Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan TRT yayınında gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, “Hep söylüyorum ya faiz sebep enflasyon neticedir. Şu an faizi düşürüyoruz, enflasyonun da düştüğünü inşallah hep beraber göreceğiz”dedi.
Erdoğan, faizi düşürmek suretiyle yatırım ülkede büyümeyi ve ihracatı artıracaklarını belirterek, “Bizim tahminimiz asgari 10 ama bu 10’un üzerine çıkabilir”dedi.
“Hep söylüyorum ya faiz sebep enflasyon neticedir.” dediğini ifade eden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Zengini zengin yapan modern faizciliktir. Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar. Kur-faiz spekülasyonu ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla bu spekülasyonu ancak biz engelleriz.”
Serbest Görüş:
‘YENİ EKONOMİ MODELİYLE ÜRETİMİ VE İHRACATI DESTEKLEYECEĞİZ’
Türkiye’ye yatırım yapan yabancı yatırımcıların her zaman kazandığını söyleyen Erdoğan, “Yabancı yatırımcılar için uzun vadeli yatırımların zamanıdır. Türkiye’ye uzun vadeli yatırım yapanlar her zaman kazanmıştır, bundan sonra da kazanacaktır.
İhracatta çok iyi konumdayız. Şu anda 215-220 milyar dolarlara çıktık, yıl sonuna kadar bu 220’nin üzerine çıkacak. Bunlar Türkiye’nin ihracattaki rekoru.
Yeni ekonomi modeliyle, yüksek faiz verecek sıcak para çekme politikasını elimizin tersiyle itiyoruz. Düşük faizle, üretimi ve ihracatı destekleyeceğiz. Artık cari açık verip bu açığı dış borçla finanse eden değil, döviz kazanıp cari fazla veren ekonomi olma hedefiyle hareket ediyoruz.
Faizi artırmanın çözüm olmadığını defalarca gördük. Bize dayatılan yüksek faiz politikası yeni bir olay da değil.
İhracatımızın ithalatımızı karşılama oranı yüzde 90’lara ulaştı. Aylık olarak cari işlemler fazlası vermeye başladık.”
‘SEÇİM ÖNCESİNE KADAR İYİLEŞMEYİ GÖRECEĞİZ’
Erdoğan, seçim öncesi faizin düştüğünü, kuru tetikleyen yüksek faizin düşüsü sebebiyle kurda da iyileşeme olacağı iddiasında bulundu.
Fiyat artışı sonrasında insanların stokçuluğa yönelmesini de eleştiren Erdoğan, “Stokçuluğun dinimizde de yeri yoktur. Stokçuluk bir nevi hırsızlıktır. Piyasayı bozucu faaliyet gösterenlere ve fiyatlama davranışlarını bozanlara kesinlikle göz açtırmayacağız.
Hanelere doğalgazı dörtte bir, elektriği ise yarı fiyatına veriyoruz. Bu kadar açık. Maliyetinin çok çok altında veriyoruz. Biz vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz.” diye konuştu.
‘ERDOĞAN KONUŞTU, TÜRK LİRASI DEĞER KAYBETTİ’
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Küresel salgın döneminde her şeyden önce Türkiye özellikle çok farklı bir ayrışma ortaya koydu. Yıl sonu itibariyle de bu pozitif ayrışmayı devam ettireceği inancındayım. Bunu sadece biz değil OECD; onlar da aynı şekilde söylüyorlar. Üçüncü çeyrekte de pozitif görümünü hamdolsun korudu. Bu beklentileri de aşarak böyle konuma gelmiş olması da aç kurtlar gibi bekleyenleri şaşırttı. Halbuki biz şaşırmadık. Sonunda da biz beklentimizi bulacağız. Ondan şüphe yok. Faizi düşürmek suretiyle yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme. Bu dört tane ana başlık bize büyümeyi getirecek. Bizim tahminimiz asgari 10 ama bunun üzerine de çıkabilir. Yıl sonu itibariyle enflasyon da kendisini gösterecek. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Faizi şu anda düşürüyoruz, enflasyonun da inşallah düştüğünü hep birlikte göreceğiz. Buna inanıyorum.
