Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen Adalet Bakanlığı bütçesinde kürsüden söz alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, cezaevlerinden gelen mektuplara dikkat çekti.
Adalet Bakanlığı’na üç yıl içinde 2 bin 400’den fazla soru önergesi verdiğini aktaran Gergerlioğlu, soru önergelerine ise yüzde 20 cevap verildiğini aktardı. Soru önergelerinin yüzde 80’ine cevap verilmemesine tepki gösteren Gergerlioğlu, “Neden cevap verilmiyor? Çünkü ihlaller ortaya çıksın istenmiyor” dedi.
‘CEZAEVLERİNE GİDİŞLERİM ENGELLENİYOR’
Cezaevleri ziyaret taleplerine de izin verilmediğini kaydeden Gergerlioğlu şunları söyledi:
“Anayasa madde 74’e göre, niye cevap verilmiyor diye Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurdum, Kamu Denetçiliği Kurumu da bana ‘İşlem doğrudur’ dedi. Ya, arkadaşlar içinizde çok hukukçu var, Anayasa madde 74’te dilekçe hakkı var, dilekçeye bir şekilde cevap verilmesi gerekiyor. Sanırım, Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanı Malkoç damadına torpil yaptı ve bize böyle bir cevap verdi. Evet, mektup engellemeler devam ediyor. Bakın, size, çok gündem ettiğim bir vaka: Elli yedi gün Ayşe Özdoğan’a çile çektirdiler. Maksiller sinüs kanseri, 4’üncü evre. Su içtiği zaman burnundan gelen, perişan bir şekilde elli yedi gün cezaevinde yatan bu kadının İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan infaz erteleme alması engellendi ve bana gönderdiği mektup da engelledi.
‘VEYSİ ALTAN UĞRADIĞI ÇIPLAK ARAMAYI ANLATMIŞ’
Daha sonra Ayşe Hanım çıktıktan sonra kendisiyle görüştüm. Bana ne dedi biliyor musunuz? ‘Ömer Bey, benim durumumdan daha feci yüzlerce, binlerce insan var içerde. 13 kişilik yerde 35 kişi kaldık. İki yıldır, karantina ücretine döneceği için hastaneye gitmeyen insanlarla beraber kaldım. Ne kadar çok şey anlatacağım size biliyor musunuz?’ diyordu. Yine bakın, Veysi Altan, Türkoğlu Cezaevinden bana mektup yazmış. Bakanın cezaevi burası, bakın. Bana yazdığı mektup, bir vekile yazdığı mektup Türkoğlu Cezaevi tarafından engellenmiş. Kim öğreniyor? Daha sonra giden avukatlar öğrenmiş. Neden? Veysi Altan uğradığı çıplak aramayı anlatmış, bunun için engellenmiş.
ÇIPLAK ARAMA KONUSUNU GÜNDEME GETİRDİĞİM İÇİN ÖZLEM ZENGİN BANA ‘TERÖRİST’ DİYORDU
Yine bakın, Sayın Bakan, geçtiğimiz yıl neler oluyordu burada biliyorsunuz. Ben çıplak arama konusunu gündeme getirdiğim için Özlem Zengin bana “terörist” diyordu burada ve Sayın Bakan, burada bakın tarihi de var 9 Mart 2021’de: ‘İffetli bir kadın çıplak arama için başvuru yapmak için bir yıl bekler mi?’ diyen Özlem Zengin için Abdülhamit Gül ne demiş? ‘Özlem Hanım’a da büyük haksızlık yapıldı. Bir kadın olarak, bir siyasetçi olarak Özlem Hanım’ın bu konudaki tutumu özgürlükçüdür’ demiş. Peki, sonra ne olmuş? Yaklaşık on bir ay sonra Sayın Bakan çıplak arama yönetmeliğini değiştirmiş. Demek ki yönetmelik var. ‘Çıplak’ yerine ‘detaylı’ getirmiş ama çıplak aramalar devam ediyor. Sayın Bakan, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Size sorarım, bu nasıl bir uygulamadır?
DENİZ KABUĞUNU ENGELLEDİNİZ?
