Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki gün sürecek resmi bir ziyaret için Katar’da.
Erdoğan, ziyareti öncesi 6 Aralık’ta havaalanında gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Katar ile yeni anlaşmalar imzalayacağını açıkladı.
Bugüne kadar Katar ile siyasi, askeri, ekonomik, kültürel olmak üzere 69 belge imzaladıklarını belirten Erdoğan, “Körfez’deki diğer ülkelerle de işbirliğimizi geliştirmeye çalışıyoruz” dedi.
Erdoğan şöyle konuştu:
“Bölgenin en güçlü ülkelerinden biri olan Katar ile attığımız adımlar bunun nişanesidir. Rakamlar ufak rakamlar değil. Ciddi yatırımlarla bunu sürdürüyoruz. Türk işadamlarına yönelik Katar’ın yaklaşımı çok çok yüksek rakamlardır. Katar’daki işlerin tutarı yaklaşık 15 milyar tutarındadır.”
Erdoğan ayrıca Şubat ayında Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’yi de ziyaret edeceğini hatırlattı.
Katar ‘ekonomik gidişat nedeniyle ortaya çıkacak fırsatları değerlendiriyor’
Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el-Sani de Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komitesi’nin 7. Toplantısı’nda 12 yeni anlaşmaya imza atılmasının beklendiğini söyledi.
Es-Sani, Türkiye’nin ekonomik gidişatı nedeniyle ortaya çıkacak fırsatları değerlendirdiklerini söyledi.
Katar’ın Türkiye’deki yatırımlarının büyük ve olumlu olduğunu vurgulayan Es-Sani, “Bu kriz geçici bir krizdir. İnşallah aşılacaktır” dedi.
Erdoğan’ın ziyareti öncesi Katarlı mevkidaşı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Es-Sani ile basın toplantısı düzenleyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bir gazetecinin “Katar, Türkiye’nin yaşadığı ekonomik kaosa nasıl katkıda bulunabilir? Acaba Katar’a, bir mali destek mi talep etmeye geldiniz?” sorusuna yanıt verirken “gazetecinin çok karamsar bir tablo çizdiği” söyledi.
Türkiye’nin Katar’dan finansal destek aramadığını aktaran Çavuşoğlu şöyle devam etti:
“Türkiye ekonomisi büyük ümitler veriyor, herkes için cazip hale geliyor. Birçok ülkenin Türkiye’ye yatırım yapmak istediğini sizler de görüyorsunuz. Sadece Merkez Bankası’na ya da Borsa’ya para getirme değil, gerçek anlamda, doğrudan yatırımdan bahsediyorum. Biz bugün Katar’a spesifik olarak Türkiye’ye para göndermesi için değil, ilişkilerimizi her alanda geliştirmek için geldik.”
BAE’yle yakınlaşma sonrası ilk ziyaret
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti öncesi Katar’ın savaş uçaklarının eğitim amaçlı Türkiye’de konuşlandırmasının ve hava sahasını kullanmasının önünü açan yeni bir anlaşma imzalayan iki ülke, bir yandan da Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon çalışmalarıyla ilgili bir gerilim yaşadı.
Ziyaret, uzun süre Katar ve Türkiye ile gerilim yaşayan iki ülkeyle de son dönemde ilişkileri düzelen Birleşik Arap Emirlikleri’nden veliaht prens Muhammed Bin Zayed’in Türkiye ziyareti sonrasına denk geliyor.
Ziyaret öncesi hazırlık kapsamında Doha’ya giden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Katar Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Halid bin Muhammed el Atiyye ile görüştü. Görüşmenin ardından Katar’daki Türk askeri üssünü ziyaret eden Akar, “Katar ile burada yaptığımız çalışmalar üçüncü ülkelere karşı değil, ülkelerimizi, milletlerimizi, haklarımızı savunmak, caydırıcılık gücümüzü en üst seviyeye çıkarmak içindir” dedi.
“Dost ve kardeş Katar ve Türkiye, kederde ve kıvançta bir ve beraber olan iki ülkedir. Çeşitli sıkıntıları beraber yaşadık… Silahlı Kuvvetlerimiz de işbirliklerini çok ileri düzeye getirdiler. Kara, Hava, Deniz Kuvvetlerimiz ve Özel Kuvvetlerimiz her aşamada yaptıkları çalışmalar, eğitimler, tatbikatlarla bu ortak bilgi, tecrübe ve yeteneklerini olabildiğince en üst seviyeye çıkaracaktır.”
Türkiye’nin Katar’daki üssü, 2014 yılında imzalanan anlaşma sonrası oluşturuldu. Burada Türk uçakları ve gemileri de konuşlandırılabiliyor.
Dışişleri Bakanlığı’ndan Katar’ın Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini eleştiren açıklama
Akar’ın iki ülke arasındaki yakın ilişkiye vurgu yaptığı konuşmasından birkaç gün önce, Katar Petrolleri ve ExxonMobil ortaklığının Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Cumhuriyeti ile anlaşarak 5 numaralı parselde hidrokarbon arama faaliyetine başlayacağı haberleri yansımıştı.
5 numaralı parsel, Türkiye’nin de kendi kıta sahanlığında kabul ettiği için iki ülke arasındaki ihtilaflı bölgelerden biri.
Bu gelişme üzerine Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç 2 Aralık’ta bir açıklama yapmış; “Söz konusu ruhsat sahasının bir bölümü Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığını ihlal etmektedir. Türkiye, hiçbir yabancı ülkenin, şirketin veya geminin deniz yetki alanlarımızda izinsiz olarak hidrokarbon arama faaliyetlerinde bulunmasına, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da asla fırsat vermeyecek, ülkemizin ve KKTC’nin haklarını kararlılıkla savunmaya devam edecektir.” ifadelerini kullanmıştı.