“FAİZCİLİK ZENGİNİ DAHA ZENGİN, FAKİRİ DAHA FAKİR YAPAR’
Zengini zengin yapan model faizciliktir. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar. Türkiye ne zaman yüksek faiz kıskacından çıkmak için adım atmışsa döviz kuru üzerinden manipülatif baskıyla karşı karşıya kalmıştır. Ülkemizin bu konuda cendereye sokulmak istenmesi bizim tarafımızdan önlenmiştir. Bu spekülasyonu ancak biz engelleriz. Kısa vadeli olarak ülkeye giren küresel fonlar var; yani sıcak para diyoruz. Bu sıcak para döviz kurunu geçici olarak düşürebilir. Ama bizim için ideal değildir. Bir süre sonra kur yükselir. Sürekli tekrarlanan bu süreç ülkenin kaynaklarını küresel sermayeye aktaran, ekonomiyi bağımlı hale getiren kısır döndü. Şu anda bunu yaşıyoruz aslında.
‘KUR-FAİZ-ENFLASYON SARMALINDA YAŞAMAYACAĞIZ, GERİ DÖNÜŞ YOK’
Kur-faiz-enflasyon sarmalında yaşamayacağız. Yatırımı, üretimi engellemelerine müsaade etmeyeceğiz. Büyümeyi istikrarsız hale getirmelerine müsaade etmeyeceğiz. Kur manipülasyonla bizi tekrar çekmek istiyorlar. Bunu başaramayacaklar. Maliyet enflasyonu denilen bir tez var. Sıkıntı bu değil mi? Sanayicinin, yatırımcının en önemli engeli nedir? Maliyet enflasyonudur. Maliyetler ne kadar yükselirse yatırımdaki gücü de o kadar azalır. Tam aksine yatırımda gücünü arttıralım, uluslararası ihracatta o yatırımcı yarışa güçlü bir şekilde girsin. Türkiye’nin temel göstergeleri ekonomide çok güçlü. Dışarıdan birileri zayıf gösterme gayreti içine giriyor. Ülkemiz bu kısır döngüyü kırma noktasına gelmiştir. Bundan geri dönüş yoktur.
‘SERMAYENİN TEMSİLCİSİ STK’LAR BİZE CEVAP YETİŞTİRMEYE KALKIYOR’
Türkiye’deki sermayenin temsilcisi konumunda olan STK’nın burada kalkıp da bize cevap yetiştirmeye kalkması çok manidar. Ben onlara diyorum ki, ‘kamu bankaları kredi istiyorsanız vermeye hazır, mevcut yatırımlarınızı gelin güçlendirin’. Bizim derdimiz kur faiz sarmalı değil; tam aksine yatırımı yapacak güçlü yatırımcıları biz arıyoruz. Yeter ki bize güven veren yatırımcı olsun. Biz yeni ekonomi modeli ile artık yüksek faiz verecek, sıcak para çekme politikasını elimizin tersiyle itiyoruz. Birinci derecede kamu bankalarının yöneticilerine, ‘düşük faizle, özel sektör bankaları ile faiz noktasında yarışa girmeyeceksiniz, düşük faizle yatırımcılarımızı teşvik edeceksiniz, ardından biz sizden bir şey bekliyoruz, istihdamı, üretimi arttıracaksınız. Uluslararası küresel sermaye ile ihracatta yarışa gireceksiniz’.
‘TAKSİM MEYDANINDA ANIRIRIM DİYENLER VARDI’
Her yiğidin yoğur yiyişi farklı. Yakın çevremde birçok insan bunları geçmişte de savundular. Altı sıfırı atıyoruz dediğimizde ‘Taksim meydanında anırırım’ diyenler vardı. Bunlar köşe yazarlarıydı. Hatta en yakınımda olanlar bile. Şu anda ‘kurmayacağım’ dediği halde parti kurdu. Şimdi onlarla övünüyor. ‘Biz altı sıfırı attık’ diyor. Ne zaman attın yahu! Başbakan olarak talimatı verdim. Şimdi onunla övünmeye başladı. Sen benim bakanımsın, karar merciim değilsin ki. Artık cari açık verip bu açığı dış borçla finansa eden değil, döviz kazanıp cari fazla veren hedefle hareket ediyoruz. Bu hedefe çok yakınız. İhracat, turizm ve diğer hizmet gelirleriyle döviz kazanarak mümkün olabilir. Faizleri arttırmanın çözüm olmadığını çözüm olmadığını daha önce görüp. Bize dayatılan yüksek faiz politikası yeni bir olay değil. Yerli üretimi yok eden yapısal enflasyonu kalıcı hale getiren bir model.
