YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Ali Babacan, Başkanlık sistemine geçişte konuşmadığı için pişman olduğunu söylüyor. “Başkanlık referandumunun Türkiye’yi bir felakete götüreceğini ben görüyordum, bana gelip soran herkese de bunu söylüyordum. Ama gidip de bunu kamuoyuna açık konuşmadım. Keşke konuşsaydım.”
Ali Babacan siyasi hesapları, korkaklığı, mahalle baskısını bir kenara bırakıp bunun gibi bir özeleştiri daha yapsa acaba başka nelerden pişman olduğunu söylerdi? Nasıl bir nefis muhasebesi yapardı merak ediyorum.
Ya da ulusalcı General Semih Çetin, “Cemaatin hakkından ancak Recep Tayyip Erdoğan gelir” diyerek önündeki engellerin kaldırılmasına verdikleri destekten dolayı pişman mıdır?
İslamcı mahalle, Ulusalcılar ile ittifak edip, bazen susarak, bazen yapılması gerekeni yapmayarak, çoğu zaman da fiilen destekleyerek beraberce kurdukları bu rejimin ülkeyi bir felaketin eşiğine getirdiğini görmüş ve bazı şeyleri keşke yapmasaydık diyorlar mıdır? Olayların en başında o büyük hatayı keşke yapmasaydık diye başlarını öne eğiyorlar mıdır? Böyle siyasi, sahtekar pişmanlıklardan değil, sahici bir muhasebeden, sahici bir pişmanlıktan söz ediyorum.
Kendi kendilerine konuşurken “Kabul etmeliyiz ki Cemaat haklı çıktı, bize yaptıkları her ikaz, her öngörü doğru çıktı. Hapse attığımız polisler iyice anladık ki bu ülkenin namusunu kurtarmış. KHK ile gözümüzü kırpmadan attığımız bürokratlar ülkenin çivisiymiş meğer” diyorlar mıdır?
Ali Babacan bu nedameti ucundan accık göstermiş, ama asıl itirafları henüz yapamıyor.
Sadece Ali Babacan değil, Cemaat’e karşı kurdukları ittifakla ülkeyi beraberce bu hale getiren hiç kimsenin henüz herhangi bir özeleştirisine, herhangi bir pişmanlık itirafına rastlamıyoruz.
Siyasi beceriksizliklerle bu yıkımın taşlarını döşeyenler içinde de kimse hatasını kabul etmiyor.
Mesela bu beceriksizlerden biri olan CHP ülkeye yeniden bir dejavu yaşatmak için harekete geçmiş. İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu seçim ve sandık güvenliğine yönelik olarak Sandık Savunma Hareketini başlattıklarını söylüyor. Twitter’dan yaptığı açıklamada avukatları beraber çalışmaya davet edip bilişim okuryazarlığı eğitimine şimdiden başlamaya çağırdı. Daha önceki oyveotesi.org gibi bir çalışma yani. Ya da seçim gecesi YSK’nın önüne 50 bin avukatı yığmayı vaat ettikleri gibi.
Oy ve Ötesi grubunun son fiyaskosu 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanmıştı. Seçim öncesi çok iddialı sözler söylemiş, her türlü siber saldırıya karşı önlemi aldıklarına, tek bir oyun bile kaybolmasına müsaade etmeyeceklerine dair onlarca açıklama yapmışlardı. Ama Muharrem İnce gibi onlar da seçim gecesi ortadan kaybolmuş, kendilerinden saatlerce haber alınamamıştı. Haber alınmaya başladıktan sonra da AA’nın seçim sonuçlarının aynısını yayınlamış ve Recep T. Erdoğan’ın şaibeli seçimlerini legalize etmekten başka bir iş yapmamıştı.
CHP’nin sandık fiyaskolarıyla ilgili bir nedamet ya da kamuoyuna yansımış bir özeleştirisini duymadık. Şimdi aynı lokmayı yeniden yememizi istiyorlar ama bilemiyoruz yine aynı zokayı yutturup yutturmayacaklarını.
Son sekiz yıldır bu ülkenin batması için herkes kendi çapında gereken çabayı gösterdi. Hiç kimse suçu bir yere atıp kendini bu yıkımdan kurtaramaz. Kimi öfkesinden, kimi kininden, kimi hasedinden, kimi de nifakından dolayı bu ittifaka dahil olup, ülkeyi batıran bu İslamcı-Ulusalcı güruh, hiçbir özeleştiri vermeden başka birini suçluyor. Oysa bu yıkım hepinizin eseri!
İdrak yoksunlarının yönetiminde ülke, Titanik gibi batıyor. Her geçen an biraz da sulara gömülüyor.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***