı baraj yapımına karşı kışkırttığı suçlamasının büyük bir yalandan ibaret olduğunun altını çizdi.
Üçüncü iddia olarak HDP’nin 2015 seçimlerine yüzde 10 baraj riskini göze alarak ilk defa parti olarak girdiğini hatırlatan Yıldırım, Adıyaman’da milletvekili adaylığı için başvuran 18 isim arasında kent halkı tarafından aday olarak belirlendiğini ve 71 bin oy alarak vekil seçildiğini söyledi. Yıldırım, bu suçlamalarla bırakın tutuklanmayı gözaltına alınmayı bile hak etmediğini söyleyerek, mahkemeden beraat talebinde bulundu.
SAVCI TUTUKLULUĞUNUN DEVAMINI İSTEDİ
Söz verilen avukatları da müvekkillerinin beyanlarına ekleyecekleri husus bulunmadığını ifade etti. İddia makamı ise dosyada yer alan bir kısım tanıkların dinlenmesi ve dosyadaki mevcut delil durumu dikkate alınarak sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesi talebinde bulundu.
Yeniden söz verilen avukatların savunmalarında müvekkillerinin tahliyesine karar verilmesini istedi. Taleplerin alınmasının ardından duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti, delillerin önemli ölçüde toplanmış olması ve tutuklu kaldığı süreyi göz önüne alarak başka bir suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse Yıldırım’ın tahliyesine karar verdi.
31 MART’A ERTELENDİ
Yıldırım hakkında yurt dışına çıkış yasağı kararı alan mahkeme, dosyada Yıldırım aleyhinde beyanları bulunan tanıklar hakkında soruşturma veya kovuşturma bulunup bulunmadığının sorulmasına, ifade ve teşhis tutanaklarının mahkemeye gönderilmesi ile birlikte bir sonraki celse SEGBİS aracılığı ile dinlenmelerine karar vererek duruşmayı 31 Mart 2022 tarihine erteledi. (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***