Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Siirt’te toplu açılış töreninde konuştu. Erdoğan, TÜİK tarafından içeri alınman CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kapı önündeki konuşması için “TÜİK’ten randevu istiyor, vermiyor ama bu gidip önünde konuşuyor. İnsan davet edilmediği yere gitmez. Bak Bay Kemal, bundan sonra devletin kurumlarına randevusuz gidilemeyeceğini öğren. Sen terör örgütleriyle omuz omuza gidebilirsin ama devlet kurumları ciddidir, yapmaları gereken açıklamaları da yapar.” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Yaptığımız yatırımlarla artık Siirt’ten Hakkari’ye kadar terörü değil, üretimi ve istihdamı konuşacağız. İnsanlar artık iş ve aş için başka yerlere gitmeyecek, aksine gidenler geri dönecek.
Zarova Köprüsü’nü, Şirvan Barajı’nı da bugün artık hizmete açıyoruz. Bu baraj, aynı zamanda enerji üretimimize katkı sağlayacak. Yeni yollarımızın açılışlarını da buradan yapıyoruz. 1 milyar maliyet en geç önümüzdeki yol ihalesiyle bunların ihalesini yapacağız. Size daha iyi hizmet verebilmek için eğitim binalarımızın açılışlarını da buradan yapıyoruz. Sağlıkta, aile sağlığı merkezlerinden ve sağlık personeli için yapılan lojmanların açılışlarını da buradan yapıyoruz. Spor ve gençlik merkezlerinin de açılışını buradan yapıyoruz. Kanalizasyon hatları, asfalt yapımı gibi faaliyetlerimizin açılışını da bugün yapıyoruz. Tekstil atölyelerimizi de açıyoruz. Temeli atılmaya hazırlanan fabrikalarımızdan okullarımıza kadar Siirt halkına çalışmalarımız yoldadır.
Gördüğünüz üzere bizim gündemimiz, bu çalışmalar. Bu ülke halkın özgürce inancını yaşamasını engelleyen kötü zamanlardan geçti. Bu ülkeyi ileri taşımaya çalışan kimilerinin yolları da idam sehpalarından geçti.
Maalesef ana muhalefetin başında bir zat var. Bu zat merkez bankasından randevu istiyor. Hani ona göre merkez bankası bağımsız değil ya… Merkez bankası buna randevu veriyor ama gidiyor önünde atıp tutuyor. Bak sana randevu verdiler işte ama bunlarda edep adap yok.
TÜİK’ten randevu istiyor, vermiyor ama bu gidip önünde konuşuyor. İnsan davet edilmediği yere gitmez. Bak Bay Kemal, bundan sonra devletin kurumlarına randevusuz gidilemeyeceğini öğren. Sen terör örgütleriyle omuz omuza gidebilirsin ama devlet kurumları ciddidir, yapmaları gereken açıklamaları da yapar.
Milletin inancına, kültürüne karşı gelen faşizan duygularla dolu bir kesim var. Üstelik bu ülkede tek bir kalıcı adımları, eserleri yoktur.
CHP’nin başındaki zat da devlet memurlarına saldırmaya başladı. Kılıçdaroğlu’nun kendi partisindeki olaylarda sözü geçmiyor. Siyaset, ağzından köpükler saçarak devlet memurlarına hakaret etmek değil, bak o Mersin’de buradaki gibi bir kalabalık toplayamadı. Bir de daha büyük alan istiyor, sen önce sana verilen alanı doldur. Buradan ona sesleniyorum, bırak memuru tehdit etmeyi de böyle alanları doldur. Gerçi bu, kaset kumpasıyla bir yere gelmeye benzemez.
Kılıçdaroğlu eğer milletimizin değerlerine saldırıp ülkemize zarar verirse, memurumuza, esnafımıza, çiftçimize, iş insanımıza, muhtarımıza saldırırsa karşısında bizi bulur. Gitsin kendi çöplüğünde durdun. Bu ülkenin tertemiz insanlarından uzak durdun. Biz ülkemiz için çalışırken, bu zat siyasi çıkar peşinde koşuyor.
Sen kimsin ki Erdoğan’a oy verenlere gayrimilli diyorsun? Sen önce seçim kazanmak ne onu öğren. Terör örgütünün beslemeleriyle yürüyen siz değil misiniz? Bir yanlarına terör örgütü destekçisi partiyi almışlar, bir yandan daha kendilerini tanımlayamayan partiyi almışlar, ülkeyi tek parti faşizmine mahkum edecekler. Böyle çapsız bir parti nasıl olacak da ülkeye hizmet edecek? Neyse ki halkımız her seçimde bunlara cevabını veriyor.
Biz göreve geldiğimizde IMF’ye borç vardı, biz ödedik. Şimdi de IMF’ye borcumuz yok. MB’nin rezervi 27,5 milyar dolardı. Şimdi 126 milyar dolara kadar çıktı. Son üç yıldır bize ekonomimizle saldırıyorlar. Salgının küresel ekonomide yarattığı etkiyle kurda bir süredir hareketlilik var. Ama bir yandan ekonomik büyüme ve istihdamımızla yeni ekonomi politikamızı belirliyoruz.
Biz yıllar boyu süren yüksek faiz dayatmasıyla değil, düşük faizle üreticimize destek olacağız. Asgari ücreti makul bir seviyeye çekerek dar gelirli vatandaşlarımızı rahatlatacağız. Özel sektörümüzün de istihdamı artırma konusunda çabalayacağına eminiz.
Buradan stokçulara sesleniyorum, depolarda her malı stoklayanları yakaladığımızda gereken bedeli ödeyeceksiniz. Döviz kurlarındaki artışta da makul bir seyir yakalayacağız. Ekonomide gelişmiş ülkeler seviyesine ulaştığımız bir yere geleceğiz.
Biz onlara yaptığımız yolları, tünelleri, havaalanlarını, hastaneleri, millet bahçelerini anlatamamışız. terörle mücadelemizi de anlatamamışız. Varsın, ekonomideki tarihi değişimimizi anlatamayalım. Bu millet bizi biliyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***