Bakın, ben cezaevleriyle çok uğraşıyorum. Cezaevinde de kaldım biliyorsunuz, 96 gün kaldım, mektuplar engelleniyor gerçekten arkadaşlar. Bana bir gün bir mektup geldi. Beni seven bir insan; çok duygulu, güzel bir mektup yazmış. ‘Sayın Gergerlioğlu, mektubun içine de bir deniz kabuğu koydum, onu kulağına daya, denizin dalgalarının sesini duyacaksın.’ demiş. Baktım, mektubun içinde deniz kabuğu yok. Allah Allah! Niye? Bana yazı geldi: ‘Engellenmiştir, yasak, mevzuata aykırı.’ İtiraz ettim infaz hâkimliğine, ardından ağır cezaya ‘Hayır, yasaktır.’ Ya, arkadaşlar, bir deniz kabuğu bile engelleniyor. Bunlar kalkmışlar, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nden bahsediyorlar
Buradan, cezaevindeki arkadaşlarımız da bizi izliyor. Bir deniz kabuğunun yasaklandığı, binlerce ihlalin olduğu bir yerde nerede İnsan Hakları Eylem Planı ya, Allah aşkına? Siz, bize gönderilen deniz kabuklarını engelleyebilirsiniz ama denizin dalgalarını engelleyemezsiniz, o dalgaların sesini dinleme sevdamızı da engelleyemezseniz. Bakın, ben sizi anlayamıyorum gerçekten Sayın Bakan. Bana gelen binlerce başvuruya yetişememe vebaliyle doluyum, yetişemezsem vicdanım çok sızlıyor. Ama siz Sümen altı etmede çok mahirsiniz; inanın ki, öyle bir mahirlik ki.”
‘TAŞ KALPLİ OLDUĞUNUZU BİLİYORUM’
AKP’li vekil Yaşar Kırkpınar’ın laf atması üzerine Gergerlioğlu, “Bakın, siz oradan bağırıp durmayın. Ben sizin taş kalpli olduğunuza inanıyorum. Ben millete sesleniyorum, o hapishanelerde bana ‘Çok doğru söylüyorsun Ömer Bey, devam et Ömer Bey’ diyenlere sesleniyorum, tamam mı? Bakın, ben belgelerle konuşuyorum, size Garibe Gezer’in fotoğrafını gösteriyorum ve bana…Bir ölünün mektubunu gösteriyorum. Garibe Gezer’in bana gönderdiği..” sözleriyle tepki gösterdi.
Genel Kurul’da sataşmalar olmasına Meclis Başkanvekili Celal Adan tarafından tepki geldi.
‘GARİBE SESİMİ DUYUN DEDİ’
“Niye sesimi kesiyorsunuz?” diyen Gergerlioğlu, şöyle devam etti: “Garibe Gezer’in 4 Ekim’de bana gönderdiği mektuptan size bahsedeceğim. Biraz vicdanınız varsa susarsınız ya! Bir mazlum kadının mektubunu okuyacağım size ya! Allah aşkına ya. Bakın hapishane damgası var. Bana gönderdiği mektupta bir sürü ihlali anlatmış. Nisan Dergisinin yayınlarının engellendiğini anlatmış. Ve son cümlesini okuyum. Keşke hepsini okuyabilsem. Ve son cümlesini okuyayım. Diyor ki, ‘Tarafsız, bağımsız, yargı mahkemelerinin bulunmadığı kalmadığı bugünlerde sesimizi irademizi temsil eden siz değerli vekillerimize ulaşmaya çalışıyoruz, sesimi duyun Ömer bey.’
NASIL TEK KİŞİLİK HÜCREDE TUTTUNUZ?
