Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün açıklanan “Dövize Endeksli Mevduat” programının amacına ulaştığını söyledi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, “Kur Korumalı Vadeli TL Mevduatı”nı kapsayan yeni ekonomi tedbirleri hakkında,”Döviz kurunu serbest piyasa ekonomisi kuralları içinde ülkemizin gerçeklerine uygun, öngörülebilir, sürdürülebilir bir seviyeye getirmek için dün açıkladığımız program hamdolsun amacına ulaşmıştır. Milletimiz bu tedbirleri ve kararlı duruşumuzu benimsemiş, piyasalar da uygun adımları atmıştır” dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, cari fazla ile büyüme kararlığı vurgusu yaparken, “Ne yaptığımızı biliyoruz, niçin yaptığımızı biliyoruz, nasıl yapacağımızı biliyoruz, nereye gittiğimizi biliyoruz, nereye ulaşacağımızı biliyoruz. İnşallah varacağımız yer hem bizlerin hem sonraki nesillerin hayatlarında olumlu yönde asırlık değişiklikler yapacak” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2006-2011 yılları arasında Merkez Bankası Başkanı olarak görev yapan, İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz’ın, açıklanan ekonomik adımlar sonrasında dövizin düştüğü akşam “Bu bir alım fırsatıdır” demesini eleştirdi. Erdoğan, “Bnların beyni sulanmış. Bu sözün tercümesi, kurun yeniden ülkenin gerçekleri ile ve ekonominin kuralları ile ilgisi olmayan seviyelere çıkmasını dilemek ve teşvik etmektir. Bunlarla ilgili BDDK yargı yolunu açtı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun erken seçim çağrılarını da reddetti. Erdoğan, “Cumhur İttifakı’ndan Devlet Bey bu işin Haziran 2023’te olacağını söylüyor, ben Haziren 2023 diyorum. Defaatle bunu söylememize rağmen yatıyor kalkıyor ‘erken seçim’, erken seçim yok! Bu ülke bir hukuk devletidir, belirlenen tarih neyse o tarihte seçim yapılacaktır, olay bu. Bak Bay Kemal, noktalı virgül değil, nokta koydum. Bu ülkede hukukun ne olduğunu öğreneceksin, gelişmiş ülkelerde sistem nasıl çalışıyorsa bizde de öyle çalışacak. İnşallah Haziran 2023’te seçimimizi en güzel şekilde yapacağız” diye konuştu.
Erdoğan’ın açıklamasından satır başları şöyle:
“2022 yılı bütçemizin bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Bu süreçte emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyorum. Bu süreçte çok çalıştığınızı, yorulduğunuzu biliyorum. Rabbim emeğinizi, gayretinizi, fedakarlığınızı kabul eylesin diyorum.
Dünyada ve bölgemizde son 10 yıldır yaşanan gelişmeler, salgınla birlikte yeni ve daha kritik bir safhaya ulaştı. Türkiye bu 10 yıllık dönemde aklınıza gelecek her yol ve yöntemle sınandı. Sokaklarımız kaosa sürüklenmek istendi. Kaset kumpaslarıyla siyasi partilerin yönetimleri dizayn edilmeye çalışıldı. Ülkenin meşru yönetimi yalan ve iftira dolu montajlarla devrilmek istendi. Seçimleri etkilemek için akıl ve ahlak dışı yöntemler devreye sokuldu. Terör örgütleri harekete geçirildi. Askeri darbeyle milli irade çiğnenmek istendi.
Güya terörle mücadele için güney sınırlarımıza yığınak yapanlar, biz devreye girince terör örgütlerinin hamiliğine soyundu. Ekonomimize yönelik aleni tehditler savruldu, sinsi tuzaklar kuruldu. Yönetimi değiştirmek için kimlerin destekleneceği, kimlerin köstekleneceği TV programlarında konuşuldu. Gece yarıları başlayan kesintisiz finans oyunlarıyla ülkemiz çökertilmeye çalışıldı.