Doğu Akdeniz geriliminden önce askeri işbirliği anlaşması
Aslında Katar Petrolleri ve ExxonMobil ortaklığı, 2017’de 10 numaralı parselde doğalgaz arama ruhsatı almış; faaliyetlerine de Kasım 2018’de başlamıştı.
O dönem BBC Türkçe’ye konuşan Türk Dışişleri kaynakları, Türkiye ile Katar arasında yakın bir stratejik ve askeri işbirliği olduğunu hatırlatarak, 10 numaralı parsel ihtilaflı bölgeye de girmediği için, rahatsızlıklarını arka planda dile getirdiklerini söylemişti.
Geçen hafta bakanlık sözcüsü bu açıklamayı yapmadan önce de iki ülke arasında yeni bir askeri işbirliği anlaşması imzalandı.
30 Kasım’da TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edilen anlaşmaya göre Katar Hava Kuvvetlerine ait savaş uçakları eğitim için Türkiye’deki havaalanlarını kullanabilecek; Katarlı pilotlar Türkiye’de eğitim alacak ve Türk hava sahasını kullanabilecekler.
Komisyonda anlaşmayla ilgili bilgi veren Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Katar’dan aynı anda en fazla 36 savaş uçağının ve 250 askeri personelin Türkiye’de konuşlanabileceğini, muharip görev görmeyeceklerini, uçakların her türlü faaliyeti için Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere ilgili makamlardan onay alınacağını söyledi.
Katarlı askeri personelin Türkiye’ye her gelişinde izin alınması gerekecek. Ancak bu gelişler ve konuşlanacak uçakların Türkiye’de kalış süresiyle ilgili bir detay verilmiyor. Kıran, bunun her seferinde iki tarafın da onayıyla verilecek bir karar olduğunu belirtti.
Düzenleme beş yıl boyunca yürürlükte kalacak.
Düzenlemede uçakların modeline dair bir detaya yer verilmese de, komisyonda bulunan muhalefet partili milletvekilleri, Katar’ın Fransa’da satın aldığı Rafale uçaklarını hatırlatarak, bunun yine Fransa’dan 18 adet Rafale uçağı satın almış olan Yunanistan’a karşı atılmış bir adım olup olmadığını sorguladı.
“Yunanistan devleti de Fransa’dan Rafale satın alarak aslında bir şekilde hem Doğu Akdeniz’de hem de sınırlarımızda bize meydan okuyan bir tutum almış oldu. Şimdi, Türkiye ile Katar arasındaki anlaşmanın bir gerekçesinin de aslında Katar’ın Fransa’dan aldığı bu Rafale tipi uçakları Türkiye’ye getirmesi ve konuşlandırılması olduğunu ifade edebiliriz.” diyen HDP milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, kararı ‘Bölgesel barışa katkı sağlamayacağı’ gerekçesiyle eleştirdi.
Bu eleştirilerle ilgili konuşan AKP milletvekili Derya Baybak ise, “Kıta sahanlığımız içerisinde olan doğal gazı ya da diğer kaynakları başka ülkelere vermek, bu doğru bir şey değildir yani bu güvenliği sağlamak onun en doğal hakkıdır. Burada bunlar gözetiliyor. Yunanistan üzerinden başka ülkelerin belki hesapları var, bu hesapları herkes biliyor ve bu güvenliğin sağlanması da çok da doğal bir durum.” dedi.
Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed Ankara’daydı
Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın başını çektiği Körfez ülkeleri, 2017 yılında Katar’a abluka uygulama kararı almıştı. Ablukanın kalkması için koyduğu şartlar arasında ülkedeki Türk üssünün kapatılması da vardı.
Bu dönemde Türkiye, Katar’a önemli ölçüde destek verdi. Birçok bölgesel konuda benzer tutum ve politikalar izleyen iki ülke arasındaki işbirliği anlaşmaları bu dönemde daha da arttı.
Ocak 2021’de Körfez ülkeleri ile Katar arasındaki diplomatik kriz sona erdi ve liderler zaman zaman kameraların karşısında samimi pozlar verdi.
Türkiye ile BAE’nin ilişkilerinde de, BAE’nin Müslüman Kardeşler’e destek verdiği gerekçesiyle Türkiye’ye karşı sert bir tutum takınması ve Türkiye’nin 15 Temmuz darbesini desteklemekle suçladığı BAE’ye yönelik eleştirileri sebebiyle bir süredir gerilim vardı.
İki ülkenin de bölgede ticari ve ekonomik işbirliğine duyduğu ihtiyacın etkisiyle, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed al Nahyan 24 Kasım’da Ankara’daydı. İki ülke arasında doğrudan yatırımları hedefleyen dokuz adet anlaşma imzalandı.
Tüm bu gelişmelerin ardından gerçekleşen Katar ziyaretinde, Yüksek Stratejik Komite Toplantısı’nın yedincisi yapılacak.
Katar ile yaşanan diplomatik krizde sert bir tutum takınan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman da, pazartesi günü Körfez ülkeleri turuna çıkacağını açıkladı. Muhammed bin Salman’ın Umman’dan başlayacağı tur BAE, Bahreyn, Katar ve Kuveyt’le devam edecek. Veliaht Prens, böylece 2017’deki abluka açıklamasının ardından ilk kez Katar’a gitmiş olacak.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***