‘EKONOMİK GÜVENLİK SOSYAL GÜVENLİĞİN PARÇASIDIR’
Ekonomik güvenlik ulusal güvenliğin parçasıdır. Türkiye ekonomisi güçlüdür. Makro göstergelirimiz ve son dönemdeki ekonomik performansımız gayet iyi durumdadır. Döviz kurunda gördüğümüz son hareketlerin ekonomik temeli olmadığı açıktır. Bunu anlayanlar var, anlamayanlar var. Üretim, yatırım, istihdam, ihracatı gelişen politikalarla ülkemizin giderek güçlenmesi, bağımsız politikalar izleyecek hale gelmesi elbette bazılarını rahatsız ediyor. Ana muhalefetin başındaki kişi ciddi manada rahatsız oluyor. MGK bu konuların görüşüldüğü yer olamazmış. Hakikaten bu kişi siyaseti anlamış değil, siyaseti bilmiyor, hala aynı yerde. SSK’yı batıran o zihniyet hala aynı yerde.
‘MGK BU İŞLERİN EN HASSAS NOKTADA GÖRÜŞÜLECEĞİ YERDİR’
MGK’da bunları görüşmeyeceğiz de nerede görüşeceğiz? MGK bu işlerin en hassas noktada görüşüldüğü, görüşüleceği yerdir. Türkiye eski Türkiye değildir. Ekonomik tehditlere pabuç bırakmaz, geçti onlar. Reel ekonomimiz bu tehditleri tamamen boşa çıkaracak güç ve kabiliyettedir. Bunun rahatlığıyla adımlar atıyoruz. Bu tehditlerin karşısında rahatlıkla durabiliyoruz. Döviz maniplasyonu ile bizi zayıflatmak artık mümkün değildir. Kararlılığımızı MGK’da teyid etmiş olduk ve daha sonra bunun açıklamasını da yaptık.
‘ENFLASYON NETİCEDİR, FAİZ SEBEPTİR’
Biz inşallah seçim öncesine kadar ciddi manada bu faizin düştüğünü, bu kuru tetikleyen yüksek faizin de düşüşü sebebiyle kurda da ciddi iyileşme olduğunu hep birlikte göreceğiz. Buna enflasyon da dahil. Enflasyon neticedir, faiz sebeptir. Bunu da neticesiyle göreceğiz. Tabii ki takvim veremem. Böyle bir süreç olacak. Muhalefetin faiz indirim konusundaki itirazları bizim doğru yolda olduğumuzun teyididir. Ben tezimin savunucusuyum. Küresel sermayenin dünyadaki geldiği yer ortadadır. Faizler dünyada ortadadır, enflasyon dünyada ortadadır. Özellikle kapitalist ekonomilerdeki duruma bakarak bunu söylüyorum.
‘HEPSİNDEN BİZ AYRIŞMIŞ DURUMDAYIZ’
ABD’de, Avrupa’da faiz oranları ve enflasyona bakalım. Bizimle mukayese edilemeyecek derecede yüksek faizlerinin olduğunu, enflasyonlarının olduğunu görüyoruz. Ama bir bakıyorsun ölçümleme. Bunlarda faiz, enflasyon düşük. Ama küresel ekonomilerde faiz ve enflasyon yükseldi. Şu anda yüksek konumdayız, bir düşürme noktasına geldik. İnşallah bu düşürmeyle birlikte yeni adımlar atacağız. Ülkemizi yüksek faizden kurtarmamız lazım. G-20’de 4,9 olarak gözüküyor, İngiltere 6,6, 7,4 olarak büyüme oranı Türkiye’nin malum. Rusya 4,3, Çin, 4.9. Hepsinden biz ayrışmış durumdayız. Gayet iyi bir konumdayız. Yılsonu itibariyle onlardan çok daha farklı bir yere geleceğiz. Derdimiz yatırımları ve yerli ürünleri desteklemek ve arttırmaktır.
‘STOKÇULUK DİNİMİZDE YERİ OLMAYAN BİR KONUDUR’
Hedef düşük faiz ile halkımızı, esnafımızı rahata çıkarmaktır. Daha çok yatırımı sağlayabilmektir. Özellikle biz esnafımıza ‘Size düşük faizle bir sermaye imkanı sağlıyoruz, al bununla yatırımını yap, ondan sonra da bununla istihdamını sağla, üretime gir ve inşallah büyümeye başla’. Attığımız adım bu. Buna inanıyor ve güveniyoruz. Stokçuluğun cezai müeyyidesi 1 puan. Bizim bunu yeniden düzenleyip, cezai müeyyidesinin artması lazım. Stokçuluk dinimizde yeri olmayan bir konudur. Bir nevi hırsızlıktır. Fahiş fiyatlarla mücadele noktasında ilgili bakanlarımıza ‘Bu adımı atacaksınız, denetim yetmez, bununla ilgili gerekirse yasal düzenleme yapıp, fahiş fiyat artışlarına gidenleri tespit edip, stoklama yapmak suretiyle malı piyasadan çekenleri yakaladığımızda gereken müeyyideleri uygulayalım’. Bu sadece soğan patates değil sanayi sektöründe de stoklama yapanlar var. Bunlara kesinlikle göz açtırmayacağız. Kesinlikle bu yasal düzenlemeye gitmemiz gerekiyor.
