Dolar, TL karşısında sadece kasımda yüzde 40 değer kazandı. Kur artışı enflasyon tsunamisine yol açarken, hükûmet sözcüleri “manipülasyon” iddiasını tekrarlıyor.
TBMM Genel Kurulunda, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin görüşmelerine başlandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay 2022 bütçe teklifini sundu. Oktay yaptığı sunumda kurdaki yaşanan hareketliliğin politika faizlerinde yapılan indirime bağlanamayacağına işaret ederek “Para birimimiz manipülatif ataklara maruz kalmakta” dedi. Oktay ayrıca, Merkez Bankası rezervlerinin 35 milyar dolar artışla, 126 milyar doları aştığını söyledi.
Doların tüm para birimleri karşısında değer kazandığını ifade eden Oktay, “Kur hareketleri ekonominin gerçeklerine uygun değil” diye konuştu.
Oktay, vatandaşlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz diyerek “Enflasyonun yükselmesi konusunda aldığımız tedbirler, haksız ve fahiş fiyat artışlarının etkin bir şekilde denetlenmesi ve gerekirse kamu kaynaklarından feragat edilmesi yoluyla enflasyonun vatandaşlarımıza en az şekilde yansıtılması hususunda büyük gayret sarf ediyoruz. Vatandaşlarımızı fiyat artışlarından korumak amacıyla doğal gazda maliyetin dörtte üçünü ve elektrikte ise yarısını hükümet ve devlet olarak biz üstleniyoruz.” ifadelerini kullandı.
Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 15,4 oranında artarak 1 trilyon 472,6 milyar lira olarak gerçekleşmesini tahmin ettiklerini aktaran Oktay, vergi gelirlerinin 2022 yılında yüzde 18,9 oranında, nominal milli gelir artışı olan yüzde 18,5’e çok yakın artacağının öngörüldüğünü dile getirdi. Oktay, vergi gelirlerinin GSYH içindeki payının ise 2022 yılında yüzde 16 olacağının tahmin edildiğini belirtti.
Fuat Oktay, bütçe sunumunda şunları kaydetti:
“Bu yılın tamamında büyümenin yüzde 10’u aşmasını bekliyoruz”
Orta Vadeli Program tahminlerine dayalı olarak, 2022 yılında istihdamın 2021 yılına göre 1 milyon 277 bin kişi artması, işsizlik oranın ise yüzde 12’ye gerilemesi beklenmektedir.
Halihazırda ekonomik aktivitedeki dinamik ve canlı gidişat ile artan ihracat desteğiyle, yılın son çeyreğinde de yüksek bir büyüme performansı öngörülmektedir. 2021 yılının tamamında yüzde 10’u aşabilecek düzeyde bir büyüme oranı kaydetmeyi bekliyoruz.
2022’de yüzde 5 büyüme öngörüyoruz.
“Kur hareketlerini politika faizine bağlamak doğru olmaz”
Bir ekonomi değerlendirirken bazı göstergelere bakılıp, diğerlerini göz ardı etmek doğru bir yaklaşım değildir.
Kurlarda son dönmeden yaşanan hareketleri politika faizine bağlamak son derece yanlıştır ve Türkiye’nin ihracatta, büyümede, mali disiplinde ve cari dengede sağladığı başarıyı göz ardı etmektir.
Salgının getirdiği şartlarla pek çok ülkede politika faizinin enflasyonun altında yer aldığı bir dönemden geçmekteyiz. ABD Almanya İngiltere Fransa Güney Kore, Brezilya, Endonezya, Malezya, Hindistan Macaristan Polonya ve Rusya gibi bir çok ekonomide negatif reel politika faizi kullanmaktadır.
Ayrıca politika faizinin yüksek olduğu dönemlerde kurlarda hareketlilik gözlemlenebilmektedir. Son dönemlerde yaşanan gelişmeleri, doların son dönemde güçleniyor olması, milli paramıza yapılan spekülatif ve manipülatif etkenleri ve ülkemizin döviz talebini artıran etmenler çerçevesinde ele almamız gerekir.
ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin para politikasında sıkılaşmaya gideceği beklentisi dolar, tüm gelişmekte olan ülkelerin para birimleri karşısında değer kazandı.
Ülkemizin döviz ihtiyacını en aza indirecek ve bu saldırılara karşı çok daha dayanıklı bir yapıyı hızlı şekilde oluşturacağız.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***