Salgınla birlikte başlayan küresel ekonomide başlayan dalgalanma, ülkemize yönelik saldırıların dozunu artırmanın aracı haline dönüştürülmek istendi. Dışarıdan birileri bu oyunu kurarken, içeriden birileri de bu oyunun taşeronluğuna soyundu.
Elbette zor ve sıkıntılı günler geçirdik. Canımız yandı, bedeller ödedik ama hamdolsun bu milletin izzetine helal getirmedik. Bu ülkeyi hedeflerinden koparmadık. Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolundan sapmadık.
Enflasyondan kurtulmak için ana muhalefetin sözcüsü bizden kurtulmanın gereğinden bahsediyor. Yüzde 7’ye enflasyonu düşüren kimdi, biz düşürdük biz? Faizin yüzde 4,5’lara düşüren kimdi? Sizin kitabınızda ne düşük faiz ne de düşük enflasyon diye bir şey yok. Sizin tarihiniz yüksek faizlerle dolu yüksek enflasyonla dolu. Biz ise halkımızı ne faize ne enflasyona ezdirmeyeceğiz dedik ve bunun mücadelesini veriyoruz. Alışacaksınız bunlara. AK Parti iktidarı ile nasıl oluyor göreceksiniz. AK Partinin iktidarı ile hemhal olmak, dünden bugüne değil, biraz zaman gerektiriyor, o mücadelenin verildiği günlerdeyiz. Dünyadaki gelişmelerin önümüze serdiği fırsatları da değerlendirecek şekilde yeni bir atılımın içindeyiz. Bugüne kadar girdiğimiz mücadelelerden nasıl alnımızın akı ile çıktıysak bu defa da istediğimiz neticelere ulaşacağız.
Önümüzde engeller yok mu, var. Ana muhalefetten daha büyük engel olur mu? Önümüzde tuzaklar, riskler yok mu? Var. Ama bizim azmimiz gücümüz bunların hepsinden üstündür. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize sahip çıkalım. Bunu başarınca her şeyin üstesinden geliriz.
Ülkemizde bir kesim dışarıdan da aldığı işaretle bu birlik kardeşlik iklimini dinamitleme peşinde. Bir tanesi çıkmış, hastanelerde sus diyorlar ya onu gösteriyor, susmanız gerekiyor. Bunu önce öğrenin, siz başka bir işe yaramazsınız. Parmak sallamakla bir yere varamazsınız. Şu hale bak ya, aylardır erken seçim diyor. Cumhur İttifakı’ndan Devlet Bey bu işin Haziran 2023’te olacağını söylüyor, ben Haziren 2023 diyorum. Defaatle bunu söylememize rağmen yatıyor kalkıyor erken seçim, erken seçim yok! Bu ülke bir hukuk devletidir, belirlenen tarih neyse o tarihte seçim yapılacaktır, olay bu. Bak Bay Kemal, noktalı virgül değil, nokta koydum. Bu ülkede hukukun ne olduğunu öğreneceksin, nasıl gelişmiş ülkelerde sistem çalışıyorsa bizde de öyle çalışacak. İnşallah haziran 2023’te seçimimizi en güzel şekilde yapacağız.
Ülkenin felaketinden medet uman kifayetsiz siyasetçilere sesleniyorum, manşetlerle hükumet devirip hükumet kurmaya alışmış akademisyen ve gazeteci kılıklı muhterislere sesleniyorum, darbe heveslilerine sesleniyorum, ter dökmeden para kazanma peşinde koşanlara sesleniyorum; emperyalistlere sesleniyorum, vesayet artıklarına sesleniyorum; başaramayacaksınız!
Ya millet iradesini kabul edecek milletle beraber kazanacaksınız, ya da kaybedeceksiniz. Türkiye, Türk milleti kazanacak, ama siz kaybedeceksiniz. Kimsenin kişisel çıkarı, şahsi hesabı topyekun milletin menfaatlerinden, ülke kazanımlarından üstün değil. Hep birlikte kazanacağız, yükseleceğiz, dünyada hak ettiğimiz yere geleceğiz.
