Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın pazartesi akşamı kabine toplantısı sonrası yaptığı döviz garantili TL mevduatı açıklaması sonrası Hazine’nin bu yükü nasıl kaldıracağı tartışma konusu.
Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı ve eski bankacı Kerim Rota’ya göre, bu politika seti bir devlet garantisi getirdiği için kısa vadede mutlaka işe yarayacak.
Fakat kısa vadede dövizi aşağı çeken bu adımlar, uzun vadede kamu maliyesi ve Türkiye’nin bütçesi üzerinde bir yük oluşturacak.
”Kısa vadeli etkisinin kurlarda düşüşe yol açtığını zaten gördük. Kurlarda oynaklığı düşürücü bir etkisi en başta olacak ve bir stabilizasyon kazandıracak. Çünkü bu aslında bir devlet garantisi. Ekonomi politikalarına güven duymayan döviz ve Türk Lirası mevduat sahiplerinin güveninin bir devlet garantisiyle, devletin yazacağı bir çekle satın alınmasıdır. Bu mutlaka işe yaracaktır, önümüzdeki haftalarda da bu hesapların büyüklüğüne bağlı olarak da biz kurlarda hareketlenmeyi tekrar göreceğiz. Bu aşağı veya yukarı yönde de olabilir. Yani bu hesaplara çok giriş olursa aşağı yönlü, girişler az olursa da yukarı yönlü hareketler görme olasılığımız var. Uzun vadeli etkileri ise kamu maliyesi ve Türkiye’nin bütçesi üzerinde olacak. O yüzden kurları eskisine göre çok daha fazla takip eder hale geleceğiz.”
”Kaynak vergiler, borçlanma ve parasal genişleme ile yaratılacak”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları sonrası ortaya çıkan en önemli soru Hazine’nin bu ödemelerin kaynağını nasıl oluşturacağıydı.
Euronews’e konuşan Rota, kaynağın vergiler, borçlanma ve parasal genişleme ile yaratılacağını belirtiyor ve şöyle detaylandırıyor:
”Bir kamu maliyesinin üç tane kaynak yaratma şekli vardır. Vergiler, borçlanma ve parasal genişleme. Öncelikle vergilerimizle karşılanacak. Bugün akaryakıttaki ÖTV’nin tekrar geri dönmesi ve akaryakıt fiyatlarının düşen kurlara karşı düşürülmemesinin kararlaştırılması bunun canlı örneği. Benzin fiyatları düşmeyecek çünkü sizin aldığınız benzinin üzerine ödeyeceğiniz vergiyle 200-300 bin mudiye (bankada mevduat sahibi olan kişi) gelir transferi yapılacak. Bu yetmezse Hazine yurtiçi ve yurtdışı piyasalardan ekstra borçlanmaya gidecek. Bu da yetmezse Merkez Bankası eliyle veya Hazine’nin borçlanmalarını kamu bankalarından alması suretiyle bir parasal genişleme yapılacak. Ki bu en zehirli olanıdır çünkü bizi çok ciddi enflasyon-kur sarmalına götürür.”
”Parayla güven satın alındı. Ortaya bir para konuldu. Siz yeterki finansal sisteme ve devletin size olan borçlarını, size olan yükümlülüklerini ödeyeceğine dair güvenin sıkıntı olmaz garantisi verilince rahatlama oldu. Bunu 2000’li yıllarda dönemin Başbakanı Bülent Ecevit de finansal piyasalarda önemli dalgalanmalar olduğunda ve bankacılık sistemine güven kaybedilince bütün mevduatlara devlet garantisi açıklamıştı. Buna benzetiyorum. Bu sefer devlet garantisi mevduatlara verilmedi ama insanların kur artışlarından dolayı kaybedecekleri paranın devlet tarafından ödeneceği garantisi verildi. Yani burada artık muhatap bankadaki mevduat sahipleriyle devlet. AK Parti aradan çıktı.”
Döviz garantili TL mevduatı açıklamasını şaşkınlıkla karşılayanlar arasında Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı ve eski bankacı Kerim Rota.
Rota’nın aktarımına göre devlet, karşılığında bir mal veya hizmet almadan ne kadar miktar ödeyeceğinin garantisi olmayan bir taahhüt altına girdi. Ve adeta devlet bütçesinden 200-300 bin kişiye bir bağış yapacak.
