“Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ile “siyasal ve askeri casusluk” suçlarından yargılanan ve dört yıldır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ‘serbest bırakılmalı’ kararına rağmen 26 Kasım Cuma günü görülen son Gezi davası duruşmada da tahliye edilmemişti.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ise AİHM kararını yerine getirmediği için Türkiye’ye karşı ihlal sürecini başlatma kararı verdi. Komite, bugünkü oylamada, Türkiye’ye yönelik ihlal sürecinin başlatılmasını kararlaştırmıştı.
TÜRKİYE’DEN İLK TEPKİ
Dışişleri Bakanlığı, Osman Kavala davasıyla ilgili Türkiye hakkında ihlal prosedürü başlatmasıyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada Komite’nin tutumunun “taraflı” olduğu savunularak, Kavala davasından daha eski davalar varken bu yönde karar alınmış olması “tutarsız” olarak nitelendi. Bakanlık açıklamasında, “Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, insan hakları sisteminin etkinliğini sürdürmek istiyorsa tarafgir tutumunu bırakıp, AİHM kararlarının uygulanmasını tüm üye ülkeler yönünden tarafsız bir yaklaşımla ele almalıdır” ifadeleri kullanıldı.
Serbest Görüş:
Dışişleri Bakanlığı’nın açıklaması şöyle:
‘BAĞIMSIZ YARGIYA MÜDAHALE NİTELİĞİ TAŞIYACAK KARAR’
“Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi bugün (2 Aralık 2021) ülkemizin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Kavala kararını uygulayıp uygulamadığının tespiti hususunu AİHM’e havale etme niyetini içeren bildirimde bulunmuştur.
Ülkemizde devam eden yargı sürecine saygı ilkesi uyarınca, AK’yı bağımsız yargıya müdahale niteliği taşıyacak bu kararın devamını getirmekten kaçınmaya davet ediyoruz. Başta AK Bakanlar Komitesi olmak üzere herkes, bağımsız ve tarafsız mahkemelerce yürütülen yargı sürecine saygı ve güven duymalıdır.”
‘ÖZELLİKLE KAVALA KARARININ SÜREKLİ OLARAK GÜNDEMDE TUTULMASINI TUTARSIZ BİR YAKLAŞIM OLARAK GÖRÜYORUZ’
“Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi olan ülkemiz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden kaynaklanan sorumluluklarının bilincindedir. Bu yıl içinde 128, bugüne kadar ise toplam 3674 AİHM kararı tarafımızdan uygulanmıştır.
AİHM kararlarının icrasını denetleyen Bakanlar Komitesi’nin gündeminde halen çok sayıda karar bulunmaktadır. Kavala kararından daha eski olan ve başka ülkeler hakkında ve konularda da uygulanmayan kararlar varken, özellikle Kavala kararının sürekli olarak gündemde tutulmasını tutarsız bir yaklaşım olarak görüyoruz. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sistemindeki mevcut mekanizmaların hukuki ve adil bir anlayışa göre değil de, siyasi mülahazalar üzerinden belirli ülkeler aleyhinde işletilmesi her şeyden önce Avrupa Konseyi’nin kendi itibarını zedelemektedir.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, insan hakları sisteminin etkinliğini sürdürmek istiyorsa tarafgir ve seçici tutumunu bırakıp, AİHM kararlarının uygulanmasını tüm üye ülkeler yönünden tarafsız bir yaklaşımla ele almalıdır.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***