Yıllarca seçim meydanlarında beraber yürüdük biz bu yollarda şarkısını boşuna söylemedik. Yağan yağmurda beraber ıslandığımız gibi, açan güneşte de beraber ısınacağız. Biz her ferdi ile milletimizin tamamını seviyoruz. 84 milyonun her birini, her bir ferdini bağrımıza basıyoruz. Bugüne kadar aşkla bağlı olduğumuz milletimize hizmet dışında bir gaye taşımadık. Eksiğimiz, hatamız olabilir ama samimiyetimizden, gayretimizden, ülkemize kazandırdığımız hizmetlerin büyüklüğünden, hedeflerin doğruluğundan kimsenin şüphesi olamaz.
Ne yaptığımızı biliyoruz, niçin yaptığımızı biliyoruz, nasıl yapacağımızı biliyoruz, nereye gittiğimizi biliyoruz, nereye ulaşacağımızı biliyoruz. İnşallah varacağımız yer hem bizlerin hem sonraki nesillerin hayatlarında olumlu yönde asırlık değişiklikler yapacak. Emin adımlarla yolumuza yolculuğumuza devam ediyoruz.
Ekonomide yaşanan gelişmeler sadece bizim ülkemize mahsus değildir. Sadece bu döneme mahsus değildir. Ekonomi dediğiniz dinamik alan sürekli değişim içindedir. Son büyük değişim 2008 krizi ile başlamış, salgın krizi ile de tamamen su yüzüne çıkmıştır. Sorunun kaynağı, küresel ekonomiden, gelişmekte olan ülkelerin aldığı payın düzenli bir şekilde artarak gelişmiş ülkeleri geride bırakmış olmasıdır. Yetişmiş insan potansiyeli ile sanayi ve tarımdaki üretim gücü ile gelişmekte olan ülkeler artık kaplarına sığmamaktadır. Buna karşılık sadece finans gücüne ve tüketime dayalı ticaret büyüklüğü ile gelişmiş ülkeler sürekli mevzi kaybediyor. Ekonominin temeli değişirken çatısının aynı kalması mümkün değil. Dünyada bu uyumsuzluktan kaynaklanan bir kavga yaşanıyor. Biz de Türkiye’nin 19 yılda kurduğumuz altyapısı üzerinde bu süreci en iyi şekilde değerlendirmesi için çalışıyoruz. Kartların yeniden karıldığı bu dönemde gelişmiş ülkeler ligine yükselen devletler, önümüzdeki asra damga vuracaklar. Aşamayanlar ise fırsat bulmak için çeyrek asır, yarım asır bekleyecek.
Türkiye bu treni kaçırmayacak. Son vagonunda değil, birinci sınıfında hak ettiğimiz yeri alacağız. Uyguladığımız yeni ekonomi programının öncelikli hedefi budur. Döviz kurunu serbest piyasa ekonomisi kuralları içinde ülkemizin gerçeklerine uygun, öngörülebilir, sürdürülebilir bir seviyeye getirmek için dün açıkladığımız program hamdolsun amacına ulaşmıştır. Milletimiz bu tedbirleri ve kararlı duruşumuzu benimsemiş, piyasalar da uygun adımları atmıştır. Hazine Bakanlığımız başta olmak üzere ilgili kurumlar detayları paylaşmaya başladı. Biz serbest piyasa kurallarına aykırı iş yapmıyoruz, artniyetli spekülatörlerin ülkemizden ellerini çekmelerini sağlayarak serbest piyasanın kendi kurallarıyla işlemesini temin etme gayretindeyiz.
Kalbi ve zihni kirlenmemiş herkesin memnun olacağı bir gelişmedir bu. Bazılarının bu durumdan memnun olmadığını görüyoruz.
Bugün Türkiye ekonomisi kur üzerinden çökertilmeye çalışılırken yüzleri gülenlerin istikrar iklimi yeniden güçlenmeye başlandığında yüzlerinin düştüğünü görüyoruz. Hangi akıl ve vicdan sahibinin morali ülkenin hayrına olan bir gelişmeye bozulabilir?