‘CAM DİYORUZ, CİDDİ SIKINTILAR VAR’
Mücadelenin ötesinde başka bir durumla karşı karşıyayız. Rakamları bu şekilde yükselmesi işi bitirmiyor. Bir de malı temin edemiyorsunuz. Malı temin edersiniz siz de yüksek fiyatla satarsınız, o ayrı mesele. Demir cevheri öyle veya böyle var bizde. Ama istediğimiz oranda yok. O zaman ithalata gireceksin. Bu dev rakamlarla karşı karşıyasın. Mesela cam diyoruz, düz camdan otomobil camına varıncaya kadar ciddi sıkıntılar var. Teminde sıkıntılar var. Şu anda bizde de bazı üretim yapan firmalarımız var, başarılı da. Onlar da hammaddenin temininde sıkıntı yaşıyorlar. Bir an önce bunun önünü açalım. ABD’de bazı ürünlerin oradan ithalinde sıkıntı yaşıyoruz. Mesela onlarda bile enflasyon son 31 yılın en yüksek seviyesinde. AB’de de son 13 yılın en yüksek enflasyonu gerçekleşti. Almanya’da 28 yılın zirvesine ulaştı. Bazı gelişmiş ülkelerde birçok ürünün bulunamaz hale gelmesi buradan kaynaklanıyor. Elbette Türkiye’nin küresel artışlardan etkilenmemesi mümkün değil. Kamu maliyesindeki imkanlarımızı kullanarak küresel farklılıklardan kaynaklanan başta enerji olmak üzere vatandaşlarımıza yansıtmamak için gerekeni yapıyoruz. Yıl sonu itibariyle fırsatçıları da def ederek olumlu neticeler alacağız inşallah.
‘BU KADAR UCUZ FİYATLA DOĞALGAZI VERİRKEN…’
Biz subvanse etme noktasında özellikle enerjide, doğalgazda Avrupa ile mukayese edilemeyecek şekilde fiyatlarımız ucuz. Bu gerçeği bir defa muhalefet görmek istemiyor. Avrupa’da fiyatlar bizimle mukayese edilemeyecek derecede çok daha pahalı. Doğalgazda ve enerjide. Biz ise bu kadar ucuz fiyatla doğalgazı verirken, enerjiyi verirken yalan yanlış her tür haberleri uyduruyorlar. Biz yalancı ile nereye kadar bu şekilde yaraşacağız. Benim huyum var, yalanla bunlara mukabele etmek değil. Rakamları konuşturuyoruz. Enerjide durum şu. Hanelere doğalgazı dörtte bir, elektiriği ise yarı fiyatına veriyoruz. Ama sen ne dersen de onlar hala buna inanmak istemiyorlar. İnansaız da inanmasanız da rakamlar ortada, maliyetinin çok çok altında veriyoruz. Biz vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz.
‘ASGARİ ÜCRETTE FİYAT ARTIŞININ OLUMSUZ ETKİLERİNDEN KORUYACAĞIZ’
Yarından önce böyle bir şeyi açıklarsak, yarın başlayacak müzakarelerin de ciddiyetini özellikle kaybetmiş oluruz. Yarın müzakereler bir başlasın, asgari ücret bildiğiniz gibi devlet-işçi-işveren temsilcilerinden oluşan komisyonla belirleniyor. Asgari Ücret Komisyonu da ülkenin sosyal ve ekonomik durumunu, ücretlilere fiilen ödenen işçilerin genel durumunu geçim şartları göz önünde bulundurularak tespit ediliyor. Bizler de ilgili bakanımızla bu işin görüşmesini yaptık. Asgari ücret 2002 yılından bugüne kadar 15,3 kat bizimle arttı. Asgari ücretin reel oranı yüzde 131 olarak gerçekleşti. Reel değerin artması işçilerimizin satın alma gücünün arttığının açık göstergesidir. Uluslararası verilere göre asgari ücretin satın alma gücüne bakıldığında Avrupa ve Amerika’nın yeraldığı endekste 2021 yılında 10. sıraya ilerledi. İşçilerimizin satın almasındaki yükseltmeyi sürdüreceğiz. Toplumun tüm kesimlerinin hayat şartlarını iyileştirmek için mücadele ediyoruz, inşallah işçimizi enflasyondan, fiyat artışının olumsuz etkilerinden koruyacağız. İnşallah hayırlı neticeyi alacağız.