Bakın ben bununla ilgili soru önergesi verdim Adalet Bakanlığı’na. Ne diyor? Cevaplanmadığı gelen kağıtlarda ilan edildi. 26 Ekim’de soru önergesi vermişim. Dün intihar etmiş! Soru önergem cevaplanmamış. Az evvel ablası ile görüştüm, gözyaşları içindeki ablası ile görüştüm. Gönderdiğim cevabi mektup ulaştı mı diye sordum ablasına. Mektubumuzu bile engellemişler arkadaşlar. O kızı çıldırtmışlar orada. Ben biliyorum bana gönderdiği mektup normal bir mektuptu. İntihara teşebbüs etmiş içeride. Bir hekim olarak bakın bu nasıl bir sorumsuzluktur. İntihara teşebbüs eden insan bir daha intihar edebilir. Nasıl onu tek kişilik hücrede tuttunuz? Defalarca beni tek kişilik hücrede tutmayın konuşalım demiş fakat yapmamışsınız. Bu konuda nasıl vicdanınız sızlamıyor.
‘İŞTE YARGININ ADALETİ’
Bakın size çok önemli evraklar göstereceğim Kandıra Cezaevi’nden. Cezaevleri de seyretsin bunu. Binlerce kişinin denetimli serbestliği verilmiyor. Kandıra Cezaevi’nden skandal bir vaka. Öyle bir savcınız var ki orada Yunus Ölmez. 12 Haziran’da Gözlem Kurulu demiş ki denetimli serbestliğe çıkabilir. Üç gün sonra aynı gözlem kurulu hayır çıkamaz demiş. Daha sonra İnfaz Hakimliği’ne müracaat etmiş infaz hakimi doğru dürüst bir hukukçuymuş demek ki, itiraz çok değerli çok doğru hiçbir disiplin suçu yok demiş, denetimli serbestliğe çıkabilir. Savcı koşturmuş Ağır Ceza Mahkemesi’ne ve Ağır Ceza Mahkemesi hiçbir gerekçe ileri sürmeden, hayır denetimli serbestlik verilemez demiş. İşte yargının işte adaletin hali bu arkadaşlar.
BABASIYLA GÖRÜŞTÜRÜLMEDİ
Bakın Ömer Faruk Turan ölümcül bir çocuktu. Otistik, kalp yetmezliği yaşayan bir çocuk. Manisa Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştüm. Çocuk ölecek hekim olarak biliyorum bırakın da Manisa Cezaevi’ndeki babası Murat Turan onu ziyaret etsin, ölümden önce ziyaret etsin. Ne dedi biliyor musunuz? ‘Hayır mümkün değil izin veremem’ Aslında yasal hakkı vardı. Yine Mustafa Kabakçıoğlu. Sayın Nacho Sánchez Amor Avrupa Konseyi Raportörü biliyorsunuz. Benim başıma gelenlerden dolayı beni kardeş vekil ilan etmiş. Geçen İstanbul İl Başkanlığımızda ziyaret ettik, konuştuk. Bana bu fotoğrafı sordu sayın Bakan. Ya dedi sizin ülkenizde insanlar koğuşlarda beyaz plastik sandalyelerde hayatını kaybediyormuş, ne oldu bu durum, diye.
SİNCAN CEZAEVİ
Yine bakın anne baba tutukluluklar devam ediyor. Özlem-Mehmet Demirtaş’ın çocukları bunlar. Bu üç çocuğun da çocuk psikoloğu raporlarını okudum, kahroldum. Ya Meclis’e bir yasa teklifi gönderildi. Ak Parti iktidarı yasada 15 yaş altı çocuklarda eşi de tutuklu olanların eşlerden birinin infazlarının ertelenmesi maddesini getirdi sonra yine kendileri iptal etti. Bu nasıl iş arkadaşlar? Anlamak mümkün değil. Bu kişiler kim? Bu kişiler arkadaşlarımız. HDP eski MYK üyesi Bülent Parmaksız bana mektup gönderdi, mektubunda ne diyor biliyor musunuz? Sayımlarda çok zulmediyorlarmış, sayımları 2’den 3’e aramaları arttırmışlar. Diyor ki: ‘Ömer bey bunların adaleti Muaviye, Yezit adaleti, Emevi adaleti ama çarpılacaklar. Allah’ın adaleti bunları çarpacak’ normali 2 olan sayımı 3’ e çıkardılar. Gece 23.00’da arama yapıyorlar.” (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***