Uyguladığımız ekonomi politikasına katılmıyor, anlamıyor, farklı düşünüyor olabilirsiniz. Ama ülke hayrına bir gelişme olduğunda hiç değilse kenara çekilme erdemini gösterin.
Dün çıkmış birisi ‘kur düşüyor, dolar almanın tam zamanı, bu iş kaldığı yerden devam edecek’ açıklamasını yapıyor. Bunların beyni sulanmış. Bunlara gereken cevabı en kısa zamanda benim milletim en güzel şekilde verecek. Bu sözün tercümesi, kurun yeniden ülkenin gerçekleri ile ve ekonominin kuralları ile ilgisi olmayan seviyelere çıkmasını dilemek ve teşvik etmektir. Bunlarla ilgili BDDK yargı yolunu açtı. Siz bu ülkenin değerleri ile oynayamazsınız.
Milletimiz neyi bekliyor ona bakacak, yola devam edeceğiz. Kurun dengeye oturmasının sadece bankada parası olan vatandaşımızı değil, üretimden enflasyona her alanı ilgilendiren olumlu bir gelişme olduğu unutulmamalıdır. Kazanan sadece bankada parası olan ya da ihracat yapan değil, 84 milyonun tamamıdır. Herkesi yatırıma, istihdama, üretime, ihracata devam ediyor, ülkemizi cari fazla ile büyütme kararlığını tekrarlıyoruz.
Kur ve enflasyon baskısı altında vatandaşlarımızın kazanımlarını kaybetmesine izin vermemekte kararlıyız. Bunun için özellikle çalışanlarımızın gelirlerini artırmaya yönelik adımlar attık. Kamu işçilere ve memurlara yapılan toplu sözleşmeleri enflasyon farklı ile garantiye aldık, asgari ücrete yüzde 50 artış yaptık. Asgari ücreti vergi dışı da bıraktık. Yıllardır ne deniyordu, asgari ücret vergi dışı kalsın. İşte bunu da bizim iktidarımız başardı. Memurlarımıza söz verdiğimiz 3600 ek gösterge uygulamasını da inşallah önümüzdeki yıl içinde hayata geçiriyoruz.
Orman işçilerine müjde vermek istiyorum. Orman köylümüzün gelirinde önemli bir artış yapıyoruz. 2022 yılı üretim işlerinin birim fiyatlarını yılbaşından itibaren yüzde 23 ve temmuz ayı itibarı ile yüzde 23 olmak üzere, yıllık ortalama yüzde 51 oranında artırıyoruz.
Ülkemizde bir süredir yaşanan kuraklık nedeniyle buğday, yulaf, mercimek, nohut üreticilerimiz verim kaybı yaşadı. Kuraklıktan zarar gören 651 bin üreticimize verim kaybı oranlarına göre değişen miktarlarda kuraklık desteği ödemesi yapıyoruz.
Öğretmen atamasıyla ilgili süreç devam ediyor. 31 Ocak tarihinde bu öğretmenlerimizin atamasını tamamlayacağız. Ağırlığı, 7500 yeni öğretmen ile İstanbul’a vereceğiz.
Dünyamız son 2 yıldır Koronavirüs salgını ile mücadele diyor. Salgının çeşitli varyantlar ve şekillerle epeyce zaman hayatımızda kalacağı anlaşıldı. Avrupa ülkelerinde kapanmalar başladı. Biz güçlü sağlık sistemimiz, yaygın aşılama oranımızla bu süreci nispeten rahat geçiriyoruz. En kritik anda bile 3 ay gibi bir sürede Çam Sakura Hastanesi’ni bitirdik.
Salgına karşı en güçlü tedbir olan aşıyı kendimiz üretmek için uzun süredir çalışıyoruz. Grup toplantımızın ardından bu konuda bir müjdeyi canlı bağlantı ile paylaşacağız. Turkovac tüm dünya ile, tüm insanlık ile buluşuyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***