‘GEMİLERİN SAYISI 5’E ÇIKTI’
İktidara geldiğimizde kiralama yöntemiyle bu işi yürütüyorduk ama para vermiyorduk. Diyorduk ki ‘bulursanız doğalgazı bunu yüzde 50 yüzde 50 paylaşırız’. Sondaj çalışmaları sismik araştırmalar yapılıyor sonuç alınamıyordu. Daha sonra kendimiz bu adımı attık. Berat Bey’in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olduğu dönemde iki tane sismik araştırma ve ardından sondaj gemileri aldık. Gemilerin sayısı 5’e çıktı. Şimdi 6. sondaj gemisine kavuştuk. İnşallah birkaç ay içerisinde teslimi yapılacak. Bununla beraber 4 tane sondaj gemisine 2 de sismik araştırma gemisine sahip olmuş olacağız. Karadeniz özellikle Akdeniz’de Mavi Deniz diyelim çalışmalarımızı çok daha yoğun, öz güvenle yapmış olacağız. 2022 içerisinde tüm kuyularda tamamlama operasyonların bitmesini planlıyoruz.
‘BUNLARLA NEYİ HELALLEŞECEKSİN…’
Yüzde 52’ye gayri milli diyeceksin, sonra da helalleşmeye çıkacaksın. Her darbenin, antidemokratik hareketin arkasında duran CHP, helallik almak için çok geç kaldıBu durum bile Bay Kemal’in ne kadar samimiyetsiz olduğunun göstergesidir. O dosya o kadar kabarık ki, tehdit edip, mağdur ettiklerinden helallik almaya ömürlerinin yeteceğini sanmıyorum. CHP zihniyetin onlarla helalleşmesi bu dünyada bitmez. Önce başörtülülerden halallik dilemeleri lazım, 146 Azerbaycanlı kardeşimiz Rus zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığındı. Ne yazık ki CHP yönetimi Stalin’in askerlerine teslim etti. Azerbaycanlı kardeşlerimiz Boraltan köprüsünden geçerken katledildiler. ‘Bizi onlara bırakmayın, bizi siz öldürün dediler’ Türk askerlerine. Bu CHP bu. Bunlarla neyi helalleşeceksin. Varsayalım mağdur ettiği kesimlerle helalleştiler. Filistin, Suriye, Libya ve Afrikalılarla nasıl helalleşecekler? Biz tıbbi yardımlarda bulundukça demedikleri kalmadı.Bay Kemal Adalet Bakanı kadrolarını ‘parti örgütüne vermeyip de MHP’lilere mi verecektim’ diyerek mağdur ettiklerinden nasıl helalliğini alacak düşündü mü? Bay Kemal cenazesini alamayan vatandaşlarımızla bir helalleşsin bakalım kendi SSK döneminde.
‘SIRADA BAHREYN, SUUD VE MISIR VAR’
Şimdi bizim Abu Dabi yönetimiyle attığımız bu adım tarihi bir adım. 11 milyar dolarlık bir ön anlaşma yapıldı. Bu arada atılmış adımlar var. Yaptığımız ikili görüşmede de inşallah Şubat ayı gibi nasip olursa benimbir iadei ziyaretim olacak. Gerek Dışişleri Bakanım gerekse istihbarat başkanım onların bir ziyaretleri olacak. Bizim BAE ile olan süreç inşallah farklı bir konuma erişmiş olacak. Biz dargın küskün olduğumuz zaman ondan kendilerine sermaye çıkarmaya çalışıyor CHP, adımları beraber attığımız zamanda da ‘niye bunlar barıştılar’ deyip oradan kendilerine sermaye çıkarmaya çalışıyorlar. Çatlasanız da, patlasanız da münasebetlerimizi çok daha iyi konuma getireceğiz. Şimdi Şubat’ın ilk yarısında oradayız. Bunun dışında Bahreyn’in bize gelme durumları var. Onlarla görüşmelerimizi yapacağız. Suud’la olan münasebetleri daha iyi bir noktaya gayretinde olacağız. Mısır’la bakanlar düzeyinde görüşmelerimiz devam ediyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***