”Dünyada buna benzer bir uygulama pek yok. Olanların hemen hemen hepsi felaketle bitmiş. Türkiye’de buna benzer uygulama 1967-68 arasındaki dövize çevrilebilir mevduatlar. Bu da o dönem Türkiye’nin bütçesine çok önemli maaliyetler yüklemiş o dönemde. İkinci kısmı ise bunun ucu açık bir opsiyon olması. Yani kamuya maaliyetinin ne olduğunun tahmin edilemez olması. Burada devlet ne kadar miktar ödeyeceğinin garantisi olmayan bir taahhüt altına girdi. Kamu özel işbirliği projeleri de buna benzer. Kurlar yukarı çıktıkça devletin ödeyeceği rakamlar artıyor ama en azından bunun arkasında bir köprü, havalimanı gibi bir alt yapı yatırımı var. Oysa burada devletin aldığı bir mal veya hizmet yok. Adeta devlet bütçesinden 200-300 bin kişiye yapılan bir bağış türü bir ödeme yapılacak.”
Geçtiğimiz hafta doların 18’leri görmesi ‘köpük rakamlar’ olarak telaffuz edilmişti. Bu rakamların yeniden görülüp görülmeyeceği ise merak konusu.
Rota, eğer geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi kurda yeniden bir yükseliş yaşanırsa, bu sefer kamu maliyesinin sürdürülebilirliğinin konuşulmaya başlanacağını ifade ediyor.
”Umarım o köpük rakamları bir daha görmeyeceğiz. Bu en azından finansal sisteme olan güven artışı. Bütçeye ve devlete olan güvenle aslında AK Parti ekonomi yönetimine olan güvenin satın alınması gibi düşünebilirsiniz. Vatandaşlar uygulanan ekonomi politikasından memnun olmazsa aslında arkalarında kendilerine yazılmış bir çek var. Bu çekin 200-300 bin kişiye yazıldığını ve çeki yazanların da 84 milyon vatandaş olduğunu da unutmamak lazım. O nedenle adil olmayan bir çek yazılmış vaziyette. Ama artık mevduat yapanlar da şunu biliyor olacak, kurlarda çok yükseliş olursa da buradan bir nemalanma şansları olacak. Ama bu yükseliş aşırı olursa bu köpükler tekrar gündeme gelirse bu sefer kamu maliyesinin sürdürülebilirliğini konuşmaya başlayacağız. Umarım o köpükleri bir daha görmeyiz.”
Bununla birlikte kurdaki sert düşüşle birlikte zarar eden yurttaşların döviz garantili TL mevduatına ilgi göstermelerinin de şu süreçte daha garantili olacağı kanaatinde Rota.
”Öncelikle hem Türk lirası hem de döviz birikimi olan vatandaşların bu ürüne ilgi göstermelerini tavsiye ederim. Çünkü bu aslında düşmeyen dolar yaratma enstrümanı. Karşımızda da devlet olduğuna ve bu paraların ödenmemesi gibi bir durum olmadığına göre… O nedenle kendilerini bu kur oynaklığından korumak için iyi bir ürün olduğunu düşünüyorum. Ama arkasındaki ödemelerin 84 milyon vatandaşın üzerine bineceğini de biliyorum. Kendilerini korumak isteyenler için iyi bir ürün olsa da hiç adil değil.”
”2022 ekonomik açıdan seçim için iyi bir yıl değil o nedenle seçim 2023’e kayabilir”
Ayrıca iktidarın attığı bu adımı muhalefet erken seçim olarak değerlendirse de Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı ve eski bankacı Kerim Rota, seçimin 2023 yılında yapılacağını düşünüyor.
Çünkü 2022 ekonomik açıdan iyi bir yıl olmayacak.
”Sayın Cumhurbaşkanın açıklamalarına bakılırsa altı ay içerisinde bu politika setinin meyvelerini vereceğine dair bir beklentisi olduğu görülüyor. Ama bana kalırsa bu politika seti bir anlamda çöktü. Şu anda Türkiye’de yüzde 30 civarında kredi faizi, yüzde 20 civarında mevduat faizi var. Ve faizler yükselmiş durumda. O nedenle bu politikanın altı ay içerisinde bırakın sonuç vermesini çok yüksek enflasyona neden olacağını düşünüyorum. O sebeple 2022 ekonomik açıdan seçim için iyi bir sene değil. Sayın Bakan ile paralel düşünüyorum ve seçimin 2023’e kayabileceğini görüyorum.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***